Haberler
Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Bahçeli, Öcalan çağrısını bir kez daha yineledi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teğmenler için talimat

Komisyonda gerginlik! Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler salonu terk etti

CHP'li vekilin sözleri sonrası Bakan Güler salonu terk etti

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Deniz Akkaya hakkında gözaltı kararı

Diyarbakır'da "İslam Tarihinin İlk Asrında Diyarbakır ve Çevresi" Sempozyumu

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Devlet eski Bakanı Prof. Dr. Aydın: "İnsanlık tarihi için ilk yüzyıl öylesine önemli ki; hala bizi tüm problemlerimize rağmen birlik ve beraberlik içinde tutabiliyor.

Devlet eski Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın, "İnsanlık tarihi için ilk yüzyıl öylesine önemli ki; hala bizi tüm problemlerimize rağmen birlik ve beraberlik içinde tutabiliyor. O medeniyet ve o mana damarları o kadar güçlü ki tüm çabalara rağmen çok şükür hala birlikteyiz" dedi.

Diyarbakır Valiliği, İlim Yayma Cemiyeti Şubesi ve İslam Tarihçileri Derneği'nce, "İslam Tarihinin İlk Asrında Diyarbakır ve Çevresi Sempozyumu" düzenlendi.

Cahit Sıtkı Tarancı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan Prof. Dr. Aydın, bir dönem öğrenciliğinin geçtiği Diyarbakır'a gelmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Prof. Dr. Aydın, ilk yüzyılın insanlık tarihinin en çok üzerinde durulması gereken dönem olduğunu vurgulayarak, ona benzeyen başka bir yüzyıl olmadığını anlattı.

"Bu kadar kısa zamanda, bu kadar başarılı olunan başka bir yüzyıl yoktur. Her Diyarbakır'dan söz edildiğinde Diyarbakır'ın acı, sıkıntılı günlerini değil, bu mübarek günlerini de hatırlamalıyız ki duruşumuzda bir denge olsun. Bu yüzyıl içerisinde bir evrensel medeniyet inşa ediliyor. Bir yüzyıldan daha kısa sürede bir cihan medeniyeti olarak ortaya çıkıyor" diyen Prof. Dr. Aydın, o medeniyetin ruhunun aslında vahiyde ve Kur'an-ı Kerim'de olduğunu belirtti.

"Tüm çabalara rağmen çok şükür hala birlikteyiz"

Prof. Dr. Aydın, İslam tarihçilerinden beklentisinin ilk yüzyıl ile ilgili kendi alanlarında birer makale yazmaları olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Madem bir araya geldik, Diyarbakır'a kalıcı bir armağan bırakacağız. İnsanlık tarihi için ilk yüzyıl, öylesine önemli ki; hala bizi tüm problemlerimize rağmen birlik ve beraberlik içinde tutabiliyor. O medeniyet ve o mana damarları o kadar güçlü ki tüm çabalara rağmen çok şükür hala birlikteyiz. Kimliğimizi, benliğimizi, şahsiyetimizi asıl o medeniyette aramamız lazım. Bizi biz yapan medeniyet, o medeniyettir."

Medeniyetin manevi yönüyle anlaşıldığında bir bütünü ortaya çıkardığına dikkati çeken Prof. Dr. Aydın, tüm İslam dünyası gibi Diyarbakır'ın çok çalışılmaya muhtaç bir bölge olduğunu aktardı.

Vali Mustafa Cahit Kıraç, rahmet ışıklarının Anadolu topraklarına ilk saçıldığı Diyarbakır'ın,  "peygamberler diyarı" olduğunu vurgulayarak, sempozyumla mücevher olarak nitelendirdikleri ilin bilinmeyen yönlerinin gün ışığına çıkacağına inandıklarını kaydetti.

Kıraç, "Bu şehrin üzerindeki sis bulutlarının ve külün ortadan kalkmasına bu sempozyum çok büyük katkı sunacaktır. Diyarbakır bu coğrafya için geçmişte de çok güzel görevler üstlenmiş. 639'lu yıllarda ilk kez rahmet kapıları buradan Anadolu'ya açılmış" diye konuştu.

"Diyarbakır, barış, kardeşlik ve huzur limanı olmanın arayışı içinde"

Vali Kıraç, sadece İslam'ın yansıması adına yapılanlar değil, bilim, sanat ve idare gibi hayatın her alanında İslamiyet yeni bir ses ve soluk olduğunu dile getirerek, şöyle dedi:

"639 yılında İslam orduları tarafından fethedilen Diyarbakır, o günden itibaren İslam'ın önemli merkezlerinden birisi haline gelmiştir. Diyarbakır, İslam'ın Anadolu'da kök salmasında önemli bir rol üstlenmiş ve adeta İslam'ın sarsılmaz kalelerinden birisi olmuştur. Diyarbakır son birkaç yıla kadar olumsuzluklarla da anılsa, tekrar eski günlerine dönmenin barış, kardeşlik ve huzur limanı olmanın arayışı içindedir. 3 büyük dini de kendinde cem edebilmiş, huzur ortamı sunabilmiş bu kadim kent tekrar o eski ışıltılı günlerine dönme yolunda önemli merhaleler kat etmeye başlamıştır."

İslam Tarihçileri Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Şeker de İslam medeniyetinin yayılmaya başladığı dönemden itibaren bereketli hilal bölgesinin çok önem arz ettiğini söyledi.

Sempozyumda Diyarbakır'da makamları bulunan peygamberlerden başlayıp nebiler şehri olarak sadece Şanlıurfa değil, Diyarbakır'a ilişkin de bildirilerin konu alınacağını dile getiren Prof. Dr. Şeker, sempozyumda İslam tarihinin ilk dönemlerinde bölgeye gelen sahabelerin de bazı yönleriyle ele alınacağını aktardı.

"Bugün değerlerin buluştuğu gündür bizim için"

İlim Yayma Cemiyeti Diyarbakır Şube Başkanı Dr. Mustafa Sarıbıyık ise sempozyumla İslam tarihçisi hocalarla Diyarbakır'ın tarihi ve kültürel değerlerini buluşturmayı arzu ettiklerini söyledi.

Bugüne kadar bir kısım medyanın Diyarbakır ile ilgili menfi algılar oluşturduğunu savunan Sarıbıyık, buna rağmen kadim şehrin tüm dünyaya kendisini haykırmaya devam ettiğini belirtti.

Valilikçe hazırlanan "Peygamberler Şehri: Diyarbakır" adlı tanıtım klibinin gösteriminin ardından oturum başkanlığını Celal Bayar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çelik'in yaptığı, Şırnak Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Güneş ve Dicle Üniversitesi (DÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Acar'ın bildirimde bulunduğu oturma geçildi.

Doç. Dr. Güneş, Şanlıurfa'da 13, Diyarbakır'da 10, Şırnak'ta ise 1 peygamberin yaşadığının söylendiğini ifade etti.

Bazı rivayetlerde Nuh Peygamberin Şanlıurfa'da yaşadığının, Nuh'un gemisinin Cudi Dağı'na indiği ve bu dağın Şanlıurfa'da olduğunun ifade edildiğini kaydeden Güneş, İslam tarihi kaynaklarının bunu teyit etmediğini, tamamının Cudi'nin Şırnak'ta olduğunu belirttiğini söyledi.

Hz. İbrahim'in Şanlıurfa'da ateşe atıldığı, atıldığı yerin suya, odunların balığa dönüştüğünün İslam tarihi kaynaklarınca teyit edilmediğini anlatan Güneş, "Sadece Hz. İbrahim'in Harran'da doğduğu ancak babası tarafından götürüldüğü Irak'ta büyüdüğü ve ateşe atıldığı yerin de İslam tarihi kaynaklarında Babil olduğu yer alır. Hz. İbrahim'in Şanlıurfa ile bir bağlantısı yoktur. Ancak Hz. Nuh'un Şırnaklı olduğu konusunda hiç şüphe yoktur" ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine Prof. Dr. Çelik'in, "Bu bölgede ulema arasında bir peygamberler savaşı da çıkacak gibi. Hocam, Şanlıurfa'nın tüm peygamberlerinden İslam tarihinin söz etmediğini belirterek Şanlıurfa'nın altını boşalttı. Şırnak'taki Nuh peygamberin ise tarihte geçtiğini belirtti. Hocam iyi propaganda yaptınız" sözleri salonda gülüşmelere neden oldu.

5 oturumun yapıldığı sempozyuma çok sayıda öğretim üyesi katıldı. - Diyarbakır

Kaynak: AA / Yerel
title