Diyarbakır'da 'Din, Dil ve Kimlik Sempozyumu' Düzenlendi
Nübihar Dergisi'nin kuruluşunun 21.yılı nedeniyle Diyarbakır'da 'Din, Dil ve Kimlik Sempozyumu' düzenlendi.
Nübihar Dergisi'nin kuruluşunun 21. yılı nedeniyle Diyarbakır'da 'Din, Dil ve Kimlik Sempozyumu' düzenlendi.
Nübihar Dergisi'nin 21. kuruluş yıl dönümü nedeni ile Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tiyatro salonunda bir sempozyum düzenlendi. 2 gün sürecek olan 'Din, Dil ve Kimlik Sempozyumu'na BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Diyarbakır Barosu eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, akademisyen Baskın Oran, yazar Dr. İsmail Beşikçi, yazar Cengiz Çandar ile çok sayıda yerli ve yabancı akademisyen katıldı. Sempozyumda açılış konuşması yapan BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, din, dil ve kimliği oluşturan faktörlerin bulunduğunu, bunlardan birinin tek seçilmesinin parçalanmaya yol açacağını söyledi. Tan, "Bugün geldiğimiz noktada din, dil ve kimlik, yani kimliği oluşturan faktörler var. Bunları bir birinden ayırmak, parçalara bölmek, yada sadece bunlardan birini seç demek insanın bizzat kimliğini, bünyesini, ruhunu parçalamaktır. Biz bunların parçalanmasını istemedik, bugünde istemiyoruz. Müslüman Kürtler olarak dinimizden de, dilimizden de vazgeçmeyeceğimizi, kendi asli kimliğimiz ile ortada duracağımızı, sınıfsal taleplerinde toplumun en önemli taleplerinden biri olduğunu adil bir üretim ve adil bir paylaşımın olmazsa olmaz olduğunu her zaman söyledik. Bugünde aynı çizgide devam ediyoruz. Ama bu sıkıntılar halen devam ediyor" dedi.
"SON 100 YIL BİZİM FELAKETİMİZ OLDU, BU ÖNÜMÜZDEKİ 100 YIL İNŞALLAH KURTULUŞUMUZ OLSUN"
Tan, Kahire'de 2 milyon insanın mezarlıklarda varoşlarda yaşadığını, bu nedenle Ortadoğu'da yeni şekillenmeler olduğunu dile getirdi. Altan Tan, "Din, dil ve mezhebi biliyorsunuz ama sınıfsal olarak bir Arap kralının, bir Arap şeyhini, bir Arap karikatürünün diyeyim yada 100 milyar doları var iken Kahire'de 2 milyon insan hala mezarlıklarda yaşıyor. Onun için bu yeni Ortadoğu mutlaka şekillenecek ama nasıl bir şekle girecek. Neo liberal çizgisinde mi değişecek, eski statükoyu devam ettirenler mi tekrar hakim olacak bildikleri gibi gidecek yoksa biz Müslümanları bir lafı ve modelimi olacak, işte esas mesele bu. Umarım bugün ve yarın bunları tartışacağız ve sözü olan kardeşlerimiz sözünü söyleyecek, bizde fikirlerimizi arz edeceğiz. İnşallah bu yeni Ortadoğu bütün Dinlerin, dillerin, mezheplerin eşitçe, özgürce kendini ifade edebileceği bir Ortadoğu olsun. Aynı şekilde cenabı Allah'ın bize bahşettiği petrol, su ve bütün ürünler adil bir şekilde taksim edildin, inşallah gelecek iyi olsun. En azından son 100 yıl bizim felaketimiz oldu, bu önümüzdeki 100 yıl inşallah kurtuluşumuz olsun" şeklinde konuştu.
Daha sonra Baskın Oran, 'Esasi'den Bugüne Türkiye'de Kürtçe Meselesi' konusunda bir konferans verdi. Oran, imparatorluk döneminden ulus dönemine geçerken bir İntermezzo geçiş döneminin bulunduğunu bunun da 1923 Kurtuluş Savaşı olduğunu kaydetti. Oran, Burada Kürtlere çeşitli vaatler yapıldığını görüyoruz. Özet olarak vermek gerekirse Kürtlere her türlü ırksal, toplumsal, bölgesel, hak, imtiyazlarına ve özelliklerine saygılıyız denir, il yönetimi özerktir, Kürtlerde çoğunluk olduğu yerlerde kendilerini özer olarak yöneteceklerdir, resmi dil Türkçedir fakat her türlü dil kullanıla bilecektir, mahkemede de herkes kendi dilinde savunma yapabilecektir denmiştir. Şimdi Nutuk 3 cilttir fakat genelde bunu 2 cildi yayınlanır, 3'ncü ciltte Mustafa Kemal paşanın çeşitli insanlara, Kürt şeyh ve beylerine yazdığı telgraf ve mektupları vardır, burada mesela her türlü hak ve imtiyazların verilmesine taraftarım demektedir. Sivas Kongresi beyannamesinde ırksal ve toplumsal haklarına saygılı öz kardeşlerdir diye bahsedilmektedir. İstanbul hükümeti ile Ankara Hükümeti arasında yapılan Amasya protokolünde ise Kürtlerin gelişme serbestliğini sağlayacak şekilde ırksal ve toplumsal bakımdan desteklenmelerine ve daha iyi duruma getirilmelerine izin verilmesinden bahsedilmektedir. 1921 yılı Anayasasının 11'inci maddesi özel bir önem taşır burada vilayetlerin özerk olacağı tüzel kişilik sahibi olacağı, eğitimin bu vilayet şuaralarının yetkileri dahilinde bulunacağını ve bu vilayet şurasının da Vilayet halkı tarafından seçileceği belirtilir. 1921 Teşkilati Esasiye Kanunu'nun Kemal Atatürk'ün kendi el yazısı ile yapılan değişiklikte Temmuz 23'te 13'üncü madde şöyledir; öğretim işleri serbesttir, kanun dairesinde her Türkiyeli genel ve özel öğretim alabilir. Kurtuluş savaşı döneminde Türk tabirine pek az rastlanır genelde kullanılan Türkiyelidir. Ocak 1923 İzmit basın toplantısında çok daha net ifade edilir o ilin halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak idare edecekler denilmektedir ve bununda sebebini şöyle açıklar Kürtleri de beraber ifade etmek gerekir ifade olunmadıkları zaman durumdan kendilerine ait mesele yaratmaları daima mümkündür denir. Devleti kuranlar bunun farkındadır fakat İttihatçı fabrika ayarlarına direnemeyeceklerdir" ifadelerini kullandı.
Yapılan konuşmanın ardından sempozyuma ara verildi. - DİYARBAKIR