Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Diyarbakır'da "Barışın İnşasında Yerel Yönetimler Buluşması" Konferansı

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

BDP Genel Başkan Yardımcısı Kışanak: "Merkezi yönetimin resmi dili Türkçe olabilir ama yerel, yerinden, bölgesel özerk yönetimler hizmet ürettikleri insanların talep ettiği dili bölgesel olarak kullanma hakkına sahip olmalıdır" "Anadilde eğitim ile ilgili referandum yapalım"

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, "Merkezi yönetimin resmi dili Türkçe olabilir ama yerel, yerinden, bölgesel özerk yönetimler hizmet ürettikleri insanların talep ettiği dili bölgesel olarak kullanma hakkına sahip olmalıdır" dedi.

Kışanak, Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliğince (GABB) Sümerpark Resepsiyon Salonu'nda düzenlenen "Barışın İnşasında Yerel Yönetimler Buluşması" konferansında, Kürt sorununun Türkiye'de yerel, yerinden, özerk yönetim modeli ile çözülebileceğini savunduklarını, barışı bu yolla ve yöntemle tesis edebileceklerine inandıklarını, bu nedenle bunun politikasını yürüttüklerini söyledi.

Ulus devlet formunun insanlık tarihinde uzun olmayan bir geçmişe sahip olduğunu söyleyen Kışanak, bu yönetim modelinin büyük acılara neden olduğunu dile getirdi.

Yerel, yerinden, özerk yönetim modeli ile Türkiye'nin tanışmasını istediklerini ifade eden Kışanak, şöyle konuştu:

"Bu gerçekleşmediği sürece bizim merkezi yönetim anlayışını bu ülkeyi idare etmeye çalışan yönetimin, partisi ne olursa olsun, ortaya çıkaracağı durum tam da bugün yaşadıklarımızdır. Kürtlerin yıllardır ortaya koyduğu büyük kitlesel eylemler ve etkinlikler bir itirazdır. Kendileri yönetime katılmak, kendi kendilerini yönetmek istiyorlar. Kendi ata topraklarında, kentlerinde, bölgelerinde kendi kimlikleriyle yaşamlarını sürdürmek istiyorlar. Bu yıl İstanbul'da Gezi Olayları nedeniyle başka bir sosyal patlama ile karşılaştık. Bu da ulus devlet modelinin yarattığı bir patlamaydı. Bunların doğru okunması lazım."

Kışanak, Kürt sorunu bağlamında en çok tartıştıkları konulardan birinin anadil problemi olduğunu, anadil ile ilgili kamusal hizmet üretilmesinin önüne geçmek için binbir türlü siyasi gerekçe üretildiğini savunarak, resmi dil tartışmasının yürütüldüğünü aktardı.

"Bir bakan, biraz da tehditkar bir uslupla ' Türkiye'nin resmi dili Türkçe'dir. Herkes bunu böyle kabul etmek zorundadır' diye bir açıklama yaptı. Bu konudaki tıkanıklıkları aşmak için çok açık, net, somut önerilerimiz var. Merkezi yönetimin resmi dili Türkçe olabilir ama yerel, yerinden, bölgesel özerk yönetimler hizmet ürettikleri insanların talep ettiği dili bölgesel olarak kullanma hakkına sahip olmalıdır. Bunu reddettiğiniz yerde bir çözüm üretme şansınız yoktur" diyen Kışanak, Diyarbakır, Hakkari, Şırnak, Van'da bütün devlet dairelerinde fiili olarak Kürtçe'nin kullanıldığını belirtti.

Kışanak, şöyle devam etti:

"Sayın başbakan diyorki, 'ideoloji karın doyurmaz, siz bu siyasi Kürtçülükten vazgeçin, partimizi destekleyin'. Bu sözleri duyduğumuza gerçekten inanamıyoruz. Yani 'sen dilini, kültürünü, inancını bir tarafa bırak, bunun adı siyasal Kürtçülüktür, bunu yapma bana biat et. Karnını doyurmakla uğraş' diyor. Zaten bu anlayışın karın doyurmadığı ortadadır. Sosyo ekonomik gelişmişlik endeksine baktığınızda Kürtlerin yaşadığı illerinin tamamı Türkiye ortalamasının yarısının da altındadır. Kimsenin artık hakaret ederek, diline, kültürüne saygı duyulmasını isteyen insanları suçlayarak bir yere varma şansı yoktur."

Yerel, yerinden, demokratik, özerk yönetim modelleriyle refah düzeyini yükseltebileceklerini, sosyal ve ekonomik kalkınmayı güçlendirebileceklerini, kimlik, kültür, inanç gibi konulardan kaynaklanan sorunları çözebileceklerini vurgulayan Kışanak, "Anadilde eğitim ile ilgili referandum yapalım. Hangi il, hangi dili istiyorsa o dilde eğitim veren okullar açalım. Kamusal hizmetin hangi dilde yapılacağı konusunda da referandum olsun. Demokrasi çoğunluğun hükmettiği bir yönetim anlayışı değil, çoğulcudur" şeklinde konuştu.

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ise Katalonya, Bask, İrlanda, Hollanda ve Avrupa'nın dört bir yanından konferansa katılanlara teşekkür etti.

Daha sonra konferansın "yüzyılda yerel yönetimlerin rolü, kapasitesi ve yetkileri" bölümünde, Bask Bölgesi Dış İlişkiler Sorumlusu John Andoni Lekue Eguren, Lübnan Barış Komitesi Başkanı Jamil Safieh, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayten Uysal, Kars Digor İlçe Belediye Başkanı Muzaffer Kutay, yazar Mustafa Sönmez, Deventer Belediye Başkanı Andries Pieter Heidema birer konuşma yaptı.

Konferans 2 gün sürecek. - Diyarbakır

Kaynak: AA / Yerel
title