Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Gazze, Tüm İnsanlık İçin Bir Vicdan Meselesidir
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kudüs ve Gazze'deki insanlık dramına dikkat çekerek, dünyanın gözleri önünde yaşanan soykırımlara karşı insanlığın ses vermesi gerektiğini ifade etti. Erbaş, Kudüs ve Filistin'in özgürlüğünün tüm insanlık için bir ahlak meselesi olduğunu vurguladı ve sanatın toplumsal duyarlılıkta önemli bir rol oynadığını belirtti.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Dünyanın gözü önünde bir milletin varlığının, özgürlüğünün hiçe sayıldığı kadın, çocuk, yaşlı demeden korkunç bir soykırıma uğradığı, hatta hayvanların dahi hunharca katledildiği bir çağa tanıklık etmekten hicap duyuyoruz" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle Diyanet İşleri Başkanlığı Seyir ve Sahne Ekibi tarafından 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu'nda sahnelenen "Şahsiyetli Bir Direniş: Kudüs" tiyatro oyununun temsiline katıldı. Programda Mescid-i Aksa'nın da içinde bulunduğu Kudüs'ü andıklarını belirten Erbaş, " Kudüs'ün, Mescid-i Aksa'nın, Filistin'in, Gazze'nin özgürlüğünden bahsediyoruz. Yıllardan beri çeşitli vesilelerle hep bahsettik ama şimdi sanatımızla, sanat eserlerimizle ve sanatkarlarımızla bundan bahsedeceğiz. Kudüs ve onun mübarek çevresinde yaşanan insanlık dramı hususunda toplumsal bilinci ve duyarlılığı artırmayı amaçlayan bu programın hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı.
"Bu soykırımı görüp de insanlığından utanmayanlar artık onlar için diyecek bir şey yok"
Erbaş, bu yıl Mevlid-i Nebi Haftası temasını "Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası" olarak belirlediklerine işaret ederek, şöyle konuştu:
"Alemlere rahmet olarak gönderilen Allah Resulünün (s.a.s.) örnekliğinde şahsiyetli bir duruşa bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Maalesef Müslümanların dağılmışlıkları sebebiyle İslam coğrafyası son birkaç asırdır ardı arkası kesilmez işgallere, savaşlara, katliamlara soykırımlara sahne olmaktadır. Kör ve sağır olan dünyanın, insanlığın gözü önünde hemen şurada burnumuzun dibinde Filistin'de, Gazze'de binlerce, on binlerce masum, bebek, kadın, zalim, işgalci siyonistlerin bombardımanı altında can vermektedir, şehit olmaktadır. İnsanlık adına ne acı, utanç verici. Bu soykırımı görüp de insanlığından utanmayanlar artık onlar için diyecek bir şey yok ama biz yine de hala insan olduğunu kabul edenlere seslenmeye devam edeceğiz. Sesimizle, sözümüzle, sanatımızla, yardımlarımızla, boykotlarımızla bu farkındalığı oluşturmaya devam edeceğiz. Ta ki bu katliam, bu soykırım, bu zulüm son buluncaya kadar. Ayet-i kerimede Rabbimiz; 'Gevşemeyin, üzülmeyin. İnanmışsanız en üstün sizsiniz' buyurmaktadır. Madem ki inanan bir toplumuz, o zaman en üstün olduğumuza ve bu zulmün son bulacağına olan inancımız da tam olmalı. Zalimler önce Müslümanların dağınıklığından, sonra da insanlığın kör ve sağırlığından cesaret alarak bu soykırımı yapıyor, katliamı gerçekleştiriyor."
"Gazze, tüm insanlık için bir ahlak ve vicdan meselesidir"
Bir asra yakındır devam eden işgal neticesinde yürekleri dağlayan olaylar, hadiseler yaşandığına dikkati çeken Erbaş, "Bir millet görülmemiş bir zulümle topyekun yok edilmeye çalışılmaktadır. Filistin'de yaşananlar bütün insanlığın vicdanını yaralamaktadır. Gazze, Filistin, Kudüs sadece Filistinlilerin meselesi değildir, tüm insanlık için bir ahlak ve vicdan meselesidir" diye konuştu.
"Dünyanın gözü önünde bir milletin varlığının hiçe sayıldığı çağa tanıklık etmekten hicap duyuyoruz"
Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:
"Mazlumun, soykırıma uğrayanın inancına, mezhebine, ırkına bakılmaz, zalimin de inancına, ırkına bakılmaz. Bizim inancımız her hal ve şartta mazlumun yanında yer almayı zalimin karşısında durmayı emretmektedir. Dolayısıyla mazlumlar Müslüman, zalimler Yahudi diye bakmamak lazım. Mazlum Müslüman olmasa bile Müslümanlar olarak, bütün insanlık olarak mazlumun yanında yer almamız lazım. Dünya duysun diye her vesileyle bunu dile getiriyorum; İnsanlık bu çağrımıza kör ve sağır olmasın diye bunu söylüyorum. Filistin'de yaşananlar işte bunun için bütün insanlığın derdi olmalı. Nasıl olur da insanlık değerleri bu kadar aşağılanabilir, nasıl olur da bu denli bir soykırım tüm dünyanın gözü önünde alenen gerçekleştirilebilir, bu akıllara ziyan şiddete karşı uluslararası bir sessizlik nasıl mümkün olabilir, insanlığın kalbine açılmış bu ölümcül yara nasıl görmezden gelinebilir? Dünyanın gözü önünde bir milletin varlığının, özgürlüğünün hiçe sayıldığı kadın, çocuk, yaşlı demeden korkunç bir soykırıma uğradığı, hatta hayvanların dahi hunharca katledildiği bir çağa tanıklık etmekten hicap duyuyoruz."
"Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli değildir"
Kudüs'ün bugün insanlık adına Müslümanları vahdete çağırdığına vurgu yapan Erbaş, "Kudüs, bütün Müslümanları dünyanın başına musallat olan bu organize kötülük karşısında birlikte hareket etmeye davet ediyor. Bugün Peygamberler emaneti Kudüs'te, yetimler yurdu anları bir araya getiremeyecekse daha hangi değer bizi birleştirecek. Bilmeliyiz ki Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli değildir. Dolayısıyla Kudüs bilincini en güçlü hale getirmek ve bütün mümin yürekleri birleştirecek çalışmalara hız vermek zorundayız" ifadelerini kullandı.
"Sanat bir mesajı muhataba en hızlı ve en etkili şekilde ulaştıran güçlü bir vasıtadır"
Erbaş, mazlumun, mağdurun ve haklının yanında yer almaya devam edeceklerine işaret ederek, "Kötülüklerle mücadelenin pek çok yolu vardır, bunlardan biri de sanattır. Zira sanat bir mesajı muhataba en hızlı ve en etkili şekilde ulaştıran güçlü bir vasıtadır. Özellikle herhangi bir konuda toplumsal duyarlılığın artırılması noktasında sanatın önemli rolü ve etkisi vardır" şeklinde konuştu.
"Filistinli mücahit kardeşlerime Rabbimden zaferler niyaz ediyorum"
Oyunda ve sergide emeği geçenlere teşekkür eden Erbaş, "İnsanlık tarihinin en acımasız zulmü ve soykırımı karşısında son derece onurlu bir duruş sergileyen, izzetli bir direniş gösteren ve tüm dünyaya insanlık dersi veren Filistinli kardeşlerimizi hürmetle, saygıyla ve muhabbetle buradan selamlıyorum. İnancı, vatanı ve mukaddesatı uğruna fedai can eden bütün kardeşlerimize, şehitlerimize sonsuz rahmet ve mağfiret diliyorum. Yaralı, gazi olan kardeşlerimize Allah'tan acil şifalar diliyorum. Vatanını, yurdunu, yuvasını, evini, barkını, zalim işgalcilerden korumak, kollamak için canla başla mücadele eden Filistinli mücahit kardeşlerime de Rabbimden zaferler niyaz ediyorum ve buradan onları selamlıyorum" diye konuştu.
Oyunun sonunda sahneye davet edilen Erbaş, oyunun sanat yönetmeni Necip Karakaya ve senaristleri Sümeyye Özgen, Zeynep Onar ve oyuncuları tebrik ederek başarılar diledi.
Oyunu Erbaş'ın eşi Seher Erbaş'ın yanı sıra Başkan Yardımcıları Prof. Dr. Huriye Martı, Doç. Dr. Selim Argun, Doç. Dr. Burhan İşliyen, Prof. Dr. İbrahim Hilmi Karslı, Kadir Dinç, Dini Yayınlar Genel Müdürü Cafer Tayyar Doymaz, Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, Rehberlik ve Teftiş Başkanı Hasan Güçlü ile Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Bünyamin Kahraman da izledi
Erbaş, "Özgür Kudüs Sergisi"ni açtı
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, ayrıca 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu fuaye alanında sergilenen "Özgür Kudüs Sergisi"nin de açılışını gerçekleştirdi. Sergide emeği geçenlere teşekkür eden Erbaş, serginin hayırlara vesile olmasını temenni etti.
Sergide Kudüs ve Filistin davasını eserlerine işleyen beşi din görevlisi olmak üzere toplam 20 sanatkarın hüs-ni hat, tezhib, ebru, minyatür, çini, kat'ı gibi sanat dallarında 27 eseri yer alıyor. - ANKARA