Depremin "Öncü İşaretlerinin" İzleneceği Proje
Doğa Hareketleri Araştırma Derneğince (DOHAD) 3 yıl önce başlatılan "Deprem Öncü İşaretleri İzleme İstasyonları Ağı Kurulumu" projesi kapsamında çalışmalar sürdürülüyor.
MUHTEREM ERKUL - Doğa Hareketleri Araştırma Derneğince (DOHAD) 3 yıl önce başlatılan "Deprem Öncü İşaretleri İzleme İstasyonları Ağı Kurulumu" projesi kapsamında çalışmalar sürdürülüyor.
İstanbul Kalkınma Ajansınca desteklenen projeyle, büyük ölçekli depremlerin meydana gelmeden önceki işaretleri ve parametrelerdeki değişkenliğin algılanması hedefleniyor.
Proje Uzmanı ve İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, deprem öncü işaretleri izleme istasyonlarının kurulumunu sürdürdüklerini söyledi.
Projeyi büyük depremlerin önceden algılanması amacıyla yürüttüklerini anlatan Gündoğdu, şöyle konuştu:
"Projenin ikinci aşamasında bize çok gerekli olan veri toplama merkezimizi kurduk. İstanbul'daki birkaç eksiğimizi daha tamamladık. Beylikdüzü'nde veri işlem merkezi oluşturuluyor. Bu merkez bize çok lazım. Toplanan verileri işleme geçirecek bir yere ihtiyacımız var. Bu işlerin gidişatına göre değerlendirme daha net, daha iyi olacak. Bilgisayar teknolojisinin de işin içine girmesiyle bir adım daha atmış olacağız."
-"Kuzey Anadolu fay zonu çok etkili"
Kuzey Andolu fay zonunun, Ege ve Akdeniz civarında çok etkili olduğunu vurgulayan Gündoğdu, "Ege'de deprem sayısı gittikçe artıyor. Büyüklükleri de 4-5'e rastlıyor. Bu endişe verici" ifadelerini kullandı.
Gündoğdu, depremin Türkiye'nin gündeminde yer almadığını, bu konuyla ilgili bir çalışma yapılmadığını savundu.
Marmara'da 1894 ve 1912'de meydana gelen depremlere değinen Gündoğdu, bu tarihlerdeki depremlerle ilgili verilerin çok az olması nedeniyle, şu anda yapılan tahminlerin çoğunun temelden yoksun bulunduğunu kaydetti.
"17 Ağustos depremi, önceden haber verilebilirdi"
DOHAD Başkanı Fuat Agalday ise 17 Ağustos 1999'da yaşanan depremin, önceden haber verilebileceğini öne sürdü.
"17 Ağustos depremi önceden haber verilebilir miydi? Bilimsel olarak gözlem yapılsa, veri toplansa, zamanında analiz edilseydi, tahmin edilebilirdi" görüşünü paylaşan Agalday, şunları kaydetti:
"Bu depremden en az bir hafta öncesinde, Yalova'daki kaplıcalarda çok büyük değişimler olmuştu. Deprem sonrası Hacettepe Üniversitesinden bir hocamız, çevreden topladığı verileri bir kitapta derledi. Hayvan davranışları, insanlardaki, doğadaki değişiklikler bu kitapta toplandı. Deprem öncesi bin 26 sıradışı olay olmuş ama bunların hiçbirinin farkında değildik. O zaman daha farkındalığımız artmamıştı."
Büyüklüğü 4'ün üzerindeki depremlerde bazı parametrelerde mutlaka değişim gerçekleştiğinin bilimsel olarak belirlendiğini söyleyen Agalday, "Kayaların sıkışmasıyla ortaya çıkan manyetik sinyaller, hayvanların depremlerden önce gözlemlenen anormal davranışlarına kadar bazı 'sıra dışı' diye tabir edilen olaya neden oluyor. Bilim adamları, bu tür değişiklikleri tanımlamaya ve ölçmeye çalışıyor" dedi.
Depremlerin önceden tahmini için birçok parametreyi izlemek gerektiğini dile getiren Agalday, Marmara Bölgesi kıyı şeridinde kurdukları istasyonlarda, 100 metre derinliğe yerleştirdikleri sensörlerle parametrelerdeki değişiklikleri takip ettiklerini bildirdi.