Cumhurbaşkanı Gül, Tekirdağ'da
Cumhurbaşkanı Gül: "Trakya'nın kültürü, sosyolojik gerçekleriyle Diyarbakır'ın, Trabzon'un, Kayseri'nin, Sivas'ın, Adana'nınkiler farklı ama bunların hepsi bizim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Tekirdağ'da da yaşayabilir, Van'da da yaşayabilir, Diyarbakır'da da iş kurabilir, Kayseri'de de iş kurabilir.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Trakya'nın kültürü, sosyolojik gerçekleriyle Diyarbakır'ın, Trabzon'un, Kayseri'nin, Sivas'ın, Adana'nınkiler farklı ama bunların hepsi bizim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Tekirdağ'da da yaşayabilir, Van'da da yaşayabilir, Diyarbakır'da da iş kurabilir, Kayseri'de de iş kurabilir. Önemli olan şey, hepimizin ülkemizin değerini bilmemiz; bu kadar çeşitliliği bir zenginlik olarak görmemiz, hiçbir zaman ayrılık olarak değil" dedi.
Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya, Cumhurbaşkanı Gül onuruna Ramada Otel'de akşam yemeği verdi.
Gül, burada yaptığı konuşmada, salona girdiğinde herkesin elini sıkmak istediğini, bunun mümkün olmadığını ancak herkes adına şehit aileleri ve gazilerle el sıkıştığını söyledi.
Bugün geldiği andan itibaren Tekirdağ'da vatandaşların çok samimi sevgisini ve muhabbetini gördüğünü ifade eden Gül, Tekirdağ Valisi Ali Yerlikaya'dan sabah geniş bir şekilde brifing aldığını, Büyükşehir Belediyesini ziyaret ettiğini anlattı.
Gül, Tekirdağ'ın Trakya'daki tek büyükşehir olduğunu hatırlatarak, "Yeni büyükşehir oldu. Hayırlı olsun hepimize" dedi.
Belediyede şehirle ilgili, daha sonra Namık Kemal Üniversitesinde üniversiteyle ilgili bilgi aldığını, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun kendisine yeni yapılan büyük hastaneyle ilgili bilgi verdiğini kaydeden Gül, "Üniversitenin sadece öğrenci sayısından değil, Avrupa'nın gerekli gördüğü kalite belgelerini aldığını gördüm. Buna da çok sevindim. Çünkü gittiğim bütün illerde üniversiteleri hep ziyaret ettiğimde 'Devlet olarak biz size büyük imkanları veriyoruz ama içinde siz ne yapıyorsunuz bunu tam bilmiyorum. Size emanet ettiğimiz çocukları en iyi şekilde yetiştiriyor musunuz, yetiştirmiyor musunuz? Bunu takip edeceğiz' derim" diye konuştu.
Gül, Tekirdağ Ticaret Borsasına gittiğini, ilk mahsullerin bereketli ve hayırlı olmasını dilediğini, daha sonra 8. Mekanize Piyade Tugay ve Garnizon Komutanlığını da ziyaret ettiğine değindi.
Tekirdağ'ın köklü medeniyetlere ev sahipliği yaptığını aktaran Gül, davetlilere şöyle seslendi:
"Sizler içinde yaşadığınız için bunun çok farkında olmayabilirsiniz ama buralar hep yerleşim yeri olmuş. Cumhuriyetten hemen sonra il olmuş burası ve o günden bugüne daima dikkat çekmiş ama özellikle son yıllarda, özellikle Türkiye'nin sanayi hamlesinden en çok nasibini alan ilimiz oldu burası. Burada 4 tane organize sanayi bölgesi, 5 tane sanayi ve ticaret odası, 1 tane Avrupa Serbest Bölgesi, büyük limanlar var. Çok büyük lojistik mevki olduğu için hava, tren, kara ve deniz yollarının hepsi burada söz konusu olduğu için ve üretim merkezlerine de yakın olduğu için büyük bir lojistik merkez aynı zamanda.
Bu ildeki çok değerli sanayicilerle de bir araya geldik, sanayicilerle konuştum. Sanayici olmak kolay değil doğrusu. Hizmet sektöründe alıp satmak biraz kolay ama insan istihdam etmek, mal üretmek, ihraç etmek, vergi ödemek çok zor bir iş. Daha karlı işleri bırakıp bu işleri yapan insanlara, her zaman sahip çıktık. Sizdeki sanayiciler, sadece Tekirdağ'a ait değil bütün Türkiye'ye ait. Burada üretilenler bütün Türkiye'ye, Türkiye'nin dışına ihracat olarak gidiyor. Dolayısıyla Tekirdağ iliniz herhangi bir Anadolu ili değil; bunun çok ötesinde. Aslında İstanbul'un küçük bir belki modeli diyebilirim. Nüfus olarak da baktığımızda tabii ki Tekirdağ'ın yerlileri olduğu gibi, bu kadar büyüyen bir şehre büyük bir göç var. Bu kadar sanayi, bu kadar istihdam... Bunların hepsi yeni nüfusu gerektiriyor. Böyle bir ilde de huzurun olduğunu görmek, asayişin, güvenliğin her şeyin üzerinde olduğunu görmek de tabii ki bizi ayrıca mutlu ediyor. Bugün aldığım brifinglerde özellikle bunları sordum ve bu konuda da hep çok güzel şeyler duydum. Bundan dolayı hepinizi tebrik ediyorum. Herkesin burada birbirine saygı, sevgi ve muhabbet içerisinde olduğunu görmekten, gerçekten büyük bir mutluluk duyuyorum. Bu hepimizin savunduğu şey."
Cumhurbaşkanı Gül, gelişmiş, kalkınmış ülkelerin, farklı fikirleri, siyasi görüşleri, mezhepleri ve etnik yapıları bir arada tuttuğunu ancak vatandaşlık söz konusu olduğunda hepsinin birliği temsil ettiğini belirterek, "Bunu, bu ilimizde görmekten büyük bir memnuniyet duyuyorum ve inanıyorum ki bu şekilde devam edecektir" ifadesini kullandı.
"Soydaşlarımızı yakından takip ediyoruz"
Valilik önünde vatandaşlara hitap ettiğini ve "Hepimizin memleketimizin kıymetini bilmemiz lazım" dediğini aktaran Gül, şöyle devam etti:
"Türkiye büyük bir ülke. 80 milyon nüfusumuz var. Trakya'nın kültürü, sosyolojik gerçekleriyle Diyarbakır'ın, Trabzon'un, Kayseri'nin, Sivas'ın, Adana'nınkiler farklı ama bunların hepsi bizim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Tekirdağ'da da yaşayabilir, Van'da da yaşayabilir, Diyarbakır'da da iş kurabilir, Kayseri'de de iş kurabilir. Önemli olan şey, hepimizin ülkemizin değerini bilmemiz; bu kadar çeşitliliği bir zenginlik olarak görmemiz, hiçbir zaman ayrılık olarak değil. Eğer Türkiye, küçük bir ülke olsaydı, mesela Lüksemburg gibi bir devlet olsaydı veya Avrupa'daki birçok başka ülke gibi nüfusu 5 milyon, 10 milyon olsaydı, şehir devleti gibi olsaydı, herkes tek tip olabilirdi, bu çoğulculuk ve çeşitlilik söz konusu olmazdı. Türkiye'nin büyüklüğünden, imparatorluk geçmişinden geliyor bu. Tarihimizi hepimiz biliyoruz. Tabii ki tarih geçmişte kaldı, tarihi tekrar geri getirme gayreti veya uğraşısı içerisinde değiliz ama kendimizi iyi bilebilmemiz için geçmişimizi bilmemiz lazım."
Gül, birçok soydaş ve akrabanın Türkiye sınırları dışında olduğunu anlatarak, "Bu batıda da var, güneyde ve doğuda da var. İşte şimdi Irak'ta bazı soydaşlarımızı yakından takip ediyoruz, hani gözü arkada derler ya... Bizim gözümüz arkada çünkü oralarda soydaşlarımız var. Vaktiyle Bulgaristan'da olup bitenler varken, yine gözümüz arkadaydı. Bosna'da olup bitenler varken, yine gözümüz arkadaydı. Niçin? Çünkü bu tarihi bir gerçek. Bütün buralardan gelenler var, bütün buralardan getirdiklerimiz var, buralardan gelen kültür var. Sosyolojik gerçekler var. Bütün bunlar işte bugün Türkiye'yi zengin yapıyor. Bütün bunların içerisinde hepimiz birliğimizi, bütünlüğümüzü ve dayanışmamızı gösterdiğimiz anda, o zaman zenginlik ortaya çıkıyor" diye konuştu.
"Türkiye'nin demokrasisinin, hukuk standartlarının daima yükseltilmesi gerekir"
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin istikrar ve ilerleme içerisinde bulunduğunu vurgulayarak, "Geçmişle mukayese ettiğimizde bunu hepimiz elle tutup gözle görüyoruz. Ama yapacak çok şey daha olduğunu görmek gerekiyor. Yaptıklarımızla övünebiliriz ama noksanlarımıza şöyle bir baktığımızda yapılması gereken çok şey olduğunu da unutmamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin hala zenginleşmesi gerektiğini, kişi başına düşen milli gelirde 10 bin doların aşılmasının yeterli olmadığını ve mukayese edilecek 20-30 bin dolar geliri olan ülkeler olduğunu dile getiren Gül, bu ülkelere bakıldığında Türkiye'nin gidecek çok yolu olduğunun görüldüğünü kaydetti.
Gül, zamanın boşa harcanmaması gerektiğini, yeri gelince seçimlerin yapıldığını, günü gelince siyasi mukayeselerin yapıldığını ancak Türkiye'nin yoluna istikrarlı şekilde devam etmesi gerektiğini belirterek, bazı şeylerin çok fazla büyütülmemesi gerektiğini vurguladı.
Görevi icabı dünyayı dolaştığını ve misafirler kabul ettiğini aktaran Gül, 10 yıl önce Ankara'ya gelen bir misafir cumhurbaşkanının şehri tanıyamadığını, eski problemleri bilenlerin Türkiye'nin bugünkü itibarıyla övündüklerini, bunu daha da ileriye taşımak gerektiğini bildirdi.
"Tabii ki bunun için birinci şey, Türkiye'nin demokrasisinin, hukuk standartlarının daima yükseltilmesi gerekir" diyen Gül, herkesin aynı kurallara tabi olmasının sanayi ve ekonomiyi de güçlendirdiğini dile getirdi.
Gül, Türkiye'nin çevresinde olumsuzluk ve istikrarsızlıkların ortaya çıktığını, önceleri bu olumsuzlukların ülkenin güneyindeyken şimdi kuzeyinde de peydah olduğuna dikkati çekerek, Kırım'da da gözlerinin arkada olduğunu, oradaki "Tatar, Müslüman Türk soydaşlara neler oluyor?" diye yakından takip ettiklerini söyledi.
"Şehrinizin de kıymetini bilin"
Suriye'de, Irak'ta olanları, televizyonlarda yakılan, yıkılan şehirleri gördüklerinde üzüldüklerini vurgulayan Gül, buradaki çoğu insanın Türkiye'dekilerle akrabalık bağı olduğunu, nüfusun hepsinin Müslüman olmasına rağmen birden bire adeta mezhep savaşı çıktığına işaret etti.
Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
"Bunlar Orta Çağ'da Avrupa'da yaşanan şeyler. Müslümanlara hiç yakışmıyor. Dinimiz 'Haksız yere bir kişiyi öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibi' diyor ve yasaklıyor. Ama bakıyorsunuz maalesef çok büyük kanlar akıyor. Bunların hepsinin muhakkak ki durması, bunlardan ders almak ve memleketin, birbirimizin kıymetini bilmemiz gerekir. Şunu unutmayalım ki Türkiye'nin istikrar adası olarak devam etmesi, aynı zamanda bütün çevremize örnek olmak anlamına gelecektir. İnanıyorum ki bunları en iyi şekilde el birliğiyle yapmaya devam edeceğiz. Tabii ki şehrinizin de kıymetini bilin açıkçası. Buralar her bakımdan güzel, bereketli yerler. Bir tarafta Karadeniz bir tarafta Marmara Denizi. Topraklarınızın bereketi malum. Herkes burada çiftçilik, hayvancılık yapmak ister. Güçlü bir sanayi var. Turizm yine burada çok değerli."
Gül, bütün Türkiye gelişirken, kalkınırken, Tekirdağ'ın da sorunlarının çözüldüğünü hep beraber göreceklerini belirterek, sanayide hızlı kalkınma söz konusu olunca imarda, yapılaşmada birden bire sorunların çıktığını söyledi.
Bu yüzden şehrin geleceğinin iyi planlanması gerektiğini, nüfusun daha da artacağını, imar planlarının iyi yapılması gerektiğini dile getiren Gül, burası güzel olup da hemen yakın bir ilçenin düzenli olmamasının hiç tadı olmayacağını, çevre sorunları ortaya çıkacağını aktardı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, il ziyaretleri kapsamında bu yöndeki çalışmalar hakkında kendisine bilgi verildiğini bildirerek sözlerini tamamladı. - Tekirdağ