Çözüm Süreci
Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, "Silahın devreden çıktığı, herkesin düşüncesini özgürce açıklayabildiği, demokratik çerçevenin genişlediği, hepsinin meşru toplum ve siyasetin zemininde kotarıldığı bir Türkiye"...
Akil İnsanlar Heyeti İç Anadolu Grubu Başkanı Ahmet Taşgetiren, "Silahın devreden çıktığı, herkesin düşüncesini özgürce açıklayabildiği, demokratik çerçevenin genişlediği, hepsinin meşru toplum ve siyasetin zemininde kotarıldığı bir Türkiye ortamı gerçekleşmesini istiyoruz" dedi.
Taşgetiren, grup üyeleri Vahap Coşkun, Doğu Ergil, Erol Göka, Celalettin Can ve Hilal Kaplan, bir otelde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Taşgetiren, burada yaptığı konuşmada, Eskişehir'in grubun gezdiği 7. kent olduğunu belirterek, gezilerde çabalarının toplumla iletişim sağlamak, barışa yönelik duyguları paylaşmak ve insanların hassasiyetlerini, sorunlarını ve kaygılarını tepsit etmek olduğunu kaydetti.
Bu tür süreçlerin başarıya ulaşmasında, iki unsurun ilişkisinin önemli olduğunu vurgulayan Taşgetiren, şöyle konuştu:
"Bunlardan biri medya, diğeri muhalefettir. Her iki alanın işin içinde olması gerekiyor. Aldığımız mesajları yukarıya iletiyoruz. Bu tür toplantılarda hükümetin, muhalefetle daha iyi iletişim sağlaması talebi oluyor. Onu bire bir görüşmelerde ifade ediyoruz. Türkiye hassas bir süreçten geçiyor. Sürecin Türkiye için hayati olduğunu düşünüyoruz. 30 yıldır devam eden bir kan süreci var. Ülkenin doğusundan batısına ürkütücü rakamlar var. Bunlar genelde genç ölümler. Her genç ölüm ulaştığı eve müthiş bir ateş düşürüyor. Bu durmalıdır. Bu, Türkiye'nin ayağından aşağıya çeken bir süreçtir. Medyada, ülkenin doğusu batısı, Türk'ü Kürt'ü arasında muhtemel duygu kopuşları olduğu konuşulmaya, yazılmaya başlandı. Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü kaybetmemesi lazım."
-"Türkiye bu sancıyı, kan sürecini aşmalıdır"-
Taşgetiren, bu coğrafyada Türkiye'nin son derece önemli bir ülke olduğuna işaret ederek, bütün coğrafyanın yeniden yapılandığını bildirdi.
Herkesin gözünün Türkiye'de olduğunu anlatan Taşgetiren, şöyle devam etti:
"Türkiye bu sancıyı, kan sürecini aşmalıdır. Dileriz ki, bunun sonunda silah susar ve devreden çıkar. Sadece devletin meşru silahlı gücü kalır. Onun dışında silah ülkenin, siyasetin, hukukun, toplumsal ilişkilerin kimyasını bozuyor. Silahın devreden çıktığı, herkesin düşüncesini özgürce açıklayabildiği, demokratik çerçevenin genişlediği, hepsinin meşru toplum ve siyasetin zemininde kotarıldığı bir Türkiye ortamı gerçekleşmesini istiyoruz."
Ergil ise "savaş" kelimesinin birliğinden, bütünlüğünden söz eden toplumlara yakışmadığına değindi.
Savaş kelimesinin yerine "çatışma" ya da "uzlaşmazlık" kelimelerinin kullanılması gerektiğinin altına çizen Ergil, "Her türlü konuda uzlaşmazlık olabilir. Bu bir arada yaşamayı becerememekten olur. Bu toplamsal bir olgudur. Bir arada yaşamanın şartlarını yaratamayan toplumlara 'millet' denmez. Ortalıkta bir toplumsal zafiyet var. Bunu gidermek hepimizin boynunun borcudur. Barış halinin olmaması yönetim zafiyetidir. Türkiye artık bu zafiyetlerle yaşamak istemiyor. Artık beraberliğin şartları ve buradan türeteceğimiz birliğin hukukunu oluşturmalıyız" diye konuştu.
Konuşmaların ardından grup üyeleri gazetecilerin sorularını yanıtladı. - ESKİŞEHİR