Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Çocuklar Diyabetle Yaşamayı Eğitim Kamplarında Öğrenmeli"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı ve Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Hatun, her yıl bin 700 çocuğa Tip 1 diyabet tanısı konulan Türkiye'de "Arkadaşım Diyabet" adlı eğitim kamplarının yaygınlaştırılması gerektiğini belirterek, çocukların diyabetle yaşamayı bu kamplarda öğrenmesi gerektiğini söyledi.

ŞENGÜL OYMAK - Diyabetli Çocuklar Vakfı Başkanı ve Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Hatun, her yıl bin 700 çocuğa Tip 1 diyabet tanısı konulan Türkiye'de "Arkadaşım Diyabet" adlı eğitim kamplarının yaygınlaştırılması gerektiğini belirterek, çocukların diyabetle yaşamayı bu kamplarda öğrenmesi gerektiğini söyledi.

Diyabetli Çocuklar Vakfınca İznik ve Hazar gölleri kıyısında düzenlenen "Arkadaşım Diyabet" adlı eğitim kamplarından bin 200 çocuk faydalandı.

Prof. Dr. Hatun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla Kocaeli'de farkındalık yürüyüşü düzenleyeceklerini söyledi.

Diyabet ya da halk arasında kullanıldığı adıyla "şeker hastalığı"nın erişkinlerin hastalığı olarak bilindiğini anlatan Hatun, bu nedenle bir çocuğa diyabet tanısı konduğunda başta aileler olmak üzere herkesin şaşırdığını kaydetti.

Tip 1 diyabet hastasının iyileştirilmesi ve insülin tedavisinden kurtulmasının mümkün olmadığını, bilim insanlarının bu konuda çalışmalarına devam ettiğini belirten Hatun, buna rağmen umut tacirlerinin çeşitli bitkilerle diyabeti tedavi ettiğini ileri sürdüğünü, özellikle ailelerin bu tür insanlara karşı dikkatli olması gerektiğini vurguladı.

Hatun, diyabet tanısı konulan çocukların, psikolojik olarak zor bir süreçten geçtiğine dikkati çekerek, "Türkiye'de her yıl bin 700 civarında çocuğa Tip 1 diyabet tanısı konuluyor. Örneğin, en çok sevdiği yiyeceğin adı olan şeker, bir hastalık adı olmuştur ve bebekliğinden beri korkutulduğu iğne ise herkes tarafından sevimli gösterilmeye çalışılır. İçinde birikmiş iğne korkusunu yenmek için bütün ruhsal güçlerini seferber eder ve sonunda insülin iğnesini kabullenir" diye konuştu.

Çocuklarda etkili bir diyabet tedavisi için kan şekerlerinin günde en az 4 kez ölçülmesi ve buna göre insülin verilmesi gerektiğine işaret eden Hatun, bazı çocukların okulda arkadaşlarından diyabet hastası olduğunu gizlediğini söyledi.

Hatun, bu durumun çok tehlikeli sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekerek, "Diyabet tedavisi sırasında ani kan şekeri düşüklükleri oluyor ve bu durumda çocuğun arkadaşlarının yardımına ihtiyacı var. Bu nedenle diyabetli çocukların yakın arkadaşlarının diyabetle ilgili acil durumları bilmeleri gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Diyabet kamplarına katılmaları sağlanmalıdır"

Hatun, diyabetle uğraşan bir grup doktor, beslenme uzmanı, hemşire ve tıp öğrencisinin, 1997'den bu yana her yıl İznik Gölü kıyısında ve 2011'den beri ise Hazar Gölü kenarında "Arkadaşım Diyabet" kampları için toplandıklarını anımsattı.

Diyabet kamplarının, hem diyabet eğitimi hem de çocukların diyabetle barışık ve arkadaş bir yaşam sürmesi için eşsiz fırsatlar sunduğunu vurgulayan Hatun, şunları söyledi:

"Kamplarda diyabetli çocuklar, deneyimli diyabetli abi ve ablaları, doktorlar, hemşireler, diyetisyenler, psikologlar ve tıp öğrencileri ile 1 hafta birlikte yaşarlar. Kamplarda akran etkileşimi ve diyabet tedavisinde ustalaşmış kişilerle karşılaşma ve onları örnek alma diyabetli çocukların yaşamlarını değiştirebilir. Bunların ötesinde diyabetli çocuklar kamplar sayesinde yalnız olmadıklarını, diyabetin üzüntü kaynağı olmadığını, ailelerinden uzakta kendi kendilerine yaşayabileceklerini deneyimleriyle görürler ve evlerine değişmiş olarak dönerler. Kamplarda eğitim ve arkadaşlık kadar eğlence ve spor da vardır. Çocuklar kamplarda kendilerine olan güvenlerini yeniden kazanırlar ve yaşamlarına yeni bir başlangıç yaparlar. Diyabetli çocukların en az bir kez diyabet kamplarına katılmaları sağlanmalıdır."

Hatun, Türkiye'de İstanbul Tıp Fakültesi, Kocaeli, Ege, Dokuz Eylül ve Akdeniz tıp fakülteleri ile Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Diyabet ekiplerinin her yıl düzenli kamp yaptığını belirterek, "Diyabet kamplarımıza şu ana kadar bin 200 çocuk katıldı. Diyabetli çocukların en az bir kez diyabet kamplarına katılmaları sağlanmalıdır. Çocuklar diyabetle yaşamayı eğitim kamplarında öğrenmeli. Her yıl bin 700 civarında çocuğa Tip 1 diyabet tanısı konulan Türkiye'de kampların yaygınlaştırılması gerekiyor" şeklinde konuştu.

"Diyabet kamplarındaki amacımız, pankreaslarının bir bölümü çalışmadığı için kan şekeri dengeleri otomatik olarak ayarlanamayan çocukları bir hafta süren kampta eğitmektir" diyen Hatun, "Onlara diyabetle birlikte yaşamayı ve onunla baş etmeyi, kan şekerlerini izlemeyi ve iyileştirmeyi, kendi kendine tedaviyi, çeşitli durumlarda insülin dozlarını ayarlayabilmeyi, diyabet komplikasyonlarından korunmayı, sosyal yaşamda kendine güvenli ve katılımcı olmayı, yeni arkadaşlıklar kurmayı, neşeli ve rahat olmayı öğretmek için hep birlikte çalışırız" ifadelerini kullandı.

Hatun, geçen yıl çocukların diyabetle arkadaş olma deneyimlerinden "Arkadaşım Diyabet" adlı belgesel hazırladıklarını, bu belgeselin kamplarda çekilen görüntülerden oluştuğunu sözlerine ekledi.

Kaynak: AA / Yerel
title