Cised Adana Şube Başkanı Uz.Dr.Canatar."İyi İlişki İçin İyi İletişim Şarttır."

Cised Adana Şube Başkanı Uz.Dr.Canatar.
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Adana Şube Başkanı Uz.Dr.Taner Canatar, "İyi ilişki için iyi iletişim şarttır."

Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Adana Şube Başkanı Uz. Dr. Taner Canatar, "İyi ilişki için iyi iletişim şarttır. Kişinin içinde bulunduğu korku çemberini kırması ve taleplerini açıkça dile getirmesi, karşısındakini eleştirdiği konularda da önce kendisini düzeltmesi gerekir" dedi.

Dr. Canatar, yazılı açıklamasında, çiftler arasındaki cinsel sorunları ya da ilişkilerdeki çatışmaları çözmenin yolunun, iletişimi sağlıklı hale getirmekten geçtiğini söyledi.

Bozuk iletişimin, sorunların başlangıcında ve sürmesinde önemli rol oynadığına dikkati çeken Canatar, "Bu durum profesyonel destek sırasında da terapiyi zorlaştırmakta. İyi iletişim için öncelikle kişinin içinde bulunduğu korku çemberini kırması ve taleplerini açıkça dile getirmesi, karşısındakini eleştirdiği konularda da önce kendisini düzeltmesi gerekir" dedi.

-İletişimi güçlendirmenin iki yolu-

Çiftler birbirleri hakkından olumsuz bir değerlendirmede bulunduklarında, birbirlerini suçladıklarında ya da eleştirdiklerinde, iletişimi güçelendirmek için iki teknik önerdiklerini kaydeden Canatar, şöyle devam etti:

"Her suçlamanın, eleştirinin ve olumsuz değerlendirmenin ardında gizli bir temenni yatar. Kişinin bu temenniyi keşfedip, partnerinden talep etmesi gerekli.

'Sen beni sevmiyorsun, benimle ilgilenmiyorsun' diyen kişinin gizli temennisi aslında 'Beni sev, benimle ilgilen' şeklindedir. Ancak bunu söylemek yerine, suçlamak belki daha kolay geliyor. Çünkü çoğu çift, daha önce bu temennilerini ifade etmiş ve reddedilmiş oluyor ya da reddedilmekten çok korkuyor. Herkesin kendisini sevmesi ve ilgilenmesi gerektiğine inanıyor. Bu yüzden bilinçdışlarında istemeden bir korku çemberi oluşturuyor.

Oysa kişi korku çemberini kırarak, karşısındakini suçlamayı bir kenara bırakmalı ve bu temennisini koşulsuzca ve karşılık beklemeden partnerine açık açık ifade etmeli. İstemeli ve net bir dille talep etmeli. Eğer talep karşılık görürse ve partneri ona istediğini verirse, bunu bir armağan gibi kabul etmeli ve teşekkür etmeli. Ama partneri bu talebi yerine getirmiyorsa da kişi bu durumu asla şahsileştirmemeli. Kimliğine, kişiliğine bir hakaret gibi görmemeli ve ne olursa olsun partnerinin bir seçimi olarak buna olgunca saygı göstermeli."

Çiftlerde, bir kişiye yöneltilen her olumsuzluğun, negatifliğin, eleştirinin veya suçlamanın, eleştiren kişide de bulunduğunu kaydeden Canatar, şunları ifade etti:

"Kişi kendinde olmayanı başkasında görmez. Kendisinin yapmadığını bir başkasına suçlama olarak söylemez. Yani bu tür kavgalarda söylenen suçlamaların hepsi, aslında bizim kendi kusurlarımızı görmemiz için bilinçdışımızın bize sunmuş olduğu bir formüldür. Biz birine 'çok dağınıksın' dediğimizde aslında bu ifade, onu kullanan kişinin de dağınık olduğu bir yer olduğunu gösterir. Kadınlar genelde bu sözü eşlerine çok söylerler. Böyle olunca aslında kadın kendi dağınıklığını görmek yerine kocasında kendi kusurunu görmüştür.'

- ADANA

Kaynak: AA / Yerel
title