CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1)
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Gençler için söylüyorum.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Gençler için söylüyorum. Eğer siz, bu ülkenin sokaklarında, caddelerinde, fabrikalarında, tarlalarında özgürce gezmek istiyorsanız, CHP'ye oy vereceksiniz. Eğer siz, özgürce düşünmek ve düşüncelerinizi açık yüreklilikle ifade ettiğinizde eli sopalı bir devlet yetkilisi görmek istemiyorsanız CHP'ye oy vereceksiniz. Ülkemizde 17 milyon yoksul var, 3 milyon 750 bin hanede oturuyorlar. 'Yoksulluktan söz etmeyelim, 21. yüzyıl Türkiye'sine yoksulluk yakışmıyor' diyorsanız CHP'ye oy vereceksiniz" dedi.
Kılıçdaroğlu, Kadıköy Yoğurtçu Parkı'nda Uğur Dündar'ın hazırlayıp sunduğu Halk Arenası'na konuk olarak, gençlerin sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, parka gelişinde vatandaşlar tarafından "Başbakan Kemal" ve "Halkın umudu Kılıçdaroğlu" sloganlarıyla karşılandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, 7 Haziran'da yapılacak seçimlerin hem gençler hem Türkiye için büyük önem taşıdığını dile getirerek, gençlere, "Özgürlüğümüzü birilerinin baskılamasını istemiyorsak sandığa gideceğiz, CHP'ye oy vereceğiz. CHP iktidarında Türkiye'de hangi meydan olursa olsun hiçbir meydan yasaklı hale gelmeyecek, her meydanda özgürce gezip konuşabileceksiniz, hiçbir sorun yaşamayacaksınız" diye seslendi.
İl ve ilçeler olmak üzere 120'nin üzerinde miting yaptığını kaydeden Kılıçdaroğlu, seçim sürecinde en unutamadığı anısının da Sakarya'daki mitingde yaşadığını ifade ederek, "Polis barikatının ardından bir genç ısrarla elini uzatarak benimle görüşmek istiyordu. Ben de 'Gelsin görüşelim' dedim. 'Kemal Bey oyum size, ne olursun bir Fatiha okur musun?' dedi. Okuduk. 'Eyvallah oyum sana' dedi" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, herkesin namus ve şeref kavramının önemini bildiğini vurgulayarak, "Eğer bir ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişisi, yani o şahıs, namus ve şeref kavramını ayaklar altına almışsa o kişiye karşı her zaman her ortamda mesafe koymak zorundayız" dedi.
Eğitim sistemine ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, eğitim sistemini sil baştan yeniden yapacaklarını, 12 yıllık zorunlu eğitim olacağını, üniversiteleri özerk hale getireceklerini, YÖK'ü kaldıracaklarını, öğrencilerin üniversite yönetiminde söz ve karar sahibi olacağını, üniversitelerin mali özerkliğini sağlayacaklarını bildirdi.
Kılıçdaroğlu, "Merkez Türkiye" projesinde Türkiye'nin bulunduğu bölge ve genç nüfusu özelliklerini bir araya getirdiklerine değinirken, 2035'e kadar kendisini tamamlayacak projenin 147 milyar dolarlık katma değer yaratacağını ve 2 milyon 200 bin kişiye iş olanağı sağlayacağını anlattı.
Türkiye'nin bilgi üretmeye, önem vermesi gerektiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Üniversiteleri bilgi üretmeyen bir ülkenin büyüme, gelişme şansı yoktur. Eğer katma değeri yüksek ürün üretemiyorsanız, bilgi toplumunu yakalayamazsınız. Dünyanın gelişmiş hiçbir ülkesinde bir başbakan çıkıp, 'Ben yol, köprü yapıyorum. Biz buzdolabı üretiyoruz' diye övünmez. Çünkü buzdolabı 18. yüzyılın ürünü. Bilgiye yaptığınız katkıyla övünmeliyiz. Türkiye'nin yeni bir hamle yapması, bilgi üretmesi ve bunu elle tutulur metaya dönüştürmesi gerekiyor. Türkiye'nin CHP iktidarına ihtiyacı var çünkü Türkiye bilgi toplumu olmak, uygarlaşmak, özgürleşmek istiyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Sayın Derviş'le beraber siyasi kadrolarımız, iktisatçılarımız, sosyologlarımız var"-
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin CHP'ye ov vermesi için 3 neden gösterir misiniz?" sorusunu, şöyle yanıtladı:
"Gençler için söylüyorum. Eğer siz, bu ülkenin sokaklarında, caddelerinde, fabrikalarında, tarlalarında özgürce gezmek istiyorsanız, CHP'ye oy vereceksiniz. Eğer siz, özgürce düşünmek ve düşüncelerinizi açık yüreklilikle ifade ettiğinizde eli sopalı bir devlet yetkilisi görmek istemiyorsanız CHP'ye oy vereceksiniz. Ülkemizde 17 milyon yoksul var, 3 milyon 750 bin hanede oturuyorlar. Yoksulluktan söz etmeyelim, '21. yüzyıl Türkiye'sine yoksulluk yakışmıyor' diyorsanız CHP'ye oy vereceksiniz."
Kemal Derviş'in CHP'ye davet edilmesine ilişkin bir soru üzerine, Derviş'in dünyanın önde gelen sosyal demokrat iktisatçılarından biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bir kriz döneminde Türkiye'ye davet edilmiştir, Türkiye'ye gelmiştir. Türkiye'nin krizden çıkması için program hazırlamıştır. Hazırladığı programın özünde demokrasinin derinleştirilmesi ve Türkiye'nin krizden çıkması yatmaktadır. Bu konuda önemli başarılara imza atmıştır. Elbette ki bütün dünyanın bildiği, saydığı, dünyanın önemli kurumlarında görev yapan birisinin Türkiye'nin krizden çıkması konusunda çaba harcaması önemlidir. Krizden çıkmanın yolu elbette ki sancılı olmuştur. Bunu biz de biliyoruz ama şimdi Türkiye yeni bir sürecin içine girmiştir. Türkiye, sağlıklı büyümek, refahı tabana yaymak, aç ve açıkta kimse bırakmamak, işsizliği gidermek zorundadır.
Yeni bir ekonomik programa Türkiye'nin ihtiyacı var. Kuşkusuz bütün ekonomik programın tek belirleyicisi Sayın Derviş olmayacak. Sayın Derviş'le beraber siyasi kadrolarımız, iktisatçılarımız, sosyologlarımız var. Hep beraber ortak aklı egemen kılacağız ve Türkiye'yi bölgesinin güçlü ülkelerinden biri haline getireceğiz. Bu konuda hiç kimsenin endişe duymamasını istiyorum. Üreten, çalışan, özgürlüğü olan Türkiye, güçlü Türkiye olur."
"Kimse CHP'ye kendi inançlarını, kendi duygularını, kendi düşüncelerini dayatamaz"
Kılıçdaroğlu, "AKP, tek başına iktidarı kuracak çoğunluğu elde edemezse, Cumhurbaşkanı ikinci parti olan CHP'ye hükümeti kurma görevini vermezse ne yapmayı düşünürsünüz?" sorusuna, "Hiç kimse meraklanmasın, bu ülkenin teamülleri vardır. Nerede oturursa otursun, nerede kalırsa kalsın herkes o teamüllere uymak zorundadır. O teamüllere göre herkese hükümet kurma yetkisini verecektir, vermek zorundadır. Vermediği takdirde bu yükün altında kalır. Kimse CHP'ye kendi inançlarını, kendi duygularını, kendi düşüncelerini dayatamaz. Biz halktan aldığımız yetkiyle halka hizmet edeceğiz, birilerine değil. Ankara'daki beyler de duysunlar, kaçak sarayında oturan da duysun: Davutoğlu, Erdoğan için çalışır, Kılıçdaroğlu halk için çalışır" karşılığını verdi.
(Sürecek)