Haberler
Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat: Yoğun savaşa hazırlanın

Netanyahu'dan orduya Orta Doğu'yu cehenneme çevirecek talimat

Türkiye sınırında kritik gelişme: Muhalifler, ikinci büyük kenti ele geçirmek üzere

Türkiye sınırında kritik gelişme! Muhaliflerin ikinci büyük kenti geçirmesi an meselesi

İslam Memiş uyardı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Kritik uyarı: Sadece dolar değil sahte euro da var

Fuhuşa zorlanan 17 yaşındaki kızın anlattıkları kan dondurdu: Günde 180 kişi ile birlikte oluyordum

Günde 180 kişiyle birlikte olmaya zorlamışlar

CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke Açıklaması

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, "Siyasetin dili bizleri ayrıştıran, kutuplaştıran, farklılıklarımızı sürekli olarak anımsatan bir dil olduğu sürece, toplumsal barışın ilan edilmesi mümkün değil" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, "Siyasetin dili bizleri ayrıştıran, kutuplaştıran, farklılıklarımızı sürekli olarak anımsatan bir dil olduğu sürece, toplumsal barışın ilan edilmesi mümkün değil" dedi.

Böke, Tek Gıda-İş Sendikası Konferans Salonu'nda partilere hitaben yaptığı konuşmada, 7 Haziran'dan sonra bir düğmeye basılmış gibi Türkiye'de toplumsal barışın kaybedildiğini belirterek, Türkiye'nin farklılıklarla yaşayan bir ülke olduğunu ifade etti.

Selin Sayek Böke, "Gözlerinin rengi farklı, saçının rengi farklı, boyu farklı, etnik kimliği farklı, konuştuğu diller bazen farklı, inançları farklı ve yaşam tarzı farklı olabilir. Bu farklılıklar olduğu için zengin bir Türkiye. Yıllardır siyasetin dilini bu farklılıklardan kurtulmak isteyen, farklılıkları bize anımsatan, bunları harmanlamaktansa ve birer zenginlik göstermektense bir zafiyete dönüştüren bir siyasi yapı var. Bizim barışmamız gerekiyor. Birbirimizle barışmamız gerekiyor. Birbirimizin gözünün içine bakarak iş yapabilmemiz gerekiyor" diye konuştu.

Türkiye'deki toplumsal barış sorununun toplumdan kaynaklı olmadığını savunan Böke, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Toplumumuz, birlikte yaşama kültürünü çok doğal yaşayan bir toplum. Buradaki temel sorun siyasetten kaynaklanıyor. Siyasetin dili bizleri ayrıştıran, kutuplaştıran, farklılıklarımızı sürekli olarak anımsatan bir dil olduğu sürece toplumsal barışın ilan edilmesi mümkün değil. Oysaki siyasetin temel dili, etnik kimliği, inancı, yaşam tarzı ve Türkiye coğrafyasının hangi zengin köşesinde doğmuş olursa olsun, her vatandaşına eşit yaklaşan, vatandaşının kimliğinden bağımsız sorununu çözme gayreti gösteren bir yaklaşımdır."

CHP'nin 7 Haziran seçimine giderken toplumsal barışı nasıl inşa edeceğini gösterdiğini anlatan Böke, şunları söyledi:

"Biz birbirimizden faklı olabiliriz ama farklılıklarımızla zenginiz. Farklılıklarımıza rağmen ortak bir noktamız var. O da ekonomik, sosyal huzur ve refahtır. 'Eğer siyaset bu farklılıkları malzeme etmekten çıkar, ortak sorunumuza odaklanırsa Türkiye hızla barışacak, kalkınacak ve zenginleşecektir' dedik. 7 Haziran'da biz bunu söyledik. 1 Kasım seçimlerinde iktidar dahil herkes ekonomi konuşuyor. CHP'nin iktidarının, 7 Haziran seçimleriyle başladığının en somut göstergesi budur. Biz 'ekonomi' dedik. Şimdi bütün siyaset ekonomi konuşuyor. CHP bu anlamda bir lider, önder ve iktidar olduğunu ortaya koymuştur."

- 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı

Öte yandan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhuriyet Meydanı'nda bir tören düzenlendi.

Törene, CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke'nin yanı sıra, Vali Ersin Yazıcı, Garnizon Komutanı Albay Semih Coşkun, Rize Belediye Başkanı Reşat Kasap, Cumhuriyet Başsavcısı Hakan Yağız, Emniyet Müdürü Adem Çakıcı, daire amirleri, öğrenciler, sporcular ve vatandaşlar katıldı.

Törende, Böke ve CHP heyeti, Atatürk Anıtı'na çiçek bıraktı.

Böke, burada bir gazetecinin Koza İpek Holding ve şirketlerine kayyum atanmasıyla ilgili sorusu üzerine, şu yanıtı verdi:

"Kabul edilir bir şey değil. Türkiye demokrasisinin en temel unsurlarından bir tanesi medya. Bu operasyonun yapılış şekliyle ilgili büyük soru işaretleri olması zaten tedirginlik yaratıyor. Hukukun üstün olduğu ve herkesin eşit şekilde korunduğu bir Türkiye, yeniden yatırım yapılan ve yeniden basında özgürce ifadelerin yapılabildiği ve büyüyen bir Türkiye anlamına gelecektir. Bu tür şeyler kabul edilemez."

Kaynak: AA / Yerel
title