Çaycuma'da Kesk Üyeleri Yöneticilerinin Gözaltına Alınmasını Protesto Etti
KESK Genel Merkezi ile KESK'e bağlı sendikaların genel merkezleri ile şubelerinde yapılan aramalar ve gözaltılar Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde yapılan eylemle protesto edildiği belirtildi.
KESK Genel Merkezi ile KESK'e bağlı sendikaların genel merkezleri ile şubelerinde yapılan aramalar ve gözaltılar Zonguldak'ın Çaycuma ilçesinde yapılan eylemle protesto edildiği belirtildi.
Çaycuma Öğretmenevi önünde yapılan eylemde sloganlar atıldı. Eylemde KESK Çaycuma Bileşenleri adına açıklama Eğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol, "KESK olarak her şeye rağmen,
bizleri baskı altına almaya çalışan, haklı mücadelemizden döndürmeyi amaçlayan her türlü hukuk dışı ve fiili uygulamaların karşısında geçmişte olduğu gibi, bugün de sessiz kalmayacağız. Örgütlü gücümüzün böylesi sindirme politikalarına boyun eğmeyecek kadar kararlı ve köklü olduğunun bilinmesini istiyoruz" dedi. Eğitim-Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol ve üyeler öğretmen evi önünde yaptıkları eylemde şafak operasyonu ile gözaltına alınan KESK Genel merkeze bağlı sendikaların üyelerini sert bir dille protesto ettiler. KESK Çaycuma bileşenleri adına konuşan İsmet Akyol konuşmasında, Türkiye'nin dört bir yanında üye ve yöneticilere yönelen keyfi gözaltı ve tutuklamalarla kuşatılmaya çalıştıklarını belirtti. Akyol, "Gözaltına alınanlar arasında Konfederasyonumuzun Genel Başkanı Lami Özgen'in yanı sıra bağlı sendikalarımızın MYK üyeleri, Şube Başkanı ve şube yöneticilerimiz ile üyelerimiz bulunmaktadır. Gözaltına alınanların sayısının artmasından kaygı duyuyoruz. Diğer taraftan yaşanan gözaltılar, bizler açısından şaşırtıcı olmadığı gibi, yürüttüğümüz kararlı mücadeleden duyulan rahatsızlığın göstergesidir.
Daha öncekiler gibi bugün gerçekleşen gözaltılar da kesinlikle tesadüf değildir. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın tek ortak noktası yıllardır kamu emekçileri mücadelesinin içinde kararlılıkla yer almaları ve kürt olmalarıdır. Sadece son bir yıl içerisinde 26 yönetici ve üyemizin tutuklanmış olması KESK üzerinde yaratılan baskıların sistematik bir hal aldığını göstermektedir. Peki, bu bir yıl içerinde neler olmuştur? Kamu emekçileri sendikal hareketinin kurucusu ve sözcüsü olan KESK, her zaman olduğu gibi kamu emekçilerinin talep ve beklentileri doğrultusunda mücadelesini kararlılıkla sürdürmüş, sendikal hak ve özgürlüklerimizi yok sayan düzenlemelere karşı durmuştur. Kamu emekçilerinin geleceklerini çalmaya yönelik 4688 sayılı sahte sendika yasasında değişiklik yapan ucube yasaya, eğitimi ticarileştiren ve dinsel içeriğini artırarak kindar nesiller yetiştirmeyi hedefleyen 4+4+4 eğitim yasasına karşı etkin bir şekilde mücadele etmiştir. Ülkede barış ve demokrasinin acilen sağlanması için 3 Aralık'ta on binlerce insanın emek ve demokrasi güçleriyle birlikte alanlara çıkmasını sağlamıştır. Sadece kamu emekçilerinin değil, kamu hizmetinden faydalanan tüm halkın haklarını korumak için 28-29 Mart eylemini, 21 Aralık ve 23 Mayıs grevini gerçekleştirmiştir. Adı toplu sözleşme olan ancak on yıldır sürdürülen toplu görüşme oyunundan bile daha geri olan düzenlemeye karşı tüm kuşatma ve baskılara rağmen kamu emekçilerinin sesi olmuştur. Bu süreçte AKP'nin yalan ve manipülasyona dayalı politikalarını kamu emekçileri ve halka teşhir etmiştir. KESK'e yönelik olarak gerçekleştirilen bu gözaltı ve tutuklama furyasının tek amacı haklı mücadelemizi yıpratmak ve kamuoyunun kafasında soru işaretleri oluşturmaktır. Bizleri ve mücadelemizi bu tür baskılarla, göz altılarla sindireceklerini sananların büyük bir yanılgı içerisinde olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz. Tek suçları sendikal hak ve özgürlükler, barış ve demokrasi mücadelesi vermek olan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, KESK üzerindeki baskılara son verilmelidir" dedi. - ZONGULDAK