Çavdarlı Köyünde Doğal Bal Üretimi ve Arıcılık Projesi
Artvin'in Şavşat ilçesinde yaşayan Mustafa Faruk Altun, Çavdarlı Köyünde doğal bal üretimi ve arıcılık projesi gerçekleştiriyor. Proje kapsamında büyükşehirde yaşayan tüketiciler, köydeki üreticilerle buluşturularak doğal bal satın alabiliyor. Aynı zamanda Altun, arılarına nektar sağlamak amacıyla karabuğday ekimi yapıyor ve buğdayın ekmeğin üretim sürecine dikkat çekiyor.
UĞUR İSTANBULLU
(ARTVİN)- Artvin'in Şavşat ilçesi Çavdarlı Köyünde yaşayan Mustafa Faruk Altun, "Bu yıl beşincisini yapmış olduğumuz 'Çavdarlı'da kovanın olsun' projemizde var. ve bizim bu projedeki amacımız şu; büyükşehirde yaşayıp doğal bala ulaşmak isteyen tüketicilerin, köyde arıcılık yapan üreticilerle buluşturuyorum ve onlardan almış olduğum parayla burada kovan alacak üreticilere dağıtıyorum. Daha sonra üreticiler ürettikleri balın bir miktarını para yatıran tüketicilere gönderiyor" dedi.
Artvin'in Şavşat ilçesi Çavdarlı Köyünde yaşayan Mustafa Faruk Altun, arılarına nektar sağlamak amacıyla yaptığı araştırmalar sonucunda 400 metrekarelik bir alana karabuğday ekti. Altun, bu girişimi ile hem arılarına fayda sağladığını hem de ekmeğin üretim sürecine dikkati çekmek istediğine vurgu yaptı. Aynı zamanda büyükşehirde yaşayan ve doğal bala ulaşmak isteyen vatandaşları da buluşturduğu 'Çavdarlı'da kovanın olsun' projesi de gerçekleştiren Altun, üretim yapmanın önemine de vurgu yaptı.
Altun, şöyle konuştu:
"Çavdarlı köyünde yaşarken bir farkındalık olsun istedim. TEMA kayıtlarına göre yaptım burayı. Burası ekmek teknesi üzerinde 2 metrekarelik bir alan oluşturdum. TEMA kayıtlarında diyor ki; '400 yüz gramlık ekmek 2 metrekarelik alandan meydana gelmektedir.' Dolayısıyla ekmeğimizi ona göre tasarruflu tüketmeliyiz. Bende köyümde böyle bir farkındalık oluşturmak için burada 2 metrekarelik bir yer oluşturarak karabuğday (Griçgev) ektim ve 400 yüz gramlık ekmeğin bu alanda ekilen buğdaydan yapıldığını söylemek istiyorum. Yolun kenarından gelip geçenler görsün diye ve aynı zamanda ekmeğin ne zor şartlar altında üretildiğini ne kadar kıymetli olduğunu anlatmak istedim.
"Bir katkı olmadan tamamen doğal bal üretiyoruz"
Şimdi bizi diğer arıcılardan ayıran en önemli şey rakımın bin 740 oluşu, en yakın sanayi üretimine yüz elli kilometre uzaklıkta olması ve tamamıyla doğal ortamda herhangi bir katkı olmadan tamamen doğal bal üretiyoruz. Aynı zamanda endemik çeşitliliğinin çok zengin olduğu bölgedeyiz. Dolayısıyla arıcılıkta kuraldır ne kadar yükseğe çıkılırsa bal kalitesi o kadar artar çünkü çiçeklerin özü o derecede kaliteli olur. Nektar artırımını sağlamak amacıyla araştırmalara başlamıştım ve (greçgayı) karabuğdayı önerdiler ve ben de karabuğdayı ektim. Karabuğday aynı zamanda glütensiz buğday çeşidi olması nedeniyle çölyak hastalığına iyi bir vitamin kaynağı sağlıyor çünkü çölyak hastaları her türlü buğdayı yiyemiyorlar ve hem de arıcılar için nektar sağlıyor. Dolayısıyla ben iki ürünü paralel olarak birbirine katkı sağlaması için yapıyorum. Haziran ayının on beşinde ilk beyaz çiçeği açarak arılara iyi bir nektar sağlıyor ve hem buğdaydan ürün elde edebiliyorum aynı zamanda arılara da nektar sağlayarak bal üretiyorum. Buradaki çiftçilere önerim şudur, arıcılar mutlaka karabuğday üretmelidirler ve karabuğday aynı zamanda şunu da yapıyor. Bölgenin bitki örtüsünü bozmadan bölgeye uyumlu bir bitki ve bir un çeşidi dolayısıyla üreticilere tavsiye ederim.
"Çavdarlı'da kovanın olsun"
Bu yıl beşincisini yapmış olduğumuz 'Çavdarlı 'da kovanın olsun' projemizde var. ve bizim bu projedeki amacımız şu; büyükşehirde yaşayıp doğal bala ulaşmak isteyen tüketicilerin, köyde arıcılık yapan üreticilerle buluşturuyorum ve onlardan almış olduğum parayla burada kovan alacak üreticilere dağıtıyorum. Daha sonra üreticiler ürettikleri balın bir miktarını para yatıran tüketicilere gönderiyor. Diğer şekilde kovan ve arta kalan balda üreticide kalıyor. Kesinlikle bizim bu bölgemizde üretim yapmaktan başka bir çözüm yok yaşamak için. Burada sanayi yok ya burada HES yapıyorlar ya ormanları kesiyorlar ya da maden arıyorlar. Dolayısıyla biz bunlara karşı durmak için mutlaka ve mutlaka üretim yapmak zorundayız."
Projeye destek vermek için İstanbul'dan gelen Zeynep Pekün Ekşioğlu "İstanbul'da yaşıyorum Mustafa beyle 'Senin de bir kovan olsun' projesi dahilinde tanıştık birkaç yıl evvel ve ilk kez buraya gelme fırsatım oldu. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde temiz gıda üreten küçük üreticileri geziyorum ve bunlar üzerine kitap yazacağım ve o vesileyle geldim buraya. Dediğim gibi birkaç yıldır bu projeye destek veriyorum" dedi.