Büyük Selçuklu Mirası Pojesi'ni Anlattılar
Konya Aydınlar Ocağı'nın organizasyonu altında Selçuklu Belediyesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyonu Ajansı (TİKA) ve Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun maddi destekleri ile gerçekleştirilen Büyük Selçuklu Mirası Pojesi'ni yürüten Selçuk Üniversitesi...
Konya Aydınlar Ocağı'nın organizasyonu altında Selçuklu Belediyesi, Türk İşbirliği ve Koordinasyonu Ajansı (TİKA) ve Başbakanlık Tanıtma Fonu'nun maddi destekleri ile gerçekleştirilen Büyük Selçuklu Mirası Pojesi'ni yürüten Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Haşim Karpuz ve Prof. Dr. Osman Eravşar, 4 yılda tamamladıkları proje hakkında bilgi verdi.
2009 yılından bu yana 14 ülkede 250'den fazla şehir gezerek tüm Selçuklu mirası eserlerin envanterini çıkardıklarını belirten Prof. Dr. Karpuz ve Prof. Dr. Eravşar, toplam 320 eseri incelediklerini belirtti. Prof. Dr. Karpuz ve Eravşar, oldukça zorlu geçen araştırma sürecinde yurtdışında bazı ülkelerde güvenlik problemleri yaşadıkları, bazı yerlerde izinleri olmalarına rağmen çalıştırılmadıkları ve polis gözetimi altına alındıklarını, bir ülkede ise sınır dışı tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarını anlattı. Günümüzde Selçuklu medeniyetine dair yayın ve bilgilerin son derece sınırlı olduğunu belirten Prof. Dr. Karpuz, Büyük Selçuklu uygarlığının somut kültürel örneklerinin ortaya çıkarılması, Selçukluların özelde Türk toplumuna, genelde ise dünya uygarlık tarihine yaptıkları katkıları göstermek amacıyla böylesi bir çalışma gerçekleştirdiklerini belirtti. Araştırma projesinin Cumhurbaşkanı Abdullan Gül'ün himayelerinde gerçekleştirildiğini kaydeden Prof. Dr. Karpuz, "Projenin bilimsel sorumluluğu, eserlerin yerlerinde incelenmesi ve kitaplardaki metinlerin hazırlanmasını Selçuk Üniversitesi adına bizler gerçekleştirdik. Projenin konusu Büyük Selçuklu Medeniyeti, amacı ise medeniyetin günümüze ulaşan mimari eserleri ile dünyada çeşitli müzelerde bulunan taşınır kültür varlıklarının belgelenmesidir. Bu amaç çerçevesinde Afganistan, Azerbaycan, Ermenistan, Filistin, Gürcistan, Irak, İran, Özbekistan, Suriye, Türkmenistan, Türkiye, Yemen, Mısır, Nahcivan sınırları içinde kalan Büyük Selçuklu coğrafyasındaki yapılar ayrıntılı şekilde incelenmiştir" şeklinde konuştu.
Projenin ülkelerden izin alma aşamasında ciddi sıkıntılar yaşadıklarını anlatan Prof. Dr. Osman Eravşar ise, "Bu izinler bazen devletimizin üst düzey bürokratları tarafından alındı bazen de bizzat sayın Cumhurbaşkanımızın devreye girmesi ile çözüldü. Hatta bir ülkede gerekli izinler alınmasına ve yanımızda mihmandar bulunmasına rağmen polis tarafından çalışmamız durduruldu. 2 saat süreyle gözlem altında tutulduktan sonra serbest bırakıldık. Bir diğer ülkede ise sınır dışı tehlikesi ile karşı karşıya kaldık. Yanımızdaki bir görevli arkaraşın son derece değerli profesyonel bir fotoğraf makinası çalındı. Haşim hocam bu süreçte rahatsızlandı ve sonrasında ise kalbinden iki kez anjiyo oldu. 4 yıl oldukça meşakkatli geçti. Ancak sonuç itibariyle projeyi tamamlamak tüm bu yorgunluğumuzu ve sıkıntılarımızı unutturdu" dedi.
Türkiye'nin bilimsel tarihi içinde Büyük Selçuklu Medeniyetinin nelere sahip olduğu ile ilgili elimizde yeterince bilgi bulunmadığının tespitinin bu projeye başlamalarındaki hareket noktası olduğunu belirten Prof. Dr. Eravşar, "Bu çalışmanın konu itibarıyla ilk önemli çalışma olması onun özgün değerini bir kez daha artırmaktadır. Başlangıçta sadece bir fotoğraf albümü düşüncesiyle başlayan bu çalışma, sonrasında bundan sıyırılarak bir envantere dönüştü. Projenin tam anlamıyla bütün Selçuklu mimarisini kapsadığı iddiası yanlış olacaktır. Çünkü bazı bölgelere güvenlik sebebiyle gidilememiş, bazı yapılar ise bulunamamamıştır. Özellikle İran ve Irak gibi bazı ülkelerde bulunan bir çok Selçuklu yapısının tarihi süreç içinde kimlik değiştirmesi, bazı yapıların bulunamaması bu projenin eksik yönlerini oluşturuyor. Ancak ileriki dönemde gerçekleştirilecek yeni çalışmalar ile bu eksikliklerin tamamlanmasına çalışılacak" dedi.
Projenin ilk ayağında 3 ciltlik bir eserin ilim ve sanat çerçevesinin hizmetine sunulduğunu anlatan Prof. Dr. Eravşar, "İkinci ayağında ülkelerdeki müzelerde bulunan Selçuklu eserleri ile ilgili inceleme yaptık ve envanterlerini çıkardık. Üçüncü ayağında ise mimari eserleri ve Selçuklu Medeniyetini tanıtmak amacıyla 180 dakikalık 9 ayrı bölümden oluşan bir belgesel film hazırlandı" diye konuştu. - KONYA