Haberler

Bursa Su Kolektifi, Uludağ'da Restore Edilen Sanatoryum Binasının Otele Dönüştürülmesi ve Yapılacak Helikopter Pistine Tepki Gösterdi

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bursa Su Kolektifi, Kirazlıyayla Sanatoryumu’nun Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) restorasyonunun ardından otele dönüştürülmesine ve yapılacak helikopter pistine tepki gösterdi. Kolektif üyesi Hüseyin Gün, "Tesislerin yanındaki bir çayırlık alana yine milli parkımızın eşsiz endemik bitkileri üzerine kanunsuzca mucur dökülerek başka bir helikopter pisti yapıldığı ortaya çıktı. Sonradan buranın Swissotel açılışına gelecek olan Cumhurbaşkanı için yapıldığı ardından orman yangınlarına karşı helikopter alanı olarak kullanılacağı söylendi. Oysa biliyoruz ki orman yangınına helikopterle müdahale için ormanın hemen yanına helikopter pisti yapmak mantıklı değildir" dedi.

ZEHRA DEĞİRMENCİ / SİBEL KAHRAMAN

Bursa Su Kolektifi, Kirazlıyayla Sanatoryumu'nun Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın (BTSO) restorasyonunun ardından otele dönüştürülmesine ve yapılacak helikopter pistine tepki gösterdi. Kolektif üyesi Hüseyin Gün, "Tesislerin yanındaki bir çayırlık alana yine milli parkımızın eşsiz endemik bitkileri üzerine kanunsuzca mucur dökülerek başka bir helikopter pisti yapıldığı ortaya çıktı. Sonradan buranın Swissotel açılışına gelecek olan Cumhurbaşkanı için yapıldığı ardından orman yangınlarına karşı helikopter alanı olarak kullanılacağı söylendi. Oysa biliyoruz ki orman yangınına helikopterle müdahale için ormanın hemen yanına helikopter pisti yapmak mantıklı değildir" dedi.

Bursa Su Kolektifi, dün Doğa Koruma Milli Parklar 2. Bölge Müdürlüğü önünde düzenlediği basın açıklamasıyla Kirazlıyayla Sanatoryum binasının Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın (BTSO) restorasyonunun ardından SwissOtel'e dönüştürülmesine ve 1. derece sit alanı içinde bulunan Kirazlıyayla piknik alanına otel için yapılacak helikopter pistine tepki gösterdi. Uludağ'da bulunan 2 bin 100 hektarlık alanın Milli Park statüsünden çıkarılarak Alan Başkanlığı'na devredildiğini hatırlatan Bursa Su Kolektifi üyesi Figen Ovat, tepkilerin odağında olan sanatoryum binasının da Alan Başkanlığı sınırları dışında, 11 bin hektara düşürülen Milli Park sınırları içende bulunduğunu ve Milli Parklar Kanunu'nun koruyucu hükümleri içerisinde yer aldığını ifade etti.

"BTSO, 'YAŞAM BOYU EĞİTİM MERKEZİ YAPACAĞIZ' DEMİŞTİ"

Figen Ovat konuşmasında şunları söyledi:

"Kirazlıyayla Sanatoryumu, 1949 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen aileleri kullanımı için bir dinlenme tesisi olarak tasarlandı. Ancak o yıllarda yaygınlaşan verem hastalarına tedavi amacıyla bina sanatoryuma dönüştürüldü. Verem hastalarının sayısı azalınca bina 1979'da Uludağ Üniversitesi'ne devredildiyse de sanatoryum binası 2000 yılında kapatılarak Tarım ve Orman Bakanlığı'na bırakıldı. Bakanlık daha sonra binayı 01.08.2014 günü Bursa Orman Bölge Müdürlüğü'nde BTSO'ya ihale ettiğinde, BTSO binanın restore ederek Yaşam Boyu Eğitim Merkezi olarak kullanılacağını açıkladı. Yapılanlar yalnızca restorasyon değildi. Tapusunda 'bu bina; doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi ormanla kaplı bir alanda tesis edilmiştir' yazan Kirazlıyayla Sanatoryum binası ve BTSO'ya devredildikten sonra Uludağ Milli Parkı'nın bir kez daha devlet - sermaye iş birliğine nasıl kurban edildiğini, sanatoryum ve çevresindeki koruma altındaki doğal sit alanın nasıl yağmalandığını açıklıyoruz.

"DEVLET BÜYÜK KAYBA UĞRATILDI"

Yaptığımız araştırmada sanatoryumun binasının BTSO'ya kiralanmasından sonra günümüze kadar geçen sürede yapılan işlemin yalnızca binalarda restorasyon olarak kalmadığı, Milli Parklar Kanunu'nu çiğnenerek yapı alanını yüzde 150 yani 2,5 kat arttırıldığını belirledik. Uludağ'ı Milli Park yapan endemik bitkiler yok edilerek, çevresinde yüzlerce ağaç kesilerek yapılanlar yalnızca yapılaşmadaki artış ve çevre düzenlemeleriyle sınırlı da değildi. 2019 yılında binaların oldukça geniş çevresine ormanlık alana müdahale edilerek 136 bin metrekarelik bir çember içine olacak biçimde orman içinde ağaç kesilerek duvarla çevrelendiği de saptanmıştır. Haziran 2023'te çıkan haberlerde, işletme maliyetlerindeki artışın BTSO'nun bütçesini zorlayacağı gerekçesiyle, Uludağ Yaşam Boyu Eğitim Merkezi projesinden vazgeçildiği açıklandı. Tesisin ultra lüks konsepte hizmet veren Swissotel markası altında ve sözde Bursa Business School olarak 21.06.2023 tarihinde kapılarını açacağı bilgileri basında yer aldı. Bugünlerde ise basında buranın aynı zamanda sağlık oteli olacağı haberleri yayınlanıyor.

"DEVLETİN BÜYÜK BİR KAYBA UĞRADIĞI KESİN"

Bu haliyle BTSO ihale sonucu kiraladığı mülkü başka bir şirkete kiraladı. Normal bir yurttaş kiraladığı bir yeri başkasına kiralayamaz. BTSO, Tarım ve Orman Bakanlığı ile arasındaki sözleşme gereği bunu yapabildiyse bile devletin büyük kayba uğratıldığı kesin. Devletin eğitim üssü olması için BTSO'ya makul bir fiyata kiraladığı bir mülk, kim bilir kaç kat fazla bir fiyatla BTSO tarafından Swissotel'e kiralandı, bilmiyoruz. Ancak asıl bildiğimiz geceliği bir kişi oda kahvaltı 300 euorayla başlayıp 730 euroya kadar çıkan Uludağ Swissotel Bursa Business School'da gerçek anlamda hiçbir öğrencinin kalamayacağıdır. Bugünkü kurdan geceliği oda kahvaltı en kötüsü 9000 liradan 21 bin liraya kadar oda var. Yaşadığımız ekonomik bunalımında cebinde simit yiyecek parası bulunmayan hangi öğrenci bir gece için bu parayı verecek? Üstelik öğle ve akşam yemeğini de cebinden ödeyecek."

" ORMAN YANGININA MÜCADELE İÇİN ORMANIN YARINA HELİKOPTER PİSTİ YAPMAK MANTIKLI DEĞİLDİR"

Swissotel'in yapılaşma alanı içinde halihazırda bir helikopter pisti olduğunu söyleyen Bursa Su Kolektifi üyesi Hüseyin Gün ise şunları söyledi:

"Tesislerin yanındaki bir çayırlık alana yine Milli Parkımızın eşsiz endemik bitkileri üzerine kanunsuzca mucur dökülerek başka bir helikopter pisti yapıldığı ortaya çıktı. Sonradan buranın Swissotel açılışına gelecek olan Cumhurbaşkanı için yapıldığı ardından orman yangınlarına karşı helikopter alanı olarak kullanılacağı söylendi. Oysa biliyoruz ki orman yangınına helikopterle müdahale için ormanın hemen yanına helikopter pisti yapmak mantıklı değildir. Tam tersi helikopter en azından yangından korunmak için ormandan uzak ve su alabileceği göl ya da deniz gibi bir kaynağa yakın olmalıdır. Yaptıkları kanunsuzlukları halkı kandırarak kapatmaya, gizlemeye çalışanlar bilsinler ki bizi ve halkı kandıramayacaksınız.

"BAŞLICA SORUMLU ULUDAĞ MİLLİ PARKLAR MÜDÜRLÜĞÜ'DÜR"

Yine bilinmelidir ki Uludağ'da sürdürülen tüm bu yağma ve talan uygulamalarının başlıca sorumlusu Milli Parklar Kanunu'na aykırı olarak varlık nedenine ihanet ederek sermayedara bunları yapma fırsatı veren Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Uludağ Milli Parklar Müdürlüğü'dür. Biz Bursa Su Kolektifi olarak yakın geçmişte Uludağ (T) Alan Başkanlığı'na karşı 'şu da yapılmadı' denmeyecek biçimde eksiksiz olarak yürüttüğümüz mücadelede ile Uludağ Milli Parkı'nı savunduk. Biz bu savunuyu yürütürken milli parkı korumak için Bursa Barosu ve Akademik Odalar öncülüğünde mahkemede açılan 20'nin üzerinde davanın Milli Parklar Kanunu'nun güçlü hükümleriyle kazanıldığını özellikle vurguladık. Kazanılan davalar Tarım ve Orman Bakanlığı ve Uludağ Milli Park Müdürlüğü'nün yaptığı projelerin kanunlara aykırı olduğunun açık göstergesiydi.

"ENDEMİK ÇİÇEKLERİN YOK EDİLMESİNE GÖZ YUMULDU"

Anlaşılıyor ki biz (T)Alan Başkanlığı'na karşı mücadeleyi yürütürken Uludağ Milli Parklar Müdürlüğü varlık nedenine ihanet etmeyi sürdürmüştür. Belki de yukarıdan gelen emire boyun eğerek Kirazlıyayla Swissotel yapılaşma, çevre düzenlemelerine ve helikopter pistine izin vererek endemik çiçeklerin yok edilmesine göz yummuştur. Biz, Bursa Su Kolektifi gönüllüleri olarak dilekçe yazarak 'bu talanı hangi kanuni gerekçeye dayanarak yaptınız' diye Uludağ Milli Park Müdürlüğü'ne sorduk. Henüz yanıt alamadık. Bize 'şu plan değişikliği', 'şu sözleşmeler ile yaptık' deseler, yaptıklarını Milli Parklar Kanunu hükümlerini çiğneyerek nasıl gerçekleştirdiklerinin hesabını vermek zorundalar. Uludağ, Milli Parktır. Bu nedenle Uludağ Davos yapılamaz. Uludağ'da Milli Parklar Kanunu hükümleri eksiksiz uygulanmalıdır. Kanunları uygulamayan yöneticiler ve kurumlar derhal cezalandırılmalıdır. Sel, tayfun, kasırga gibi iklim krizini durdurmanın yollarından biri de doğal alanları yağmalamak değil bir yaprağına tek bir böceğine, hayvanına bile zarar gelmeden korumaktır. Yoksa bu yağma düzeni sürdüğü sürece büyük bir karmaşaya ya da kitlesel ölümlere sürükleneceğiz."

Bursa Su Kolektifi, Uludağ'da Restore Edilen Sanatoryum Binasının Otele Dönüştürülmesi ve Yapılacak Helikopter Pistine Tepki Gösterdi
Kaynak: ANKA / Yerel
THY, İstanbul Havalimanı'ndan 38 seferini iptal etti

THY, İstanbul için 38 seferin iptalini duyurdu

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

İçişleri Bakanlığı tarafından Tunceli ve Ovacık Belediyelerine kayyum atandı

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Görevden uzaklaştırılan başkandan provokatif açıklama

Tunceli ve Ovacık Belediyesi'ne kayyum atanmasının ardından belediye önünde protestolar başladı

Kayyum kararının ardından belediye önünde protestolar başladı

title