Bu Vatanı Günde Bir Fincan Su İçerek Kurtardılar
İstiklal Madalyası oğluna verilen Mustafa Solak'ın, cephede gösterdiği başarı, Türk askerinin cesaretini gözler önüne seriyor.
Metin Bolat - 1. Dünya Savaşı ile Kurtuluş Savaşı'na katılan, ölümünden 23 yıl sonra İstiklal Madalyası oğluna verilen Mustafa Solak'ın, cephede gösterdiği başarı, Türk askerinin fedakarlığını ve cesaretini gözler önüne seriyor.
Gazinin Kalp ve Damar Cerrahisi Profesörü olan oğlu Hasan Solak (70), 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'na katılan babası Mustafa Solak'ın madalyasını almak için Kara Kuvvetleri Komutanlığına başvurdu.
Babasının adına gelen İstiklal Madalyası'nı yaklaşık dört yıl önce alan Solak, madalyayı gözünün önünden hiç ayırmıyor.
Madalyanın kendileri için büyük bir gurur kaynağı olduğunu ifade eden Solak'ın, babasıyla ilgili anlattıkları, Türk askerinin savaşlardaki üstün başarısını ve cesaretini bir kez daha ortaya koyuyor.
Hasan Solak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının ve Türk askerinin kahramanlıklarıyla büyüdüklerini söyledi.
Babasının, 1. Dünya Savaşı'na babasını kaybettiği gün 3 kardeşi ve 10'a yakın akrabasıyla katıldığını belirten Solak, onunla birlikte savaşa katılan akrabalarının şehit olduğunu bildirdi.
Katıldığı askeri birliğin Adana Pozantı'dan başlayan 72 günlük bir yürüyüşün ardından Süveyş Kanalı'na ulaştıklarını babasının anlattığını belirten Solak,
"Düşman su kaynaklarını zehirlemiş. Su kaynakları kısıtlı olduğundan her askere günde sadece bir fincan su düşüyormuş. Askerlerin büyük kısmı susuzluk, bit ve hastalıktan ölmüş. Günde bir fincan suyla savaşa katılmışlar" diye konuştu.
-Ölü taklidi yaparak kurtuldu-
Sıhhiye eri babasının, top mermisi ile yaralandığını aktaran Solak, şunları kaydetti:
"Babam yaralı olduğunu 100 metre koştuktan sonra anlıyor. Ayağına şarapnel parçası saplanmış. Hemen kendisine gerekli müdahaleyi yapıyor. Kanı durdurarak parçayı çıkartıyor. O halde yaralı askerlerin yardımına koşuyor. Ancak çok şehit veriliyor. İkindine doğru İngiliz kuvvetlerinin yaralıları toplamaya geldiğini fark edince 'ölü' taklidi yaparak kurtuluyor. Gece olunca şehitlerin iki tüfeğini alarak bulunduğu yerden uzaklaşmaya çalışıyor. Tüfeği baston gibi kullanarak sabaha kadar Sina Çölü'nde yürüyor. Kudüs hastanesinde aylarca kalıyor."
-Ayak topuğunun üzerine basarak savaşa koştu-
Terhis olduğu 1918 yılında sağ ayağında yüzde 80 işlev kaybıyla memleketine dönen babasının, bir yıl sonra ayağının durumuna bakmaksızın Kurtuluş Savaşı'na katıldığını dile getiren Solak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Giydikleri çarıklar parçalanan, ayakları yürümekten kanayan Türk askeri, buna rağmen büyük başarı göstermiş. Hatta babam, askerlerin çoğunun, kör, topal, sakat olduğunu anlatırdı. Vatan sevgisi babam gibi tüm Türk askerinde hep ön planda gelmiş. 1922 yılında terhis olan babam yaklaşık 7 yıl askerlik yaptı. Babam hep, 'düşman o kadar kuvvetli olmasına rağmen Türk ordusu tüm olumsuzluklara rağmen çok başarılıydı' derdi."
Yayıncı: Ahmet Kayır - KONYA