Binlerce Kişi Mısır'da Yapılan Katliam İçin Yürüdü
Şanlıurfa'da binlerce kişi Balıklıgöl girişinde toplanarak Topçu Meydanına kadar sloganlar eşliğinde yürüyüp Mısır'da yapılan katliamı kınadı.
Şanlıurfa'da binlerce kişi Dergah camiinde kılınan Cuma namazının ardından Balıklıgöl girişinde toplanarak Topçu Meydanına kadar sloganlar eşliğinde yürüyüp Mısır'da yapılan katliamı kınadılar.
Tekbirler eşliğinde yürüyen binlerce kişi ellerinde, 'Firavun'a karşı Mursi'nin yanındayız", "Diren İhvan ümmet seninle", "Dik dur eğilme ümmet seninle", "Müslüman uyuma kardeşine sahip çık", "Ümmetin birliği Rabiatül Adeviye Şanlıurfa meydanı" gibi pankartlar taşıdılar. Çok sayıda kadının da katıldığı eylemde bir basın açıklaması yapan STK'lar yönetim kurulu üyesi Ali Acar, "Mısır'da 50 Yıllık diktatörlüğü devirerek ülkenin seçimle gelen ilk Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi'ye karşı Batı müstekbirleri ve İsrail destekli darbeciler katliam gerçekleştirmişlerdir. Şanlıurfa STK'ları olarak iradesi gasp edilen Müslüman kardeşlerimizin yanında olduğumuzu ilan ediyoruz" dedi.
Sözlerini sürdüren Acar, "Bu katliamla tekrar anlaşılmıştır ki ABD, Siyonistler, Emperyalistler, İslam ülkelerinin başında ancak kendi çıkarlarına karşı çıkmayan kukla yönetimler istemektedir. Batı dünyası ve Avrupa Parlamentosu İstanbul'da kesilen üç beş ağaç için dünyayı ayağa kaldırırken Suriye'de, Myanmar'da Doğu Türkistan'da, öldürülen ve ülkelerinden sürülen, iradesi gasp edilen Müslümanlar için sessiz kalması kendi münafıklığını ve çifte standartlığını yine tescil etmiştir. Ey Müslümanlar, ümmetin fertleri silkinin, uyanın ve ümmeti uyandırın artık. İslam ülkelerinin hangisinde Müslümanlar iktidara gelirse hemen orada Dünyanın gizli ve gizemli faiz lobileri, silah tüccarları, Siyonist düşünceli, kapitalist eğilimli ne kadar müstekbir gücü varsa, o İslami yönetimi devirmek için canla başla çalışıyor. Müslümanların seçtiği iktidarları yıpratmak ve yıkmak için dış güçler ve yerli işbirlikçileri sağcı, solcu, Amerikancı, Rusçu, çapulcu, baltacı fark etmeden hep birlikte ortak bir şer cephesinde buluşuyor. Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kafirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saf-8), Allaha iman etmiş Müslümanlar için bu tablo elbette sürpriz değildir. Çünkü "İnananlar bir millet, inanmayanlar da bir millettir." Ayeti yeniden tecelli ediyor. Mısırdaki darbe ile görüyoruz ki Demokratik olarak iktidara gelmek, kendilerini seçen halka hizmet etmek için sadece demokratik bir aldatmaca ve kandırmacadan ibarettir. Kitlelerin Tahrire yığılması, Mursi'nin istifaya çağırılması, yönetim tarzı demokrasi de olsa Müslümanların yönetimde olması İsrail dostu güçleri derinden rahatsız ediyor. Süveyş Kanalının kontrolü, İsrail'in güvenliği, Ortadoğu'daki dengeler ABD'nin çıkarları, Gazze'nin Hammas'ın elinden alınması, Kuzey Afrika'daki, Ortadoğu'daki İslami hareketlerin kontrol altında tutulması için bu operasyonlar belirli güçler tarafından yapılmaktadır."
Acar, Dünya Müslümanlarının, uyanıp ayağa kalkmadan, ümmet olmadan ve bu işgalcileri yurtlarından kovmadan Müslümanlar yeryüzünde rahat edemeyeceğini kaydederek şunları söyledi:
"Mısırdaki darbe İslam'a ve Müslümanlara karşı yapılmıştır. Mısırlı Müslümanlar bu katliamla ile bir daha iman ve inançlarıyla zorlu bir imtihanla tabi tutulmuşlardır. Şüphesiz ki Firavunlara karşı mücadele bayrağını yükselten İslam ülkelerinden biri de Mısır oldu. Bu darbe; Nasr'ın, Enver Sedat'ın ve Mübarek'in zihniyetinde olan Baradey ve ekibinin Mısır ordusunu pohpohlayarak, Hasan El Benna ve Seyyid Kutub'un öğrencileri olan Müslüman Kardeşlere karşı yapılmıştır. Bu darbe Muhammed Mursi'nin şahsında Mısır halkının iradesine karşı işlenen büyük bir zulümdür, ihanettir ve suçtur. Varlık sebebi ve görevi ülkesinin güvenliğini, vatandaşlarının huzur ve emniyetinin sağlama olan silahlı kuvvetler, İslam coğrafyasındaki alışılagelen şekliyle bir kez daha tarih sahnesine çıkmıştır. Mısır ordusu seçilmiş meşru yönetime müdahalede bulunarak tarihte lanetle anılacak darbeciliğin yeni bir örneğini sergilemiştir. Türkiye'deki bazı darbe severler da, sevinç naraları atıyor. Türkiye'de darbe çığırtkanlığı yapanların ve darbeden medet umanların da Mısır'da askeri darbeyi isteyen ve gerçekleştirenlerden farklarının olmadığını buradan ilan ediyoruz. Müslümanların demokratik yollarla elde ettikleri sadece bir yıllık yönetimlerine tahammül edemeyenler acaba kendilerine bunca yıldır tahammül etmek zorunda olan Müslümanların düşüncelerini, duygularını ve ruh hallerini anlayacaklar mı? Bundan sonra kimse Müslümanlara demokrasinin faziletlerini anlatma ahlaksızlığını sergilememeli; demokrat geçinenlerin nasıl da ahlaksızca söylemler üretebildiklerinin artık tüm insanlık tarafından görülmelidir. Hani demokrasi tahammül rejimi idi? Hani demokrasi tolerans rejimi idi? Şu anlaşılmıştır ki emperyalist batının gözünde tek şartla demokrasi geçerlidir. O da demokrasilerde seçimleri Müslümanların kazanmaması şartı ile… Modern Dünya'da Müslümanlara yer yok algısı artık kesinleşmiştir. Demokrasiye tapan Batı, İslam coğrafyasında demokrasi ile Müslümanlar iktidara gelince, taptığı putunu yine yemiştir. Bunu 2006 seçimlerinde iktidara gelen HAMAS'ın başarısında da bu ikiyüzlü tavrı görmüştük. Irak'ta, Suriye'de ya da İslam coğrafyasının bir başka ülkesinde yaşanılan kaos ortamı, gerilimler ve çatışmalar münferit birer olay olarak değerlendirilemez. ABD'nin kuyruğunda dolaşan bir takım körfez ülkelerinin ya da petrol krallıklarının Mısır halkının iradesine sahip çıkılmasını sağlayacak yaptırımları mümkün değildir. Bölgede yaşanılan gelişmelere baktığımızda ırkçı emperyalizm, Müslümanların yaşadığı ülkeleri hem birbirlerine karşıt cepheler haline getirirken hem de o ülkelerin her birinde mezhepsel ve etnik farklılıkları kullanarak iç savaşa uygun bir ortam oluşturulmuştur. İslam Ülkelerinde yaşayan halkın ırkçı emperyalizmin demokrasi, özgürlük, insan hakları kavramlarının ardına gizlenerek yaptığı bir takım ayartmaları algılayamamaları sonucu şiddet içeren olaylara yönelmelerinin kendilerine bir fayda getirmeyeceği de açıktır. Hangi renkten, ırktan ya da dil grubundan olursa olsun Müslümanların ve İslam Ülkelerinin ırkçı emperyalizmin tasallutundan kurtulmaları için kendi başlarına hareket etmek yerine birlik içerisinde olmaları gerekmektedir."
"MISIR'DAKİ ULUSLARARASI KOMPLOYU REDDEDİYOR VE KINIYORUZ"
"Mısır'da yapılan uluslararası komployu reddediyor ve kınıyoruz" diyen STK'lar yönetim kurulu üyesi Ali Acar, "Mısır'da ümmetin iradesine ve seçilen Cumhurbaşkanına karşı yapılan askeri darbeyi kesinlikle reddettiğimizi ilan ediyoruz. Gasbedici yönetimle hiçbir işte ortaklığın kabul edilmemesi gerektiğini vurguluyoruz. Barışçıl gösterilere karşı yapılan şiddeti de kınıyoruz. Mısır Asker-polis Terör Devletinin, başta Müslüman Kardeşlere üye olanlar olmak üzere barışçıl amaçlı gösteri yapan göstericilere yaptığı baskıları, öldürmeleri, tutuklamaları, işkenceleri ve basına yapılan susturmaları, karartmaları kınıyoruz. Tüm Müslüman halkları ve bu konuda duyarlı devlet yönetimlerini Mursi'ye ve Mısır halkına destek olup yardım etmeye davet ederken, diğer taraftan tarihi şanlarla dolu, özellikle son asırda Hasan El-Bennalarıyla, Seyyid Kutuplarıyla, Abdulkadir Udehleriyle, Halid El İslambulileri ile İslam aleminin coğrafyalarında kalplere taht kuran Mısır halkının ve İhvan-ul Müsliminin Batı uşağı Firavun ordusuna karşı olan haklı direnişlerini destekliyor, aşk ve iştiyaklarını artırarak şehadet pahasına direnişlerini derinleştirmelerini temenni ediyoruz. Rabbimiz, zalimlere, bel'amlara ve kafirlere fırsat vermesin, onların hilelerini boşa çıkarsın ve Müslümanların yardımcısı olsun. Allah ne güzel vekil ve ne güzel yardımcıdır" şeklinde konuştu.
Daha sonra kalabalık grup olaysız bir şekilde dağıldı. - ŞANLIURFA