Bilim Adamları Bipolar Bozuklukları Kapadokya'da Ele Alıyor
Duygudurum Vakfı tarafından TÜBİTAK'ın katkıları ile gerçekleştirilen "Bipolar Bozukluk."
Duygudurum Vakfı tarafından TÜBİTAK'ın katkıları ile gerçekleştirilen "Bipolar Bozukluk: Kapadokya'dan Milenyum Notları" isimli uluslar arası toplantı Nevşehir'in Avanos ilçesinde gerçekleştiriliyor.
Türkiye'nin yanı sıra çeşitli Avrupa ülkelerinden ABD'den 45 bilim adamının
katılımı ile Hilton Hotel'de başlayan "Bipolar Bozukluk: Kapadokya'dan Milenyum Notları" konulu toplantı öncesinde bir basın toplantısı düzenleyen İzmir 9 Eylül Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi ve Duygudurum Vakfı(DUVAK) Başkanı Prof.Dr. Ayşegül Yıldız, herkesin aslında dönem dönem dalgalanmasını hissettiği duygu durumuyla ilgili hastalık düzeyinde veya yardım alacak düzeyde dalgalanmalara yardım etmek, bununla ilişkili duygu durum bozukluklarına eşlik ederek ortaya çıkan intihar olaylarını incelemek için bir vakıf çatısı altında çalışmalar yapmaya başladıklarını belirtti.
Duygudurum ile ilgili Bipolar bozuklukları dünyada ilk kez tanımlayan ve Hipokrat'ın da öğrencisi olan Kapadokyalı Aretaeus 'un doğup yaşadığı bu topraklarda, vakfın da ilk aktivitesi olarak bilimsel olarak değerlendirmek amacıyla böyle bir bilimsel çalışma yapmayı uygun gördüklerini anlatan Yıldız,
bu hastalığın doğduğu topraklarda bilim adamları ile bilgi alışverişini geliştirmek
ve bundan sonra aynı yoğunlukta aynı dirsek temasıyla dünyayla birlikte çalışmalarımıza devam edeceklerini kaydetti.
Depresyonun dünya sıklığının Türkiye'de de aynı paralelde olduğunu vurgulayan Kılıç: "Depresyonun dünyadaki sıklığı yüzde 20, ülkemizde de bu durumla aynı. İki uçlu dediğimiz dalgalanmalar dünyada yüzde 4.4,
ikisi birlikte yüzde 24.4 yani,
her 4 kişiden biri bu duygu durum dalgalanmalarını aslında bizim psikiyatristler olarak önemli gördüğümüz
ve klinik açıdan anlamlı bulduğumuz düzeyde yaşıyorlar .Bu duygu durum bozukluğu yaşayan insanlarında yüzde 25'i de hayatların bir bölümünde intihar teşebbüsünde bulunuyorlar.İntihar teşebbüsünde bulunanlarında yüzde 15'i maalesef bunu başarıyorlar. dolayısıyla tek sebep olmamasına rağmen duygu durum bozukluklarının intihar olgusuna katkısı çok önemli ve diğer taraftan intiharla ilgili dünyada 50 yılda intihar olgusunun yüzde 60 oranında artmış olması bununla ilişkili eskiden yaşlı erkek ölüm sebebi arasındayken, şu anda genç ölümler arasında 3.'cü sıraya yükselmiş olması ve
hem 15-29 yaş arasında hem de
15-45 yaş arasında trafik kazalarından sonra 3'cü sırada yer alması nedeniyle çok dikkat çekici."diye konuştu.
İntiharlardaki ciddi artışlar karşısında bir dizi bilimsel çalışmaların yapıldığını aktaran Duygudurum Vakfı Başkanı Prof.Dr. Ayşegül Yıldız, bununla ilgili tüm dünya genelinde bir dizi toplantılar yapıldığını ifade etti. Yıldız " 2007'de 105 ülkenin katıldığı uluslararası intiharı tespit etme ve önleme programı gerçekleştirildi ve maalesef Türkiye o ülkeler arasında değildi,Tabi bunun bir kaç sebebi var. Burada bizim kültürümüz ve tarihimiz devreye giriyor 2 bin yıl az bir zaman değil yani 2 bin yıl önce bu aslında bu topraklarda Kapadokyalı
olan ve Hipokrat' ın öğrencisi bir hekim tarafından Mani'nin ve
Melankoli'nin aynı insanda olabileceği tanımlanıyor. Bir gözlemleme ve bunu bilimsel bir şekilde dile getirme
nasıl bir fark yaratıyor ? Bunun dışında M.Ö. 5.'ci yüzyılda Hipokrat,
mani ve melankoliyi tanımlamış ama ayrı insanlarda tanımlamış ve arada Anadolu'nun tarihi var,
2 bin yıllık tarih var bu tarihin önemli bir kısmını da Osmanlı tarihi oluşturuyor ve
bu tarih içinde
Avrupa'da ve ABD'de etnik amaçlarla, siyasi amaçlarla bazen ekonomik amaçlarla akıl hastaları maalesef bazen 'içine şeytan girdi ruh hasta olamayacağına göre kötü bir dış gücün etkisi var' sanısıyla bu insanlar idam edilmiş, asılmış, yakılmış.İçine cadı girdi diye muamele görmüş keza kısırlaştırılmış,
bunlar ari ırk diye ama Anadolu tarihine baktığımızda müzikle açık hava ile ve inançla tedavi edip psikiyatrik hastalara hem kötü muamele yapılmadığı gibi rehabilitasyon gündeme gelmiş. Onun için tüm dünyaya bu tarihi hatırlatmakta önemli bu kültürün bu toprakların bize bir armağanı."dedi.
Uluslar arası toplantıya Harvard Üniversitesinden katılan Prof Dr. Gray Sachs' de, iki uçlu duygu durum bozukluğunun tanımlandığı Kapadokya'da bu konudaki uzmanların bir araya geldiği ve
özellikle bu ülkeye gelerek bu konun çok sayıda konusunda uzmanlarla ele alınmış olmasından ve
Türkiye'yi görmekten dolayı çok mutlu olduğunu ifade etti.
ABD'de yaptığı klinik çalışmalarına ilişkin olarak bilgiler veren Sachs "Geliştirilen bir ilacın etkili olup olmadığını görmek için klinik araştırmalar yapılıyor. Bu araştırmalar çok önemli araştırmanın sonucunu etkili hale getirmek için hastanın verdiği yanıtların ne kadar doğru olduğunu tekrar test
etmek için geliştirilen bir program bu önce klinisyeni yanıtlıyor ardından bilgisayarı yanıtlıyor ve buna göre de yanıtların ve hastalığın ilerlemesinin ne kadar gerçekleştiği görülüyor bu klinik araştırmaları için. Ama asıl önemli olan tarafı bilgisayarla oluşturulan bu programı hasta evine götürebiliyor ve hasta evde bunu yanıtlayarak ona bakım veren hekiminin her an durumunun farkında olmasını sağlıyor. haberdar olunduğunda düzelmeyen hastaya anında müdahale şansımız oluyor daha iyi yanıt ve daha iyi tedavi etme şansımız oluyor" dedi.
Psikiyatrist Prof Dr Nesrin Dilbaz' da, tarihte ilk kez Bipolari iki uçlu duygu durum bozukluğunun Kapadokya'da Aretaeus tarafından tanımlandığını belirterek "Bipoların tarihinden konuşulurken tüm dünyada Aretaeus'dan söz ediliyor onun için bizde dünyadaki en üstte gelen akademisyenleri bir araya toplayarak hem ülkemizi tanımları hem de bundan sonra bir çok insana hastalığın nerede doğduğunu daha iyi tanıtılmasını amaçladık.Tabi en önemli kısmı da ülkemizde de çalışan en önemli uzman olan hekimleri de bir araya getirerek gerçek bir deneyim ve bilgi transferi yapılıyor eminim ki bundan sonra ülkemizdeki hastalarında daha iyi daha kaliteli almalarını sağlayacaklar" şeklinde konuştu. - NEVŞEHİR