Bediüzzaman Paneli'nde Ermeni Meselesi Konuşuldu
Şanlıurfa'da düzenlenen 'Bediüzzaman Paneli'nde konuşan Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz, Ermeni Meselesine değindi.
Bediüzzaman Eğitim, kültür ve Sanat Vakfı ve Risale-i Nur Enstitüsü tarafından düzenlenen 'Bediüzzaman ve Müsbet Hareket' konulu panel Mehmet Akif İnan Konferans Salonunda yapıldı.
Panelde ilk konuşmayı yapan Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Celalettin Güvenç, Said Nursi'nin yeryüzündeki müsbet hareketin kurucusu olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
Nursi'yi kalemi ve beyni dışında silahı olmayan bir kişi olarak tanımlayan Güvenç, "Bediüzzaman yeryüzündeki en büyük müsbet hareketin kurucusu olarak görülmesi gereken bir sivil zat. Kalemi ve beyni dışında silahı olmayan bir zat. Allah rahmet eylesin, aşağı yukarı 100 yıldır da bu hareket gönülleri fethetmeye devam ediyor. Dün akşam bir liderin notu okundu; Gazi Mustafa Kemal tarafından doğuda verilen görevi kabul etmeyerek, Isparta'ya gittiği için eleştiri yapıldığında 'eğer kalsaydın şu kadar insanın ölümünü engellerdin' denildiğindeki sözü çok anlamlı. 'Belki 100 bin insanın ölümünün önüne geçemedim ancak Allah'ın lütfuyla bu Risalelerle milyonların imanını kurtarırız, Allah bunu nasip etti' demesi gerçekten çok manidar ve etkileyicidir. Daha da iyi olacak, gelecek İslam'ın olacak. Söylemeden geçemeyeceğim; bir travma yaşadık, içerden vurulduk ama sınavı geçmeyi başardık. İnşallah bir daha böyle bir sıkıntıyla karşılaşmayız. Gerçekten çok büyük bir gaflet hareketiyle karşı karşıya kaldık." diye konuştu.
GÖKÇE: BEDİÜZZAMAN ADINA İLK VAKIF ŞANLIURFA'DA KURULDU
Bediüzzaman Vakfı adına açılış konuşmasını yapan Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Gökçe, yeryüzünde Bediüzzaman adına ilk vakfın Şanlıurfa'da kurulduğuna dikkat çekerek, "Bediüzzaman Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı yeryüzünde evet abartısız sadece Türkiye'de değil yeryüzünde Bediüzzaman adına kurulan ilk vakıftır. Bediüzzaman ismi ile kurulan ilk vakıf Şanlıurfa'mıza nasip olmuştur. Bediüzzaman Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı, eğitim işleriyle uğraşır, kültür işleriyle uğraşır, sanatı Sani' adına yapılması gerektiğini düşünmesiyle gençlerimizi eğitir. Gençlerimizle ilgilenir. Onları Allah'ından korkan Peygamberine karşılı saygılı olan Kur'an'ına bağlı Ehli Sünnet ve cemaat akayili içerisinde sağlam nesiller yetiştirmesi konusunda üzerine düşeni yapar. Sizlerin vasıtasıyla sizlerin desteği ve sizlerin katkılarıyla hizmetlerine devam eder." dedi.
DERİNDERE: BEDİÜZZAMAN EŞİTLİK HAKKINDAN MAHRUM BIRAKILDI
Hukukçu-Yazar Nihat Derindere ise, şöyle konuştu: "Hak aramada müsbet hareket" başlığı altında yaptığı konuşmada, "Biraz da belki eğitim gereği hukuk eğitimi almamızdan dolayı fakat bu sadece bizim hukuk eğitimimiz ile sınırlı bir mesele değil Bediüzzaman Said Nursi denildiği zaman hak aramanın nasıl olması gerektiğini dünyaya ders veren bir büyük müceddid ile karşı karşıyayız. Bu noktadan baktığımızda ise hak aramada müsbet hareketi onun ortaya koyduğu ölçülerle tespit etmek bizim için ciddi bir rehberdir. Bediüzzaman'ın İhlal edilen hakları nedir mesela yaşadığı 1925 sonrası dönemi kast ediyorum. Yani sınırlayalım. 1925-1960 Urfa'da ahirete göç ettiği zamana kadar ne kadar hakkı yenmiş. Hukuken tabi ki yok bir insanın kendi kendine benim hakkım yenildi demesi bir şeyi ifade etmez. Hukuken hakkı yenmiş mi? Onu tespit etmek lazım. Evet yenmiş… Tespit edelim eşitlik hakkı anayasada insan hakları içerisinde de zaten en temel değerlerden biridir. Bediüzzaman eşitlik hakkından mahrum bırakılmış. Bütün vatandaşlara tanılan haklar ona sunulmamıştır."
GÜLEÇYÜZ: GERÇEK AÇILIMI BEDİÜZZAMAN DİLLENDİRDİ
Yeni Asya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz de, Said Nursi'nin 1915 Ermeni olaylarından önce 'Şu milletin saadeti ve selameti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vabestedir.' sözünü söylediğini hatırlatarak, "Ermeni açılımından söz edecek olursak; gerçek manada doğru bir Ermeni açılımını ilk seslendiren isim Bediüzzaman Said Nursi'dir" dedi.
Said Nursi'nin yıllar önce Ermeniler ile ilgili sağduyulu mesaj verdiğini vurgulayan Güleçyüz, sözlerini şöyle tamamladı: "Şimdi dünyanın ve Türkiye'nin problemi; bir arada yaşamak. Farklılıkları, ahenk içerisinde bir arada yaşayabilmek. Dinimiz ise bunun formüllerini bize asırlar önce vermiş. Tabi zaman içerisinde ve son yüzyılda Osmanlı'nın başarıyla uyguladığı bu formülü terk ettiğimiz için şuanki yaşadığımız sıkıntılarla karşı karşıya gelmiş bulunuyoruz. Bunun en güncel örneklerinden bir tanesi Ermeni meselesi. Son günlerin tekrar öne çıkan konusu. Aslında Bediüzzaman'ın bu konuda da 1915 olaylarından çok önce uyarılarda bulunduğunu, tavsiyelerinin olduğunu görüyoruz. Mesela şu söz ona ait; 'Şu milletin saadeti ve selameti Ermenilerle ittifak ve dost olmaya vabestedir.' Bu ikaza, bu tavsiyeye sonraki yıllarda kulak verilmiş olsaydı, 1915 olayları bu boyutta yaşanmazdı. Yüzyıldır başımızı ağrıtan ve bizi dünya kamuoyu önünde de ciddi sıkıntılara muhatap kılan bu problemde karşı karşıya kalmazdık. Dolayısıyla Ermeni açılımından söz edecek olursak; gerçek manada doğru bir Ermeni açılımını ilk seslendiren isim Bediüzzaman Said Nursi'dir. Aynı şeyi bugün Kürt meselesi içinde ve birçok şey için de söylemek mümkün."
(Kaynak: Gazeteipekyol)