Bakırcılar "Okul" İstiyor
Gaziantepli bakırcılar, Türk el sanatları arasında önemli bir yere sahip bakırcılık mesleğinin gelişmesi için meslek lisesi açılmasını istiyor.
Veli Gürgah - Gaziantepli bakırcılar, Türk el sanatları arasında önemli bir yere sahip bakırcılık mesleğinin gelişmesi ve yaşatılması için meslek lisesi açılmasını istiyor.
Bakır işlemeciliğinde önemli bir yere sahip olan Gaziantep'te, Sokak Sağlıklaştırma Projesi kapsamında restore edilen Bakırcılar Çarşısı, üretilen ürünlerin satışa sunulmasının yanı sıra, kimi iş yerlerinden çarşıya yayılan çekiç sesleriyle gelenleri karşılıyor.
Geçmişte, bir hayli fazla olan zanaatkarın günümüzde azalması üzerine Gaziantep Bakırcılar ve Sedefçiler Odası, İŞKUR ve SODES projeleri kapsamında düzenlediği çeşitli meslek kurslarıyla, Türk el sanatlarında önemli bir yere sahip bakırcılık mesleğine yeni ustalar yetiştirmek için çaba gösteriyor.
Bakırcılar ve Sedefçiler Odası Başkanı Celal Açık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaşatmaya çalıştıkları bakırcılık mesleğinde en önemli unsurun insan olduğunu söyledi.
Bu kapsamda eğitime önem verdiklerini ifade eden Açık, "Eğitim, üretimin her aşamasında ve her meslekte önemli yer tutuyor. Mesleklerin öğrenilmesinde teorik eğitimin yanı sıra pratik eğitim de önem taşıyor. Biz de bakırcılık mesleğini yaşatmak, gençleri bu mesleğin içine çekmek ve onlara istihdam sağlamak için 2007'den bu yana çeşitli kurslar düzenliyoruz" dedi.
Bu çerçevede modüler eğitim sistemi hazırladıklarını ifade eden Açık, Türkiye'nin neresinde bu alanda eğitim verilirse verilsin bu modülün uygulandığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Artık bunu meslek liselerine taşımamız lazım. Meslek liseleri teorik, biz de pratik eğitim verebiliriz. Neticede bunları istihdam eden kurumlar bizleriz. Çırak yetiştirmemiz lazım. Hayalim, Bakırcılar Odası Meslek Lisesi yaptırmak. Böylece günümüz çağına uygun dil bilen, kendini sürekli yenileyen ustalar yetiştirebiliriz. Elbette üniversitede bölümler de açılsın isteriz. Ama öncelik liselerde olmalı. Çünkü çırağı olmayan bir zanaatin ustası olmaz.
Geçmişte babadan oğlu geçen meslekte, gençlerin pek bakır işlemeciliğini pek benimsememesi üzerine ustalar her geçen gün azalıyor. Ayrıca günümüzde eğitimine devam eden çocuk, bir ustanın yanına gidemediği için iş öğrenmiyor. Lise bittiğinde yaşı 18 olan genç, eğer üniversiteyi kazanamazsa vasıfsız bir şekilde piyasaya çıkıyor. Öte yandan piyasada çok sayıda işsiz üniversite mezunu var. Biz ise yetiştirecek genç bulamıyoruz. Bu nedenle bakırcılık gibi bazı mesleklerin, meslek liselerine girmesi lazım."
Yurt dışından gelen taleplere yetişemediklerini dile getiren Açık, "Mesela İngiltere bizden 2 bin tane banyo küveti istedi, yapamadık. Aslında ürün satmada sorunumuz yok, ama üretimde var. Bunu çözmek için bu işi okullaştırmamız lazım" dedi.
-"Çekiç ve çelik kalemle yapılan işleme sadece Antep'te-
Açık, bakır işlemeciliği ve sedef kakmacılığında Gaziantep'in bir marka olduğunu, özellikle motifleriyle gerek Türkiye gerekse dünyada "nam saldığını" söyledi.
Bakır işlemeciliğinin geçmişinin çok eskiye dayandığını ifade eden Açık, şöyle devam etti:
"Gaziantep bakır işlemesinin özelliği, yekpare olarak imal edilmesi, yani lehim ya da benzeri bir yolla birleştirme yapılmamasıdır. Biz işlemelerimizde Osmanlı, Selçuklu hatta Hitit motifleri uyguluyoruz. Tarihi canladırıyoruz, kültürü canlandırıyoruz. İşimiz o kadar beğenildi ki, gidip Amerika'da eğitim bile verdik. Bakır işlenmesinde çakma ve çizme diye bilinen basit işleme yönteminin dışında, sadece Antep'te çekiç ve çelik kalemle yapılan işleme de vardır. Bu işleme yönteminde bir tek parçanın işlenmesi günlerce, haftalarca hatta aylarca sürebiliyor."
-"Coğrafi patentini aldık"-
Her yörenin bakır işlemeciliğinin farklı olduğunu belirten Açık, Gaziantep bakır işlemeciliğinin 3 yıl önce coğrafi patentini alarak tescil ettirdiklerini söyledi.
Bakır işlemeciliği yapılan diğer illerden de aynı yolu izlemelerini tavsiye eden Açık, "Komşu iller bizim sahip çıktığımız gibi patent alıp ürünlerini tescillesinler. Hatta markalaşsınlar" dedi.
Çin'in her şeyi yaptığını, ancak bakır işlemeciliğini beceremediğini vurgulayan Açık, şöyle konuştu:
"Yaptığımız ürünler çok farklı. Antep'in özelliği model çıkarmadır. Biz yıllarca bunu yapıyorduk. Ama Türkiye bunu bilmiyordu. Bugün Hillary Clinton yaptığımız fincanla kahve içiyor, biz televizyonda görüyoruz, ama Antep'in adı geçmiyor."
-Küçük esnaf teşvik istiyor-
Bakır işlemeciliği yapan küçük esnaf ise işlerini büyütebilmek için teşvik istiyor.
Bakırcılar çarşısındaki bir atölyede çalışan 35 yıllık bakır ustası Mevlana Doğan (45), mesleğin kaybolmaması için küçük esnafın da desteklenmesi gerektiğini söyledi. Geçmişteki en büyük sıkıntılarının sosyal güvenceden yoksun olarak çalışmak olduğunu dile getiren Doğan, bunun sıkıntılarını da günümüzde yaşamaya başladıklarını kaydetti.
Yusuf Büyükçapar da (53), 10 yaşından beri bakır işlemeciliğiyle uğraştığını, günümüzdeki en büyük sıkıntılarının ise "dökme" tabir edilen baskı ürünler olduğunu söyledi. Büyükçapar, işçilik ve emeği bilen müşterilerin bunlara itimat etmediğini ifade etti.
Babasından devraldığı bakır işlemeciliği mesleğini severek yapan 17 yaşındaki Halil İbrahim Açıkalın ise ortaokulu bitirdikten sonra başladığı meslekte 5 yılda önemli mesafeler katetmiş.
İşin inceliğine göre kimi işi bir günde kimilerini ise bir haftada bitirdiğini anlatan Açıkalın, işinde kendini ispatlayarak önemli çalışmalara imza atmak istediğini kaydetti.
Yayıncı: Sevil Çelik - GAZİANTEP