Aydın'da Rüzgar Enerjisi Santrali İçin Kamulaştırma Tartışması
Aydın ile Denizli arasında kurulması planlanan Hacıhıdırlar Rüzgar Enerjisi Santrali nedeniyle tarım arazilerinin kamulaştırılmasına vatandaşlar tepki gösterdi. Köylüler, tarım arazilerinin kamulaştırılması durumunda tarım yapamayacaklarını ve Anayasa Mahkemesi'ne başvuracaklarını belirtti. Toplantıda, kamulaştırma işlemlerine konu taşınmazların anlaşarak satın alınması amacıyla uzlaşma görüşmeleri yapılacağı ifade edildi.
ÖZGÜR DEDEOLUK
(AYDIN) - Aydın ile Denizli arasında kurulması planlanan Hacıhıdırlar Rüzgar Enerjisi Santrali nedeniyle tarım arazilerinin kamulaştırılmasına vatandaşlar tepki gösterdi. Köylülerden Mehmet Ali Dedeoluk, "Bizim yerlerimiz birinci sınıf tarım arazisi. Biz nerede tarım yapalım. Tarımla geçiniyoruz biz. Siz bizi oradan söküp çıkarmak istiyorsunuz. Biz Anayasa Mahkemesi'ne gideceğiz. Direk dikilen arazilerin etrafı da zarar görüyor. Mesela kekik yetişmez oldu" dedi.
Aydın'ın Karacasu ilçesi, Karacaören, Ataköy ve Denizli'ye bağlı Yeşilyurt, Hisar ve Kıranyer mahalleleri sınırları içerisinde Enerjisa Enerji Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Hacıhıdırlar Rüzgar Enerji Santrali (RES) (15 Türbin 82,5 MWm/45MWe) Projesi" gündemden düşmüyor. Projenin yapılacağı alanda arazisi bulunan vatandaşların açtığı dava sonucu ÇED sürecinde verilen yürütmenin durdurulması kararı Danıştay tarafından bozulmuştu. Cumhurbaşkanlığı proje kapsamında toplam 63 parsel için acele kamulaştırma kararı verirken vatandaşlar konuyu Anayasa Mahkemesi'ne götürme kararı aldı. Hukuki süreç bu şekilde devam ederken Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) da bürokratik işlemleri sürdürüyor.
Bu kapsamda kamulaştırılacak yerlerle alakalı uzlaştırma toplantısı düzenlendi. Toplantı davetinde, "Enerji Piyasası Düzenleme Kurulunun 10/02/2022 tarihli ve 10774-12 sayılı kararı ile Enerjisa Enerji Üretim Anonim Şirketi adına Aydın ve Denizli'de kurulacak olan Hacıhıdırlar RES üretim tesisi için 10/02/2022 tarihinden itibaren 39 ay süreyle ön lisans verilmiştir. Söz konusu üretim tesisinin kurulabilmesi için gerekli olan taşınmazlar hakkında Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından kamulaştırma kararı verilmiştir. Bu kapsamdaki kamulaştırma işlemlerine konu taşınmazların 2942 sayılı kamulaştırma kanununun 8. Maddesine göre anlaşarak satın alınması amacıyla bir toplantı düzenlenecektir. Satın almaya yönelik uzlaşma görüşmeleri belirtilen yer ve saatte yapılacaktır. Toplantıda uzlaşma sağlanamadığı takdirde 2942 sayılı kamulaştırma kanunun 10. maddesi gereğince taşınmazın bedelinin tespiti ve maliye hazinesi adına tescili için kurumumuz tarafından asliye hukuk mahkemesine başvurulacaktır" ifadeleri yer aldı. Arazi sahipleri ve EPDK yetkililerinin katılımıyla Atatürk Parkı'nda düzenlenen toplantıya Enerjisa yetkilileri de yer aldı.
Toplantının gerekçesi anlatıldı
Toplantının açılış konuşmasını yapan EPDK yetkilisi şunları söyledi:
"Bu yapılan yatırım bir kamu yatırımı. Sizin arazilerinize bir ihtiyacımız oldu. Bu sebeple kamulaştırma kararı alındı. Acele kamulaştırma bedelleri maliklerin hesaplarına yatırılmış zaten. El koyma kararı da çıktı. Şu an şirketin araziye girme yetkisi bulunuyor. Ama biz usulü tamamlamak için buraya geldik. Kamulaştırma kanununun 10. maddesi gereğince el koyma bedellerini sizlere teklif edeceğiz. Teklifleri uygun görürseniz tutanak imzalayacağız. İmzalanan tutanakla sizin araziniz kesinlikle şirkete geçmeyecek. Maliye hazinesi adına tescil olacak. Sizin arazileriniz devletin olacak bundan sonra. Şirkete sadece lisans süresince kullanma hakkı verilecek" ifadelerini kullandı.
"Biz nereye gideceğiz"
Köylülerden Mehmet Ali Dedeoluk, "Bizim yerlerimiz birinci sınıf tarım arazisi. Biz bunu mahkemede kazandık ama bu yukarıda ayak oyunlarıyla kaybettirildi ama biz bu davaya devam edeceğiz. Enerji gerekiyorsa mevcut 22 direğin olduğu yere 22 tane daha 52 tane daha direk dikilsin. Ama sizin yapmak istediğiniz yerler birinci sınıf tarım toprağı. Biz nerede tarım yapalım. Onu söyleyin, bize yer gösterin. Devlete bedelsiz verelim. Bir yer gösterin, biz de oraya taşınalım. Tarımla geçiniyoruz biz. Yerleri gidelim görelim. Siz bizi oradan söküp çıkarmak istiyorsunuz. Biz anayasa mahkemesine gideceğiz. Direk dikilen arazilerin etrafı da zarar görüyor. Mesela kekik yetişmez oldu" şeklinde konuştu.
Kurum yetkilisi: "Benim de arazim kamulaştırıldı"
EPDK yetkilisi vatandaşın sözlerine karşılık, "2018'de burası yenilenebilir kaynak alanı ilan edilmiş. Ben Ankaralıyım. Benim arazimin ortasından Karayolları Genel Müdürlüğü çapraz yol geçirdi. Benim arazim 4'e bölündü. Devlet bunu yapmak istediği zaman bir şekilde yapıyor. Tabii ki haklarınız saklı. Her yere başvurabilirsiniz. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti. Ben devlet memuruyum. Kamulaştırma işlemleri için ülkenin dört bir yanına gidiyorum ama devlet benim arazimden de yol geçiriyor" şeklinde yanıt verdi. Bir vatandaş ise "Bu ev benim burada hayvan ağılı var. Bu pervane bu eve 100 metre. Buraya direk kurulursa ben burada hayvancılık yapamam. Bu direğe yıldırım düşse ben zarar göreceğim. Bu arazi 30 dekar. Bu 30 dekar arazi yok oluyor. Kullanılmaz hale geliyor. Tam göbeğinde" sözleriyle tepkisini dile getirdi.
"Bu toplantı neden Ataköy'de olmuyor"
Ali Dedeoluk isimli vatandaş, "Arazimde tütün yetiştiriyorum. 5 tane elma ağacım gidiyor. 3 tane ceviz ağacım gidiyor, bir tane kiraz ağacım gidiyor. Günlük 150 kilo kiraz veriyor. 26 dekar küsur yerim, 2,5 dekarını alıyor. 'Burada suyum var' dedim. Öyle deyince, 'yukarıdan kazdırıver' dedi. Nasıl kazdırırım oradan. Allah'ın buradan verdiği su, oradan çıkar mı? Her şeyin hakkını vereceksiniz biz de ona göre düşüneceğiz. Daha önce Işıklar da toplandık, bugün Karacasu merkezde toplandık. Ataköy'de neden olmuyor bu toplantı" dedi.
"Büyük balık küçük balığı yetiyor"
Başka bir vatandaş, "Büyük balık küçük balığı yutuyor ne yazık ki. Demokrasinin az olduğu ülkelerde maalesef böyle. Benim param var ben yaparım diyor. Yere insan dikseniz insan bitecek bir yer bu araziler. En azından burada vatandaşların malının değerinin karşılığı verilmeli. Direklerin dikildiği yerlerde statik elektrik toprağa veriliyor. Siz tarım yapılır diyorsunuz ama o toprağın otunu hayvan yemiyor. Devlet böyle arazilere el koyacaksa bu tapuların ne anlamı var" şeklinde konuştu.
"Dedemizden kaldı bu topraklar"
Bir başka vatandaş, "Ben bir gazi torunuyum. Dedem bu memleket için sağ kolunu Çanakkale'de bırakmış. Devlet dedemin maaşını ödeyememiş. O tarlanın iki tanesini devlet vermiş dedeme. Topraklar bize dedemizden kaldı. Ne oluyor şimdi. O zaman gelsin burada Türkiye'yi savunan adamların yerine çöksün" dedi.
"Nasıl hayvancılık yapacağım"
Başka bir arazi sahibi de, "Ben orada hayvancılık yapıyorum. Gidecek başka hiçbir yerim yok. Oraya direk kurulunca benim yaşantım zorlaşıyor. Direk eve çok yakın. En azından direği evimizden uzaklaştırın. Uzaklaşmazsa ben direk kurdurmam. Biz elektriğe karşı değiliz. Biz tarlalarımızın gitmesine karşıyız. Biz torunlarımıza ne bırakacağız. Biz nereye gideceğiz" ifadelerini kullandı.
Vatandaşlar hukuki mücadele veriyor
Ataköy Mahallesi'nde bin 200 rakımda kiraz, armut, elma, kestane, fındık, tütün, arpa, buğday, fasulye, domates, biber, börülce, karpuz gibi sayısız ürünün susuz bir şekilde üretildiği, küçükbaş, büyükbaş hayvancılık ve arıcılığın yapıldığı bölgede rüzgar enerji santralinin kurulmasının planlanması karşısında vatandaşlar bu projenin iptal edilmesi için seferber oldu. Projenin toplamda binlerce parseli etkileyeceği öğrenilirken vatandaşlar, kendilerinden habersiz arazilerine şerh konulmasına ve bu şerhlerin 3 yıldır kaldırılmamasına, üstüne bir de kamulaştırma kararı verilmesine tepki gösterdi. ÇED sürecine itiraz eden köylüler, Aydın Bölge İdare Mahkemesinin verdiği yürütmeyi durdurma kararı ile sevinirken Danıştay'ın bu kararı bozması kararına ise tepki gösterdi.