Aydın'da 'Aile Akademisi' Projesinde İkinci Eğitim Programı Tamamlandı
Aydın Valiliği ve Aydın İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile “Sağlıklı Yaşam ve Çocuk Eğitimi” konularında düzenlenen “Aile Akademisi” projesi kapsamında okul çağındaki çocukların velilere yönelik ikinci eğitim toplantısı düzenlendi.
Aydın Valiliği ve Aydın İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile "Sağlıklı Yaşam ve Çocuk Eğitimi" konularında düzenlenen "Aile Akademisi" projesi kapsamında okul çağındaki çocukların velilere yönelik ikinci eğitim toplantısı düzenlendi.
Aydın Valiliği ve Aydın İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliği ile "Sağlıklı Yaşam ve Çocuk Eğitimi" konularında düzenlenen "Aile Akademisi" projesinin ikinci konferansı Cumhuriyet İlkokulu ve Ekrem Çiftçi İlkokulu öğrenci velilerine yönelik düzenlendi. Konferansta; 'İlkokul çağındaki öğrencilerin annelerine, sağlıklı yaşam, kadın hastalıkları ve korunma yöntemleri, kadın hasatlıklarında erken tanının önemi ve öğretmen-veli yaklaşımı, aile-çocuk iletişimi, İlkokul öğrencisinin okulda ve evde elde etmesi gereken kazanımlar' gibi konularda bilgilendirme eğitimi verildi.
Aydın Kültür Merkezi Hidayet Sayın Salonunda gerçekleştirilen 'Aile Akademisi' Konferansına Vali Erol Ayyıldız'ın eşi Uz. Dr. Dilek Didem Ayyıldız, Kuyucak Kaymakamı Alp Arslan, Köşk Kaymakamı Murat Sefa Demiryürek, Sultanhisar Kaymakamı Cevdet Ertürkmen, Aydın İl Jandarma Alay Komutanı Kurmay Albay Emre Furat, Aydın İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre ve konuşmacı olarak Uz. Psikolog Özkan Şenol katıldı.
Konferansta konuşmacı olarak ilk kürsüye gelen Aydın İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre, Milli Eğitim Müdürlüğü olarak Aydın'da birçok yeniliğe imza attıklarını dikkat çekti. Hiçbir ilin yapamayacağı başarılara imza attıklarının altını çizen Töre, "Toplam 1045 derslik okul yaptık. 40 tane okul yapımının temelini attık. 400 tane okulun onarımını gerçekleştirdik. Destek konusunda hangi okul müdürü ve öğretmeni ne istiyorsa onları karşıladık. Yalnız bir yerlerde eksik kalmışız. Valimizin Aydın'da göreve başlaması ile birlikte eksiğimizi anladık ve önce aile dedik. Aileyi her şeyin başı olarak görüyoruz. Anne babaların çocukları üzerinde bıraktığı izler ömür boyu silinmiyor. Sayın Valimiz ve değerli eşleriyle önce sağlık sonra eğitim parolasıyla yola çıkarak bizleri de hareketlendirdiklerinden dolayı şükranlarımı arz ediyorum. Türkiye'de hiç yapılmayan projeye böylelikle imza attık ve aile akademisini başlattık." dedi.
"KEŞKE DÖRT ÇOCUĞUM OLSAYDI"
İnsanların hayatlarında bazı pişmanlıklar bulunduğunu söyleyen Töre kendisine ait pişmanlığını da şu şekilde dile getirdi: "Annelerin hiçbir alternatifi yok. Annelerin öncelikle kendi sağlıklarından emin bir şekilde görevlerini yapmaları gerekiyor. Anne o kadar büyük bir kavram ki; şefkatin, sevginin, paylaşımın, karşılıksız bir yerde duran koskocaman bir adıdır. Ben de bir kız çocuğu annesi olarak sizlerle empati kurabiliyorum. Ne kadar büyük bir sevgi ki çocuğumuza çok kızdığımız anda bile bir dakikada affedebiliyoruz. Böyle bir yüreği düşünün ki nasıl yüce bir sevgi, ne kadar güzel bir duygu. İyi ki de biz bu duyguyu tatmışız. İnsanın hayatında pişman olduğu anlar vardır. Ben de kendi pişmanlığımı ifade edecek olursam; benim bir çocuğum var keşke dört çocuğum olsaydı diye düşünüyorum"
"HER ANNE BABA ÇOCUĞUNU KENDİSİ GİBİ YAPMAK İSTİYOR"
Kişisel gelişim ve eğitim konusuna da çok önem verdiklerini öne süren Töre, "30 yıllık eğitimcilik hayatımda hep şunu gördüm. Her anne baba çocuğunu kendisi gibi yapmak istiyor. Bu da çocukların kişisel gelişimlerinde inanılmaz sıkıntılar oluşturuyor. Çünkü çocuklarımız kendileri olmak istiyorlar. Bireysel yetenekleri, hobileri ve istekleri doğrultusunda yaşamlarını sürdürmek istiyorlar. Bu doğrultuda da biz sizleri bilgilendireceğiz. Biz kendimizi çocuğumuzda aramayacağız. Çocuğumuz kendi istekleri ve kendi talepleri doğrultusunda yaşamında ayakta durmayı başarmayı öğrenmelidirler. Çocuklarımız kendileri olduğu ve kendi isteklerini seçtikleri ve kendi kararlarını uyguladığında hayatta başarılı olacaklardır. Biz dünyayı değiştirmek istiyorsak çocuklarımızı da değiştirerek işe başlayacaksak önce kendimizi değiştirmeliyiz" şeklinde konuştu.
Aydın İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından okul çağındaki çocuklara kitap okuma alışkanlığı ve okuduğu kitabı değerlendirme becerisi kazandırmak ve öğrencilerin düşüncelerini zengin sözcük dünyasıyla buluşturmak, farklı düşünme, araştırma, dili güzel ve etkin kullanma becerisini geliştirebilmek amacıyla düzenlenen 'Aydın yazın kitap okuyor' kitap okuma yarışması sonunda dereceye giren öğrencilere ödülleri takdim edildi.
Vali Erol Ayyıldız'ın Eşi Uz. Dr. Dilek Didem Ayyıldız, 'Aile Akademisi'nin sağlığa hitap eden yönleri ile ilgili ve kadını etkilediği düşünülen konular üzerine yaptığı konuşmasında aile bütünlüğü, kadının öğretici bütünlüğü, sağlığını, mutluluğunu elinden alan kanserler üzerine açıklamalarda bulundu.
"DÜNYADA HER 8 DAKİKADA BİR KADIN MEME KANSERİNDEN ÖLÜYOR"
Kadın hastalıkları konusunda önemli açıklamalarda bulunan ve dikkat edilmesi gereken hususları anlatan Uz. Dr. Dilek Didem Ayyıldız, "Özellikle rahim ağzı ve meme kanseri gibi uzun süreçte 10 ila 15 yıl arasında sinsice ilerleyen, hiç beklenmedik bir zamanda kapısını çalan, kapısını çaldığı halde kadının haberi olmadan pencereden içeri giren ve sonradan kendini belirten iki sinsi kanserdir. Maalesef kanserleri önleyici olarak elimizde bir tedavi modeli yok. Rahim ağzı kanseri ile ilgili olarak 9 yaşından itibaren önerdiğimiz bir aşımız var. Şu anda devlet tarama sistemi içerinde değil ama biz yapılmasını öneriyoruz. Bunun dışında meme kanseri ile ilgili bir aşımız bir ilacımız elimizde mevcut değil. Meme kanseri ile ilgili genel olarak baktığımızda kansere yakalananların risk faktörü olarak sigara, alkol, obozite, hareketsiz ve sağlıksız yaşam türü gibi durumlara dikkat eden ve bunlardan korunan, elinden gelen herşeyi kanserden korunmak için yapan insanlarda da bu ortaya çıkabiliyor. Toplumumuzda 9 kadından bir tanesi meme kanserine yakalanma riski altındadır. Dünyada her 8 dakikada bir kadın meme kanserinden ölüyor. Rakamlar gerçekten çok acı bir durumu gösteriyor. Aynı şekilde rahim ağzı kanser de 45 yaş altındaki en üretken ve en verimli çağındaki kadınlarda en sık ikinci ölüm nedenidir. Rahim ağzı kanserinin meme kanserinden çok daha vahim bir durumu ise teşhis konulduğu andan itibaren yaşam süresi maksimum 6 ay. Son derece sıkıntılı bir tedavi süreci ve maddi manevi yıpratıcı bir tedavi süreci söz konusudur" dedi.
"KANSER ERKEN TEŞHİSLE TEDAVİ EDİLEREK ORTADAN KALDIRILABİLİR"
Kanserle mücadele şeklinde en önemli sorunun erken teşhis olduğunu vurgulayan Ayyıldız, "Kanserin genetik boyu da söz konusu olup çevremizdeki yakınlarımızda bu tür hastalık varsa bizde de olması mümkün olabiliyor. Elimizde olan bir şey değildir. Ne kadar dikkat etsek de kanser kapımızı çalabilir. Kanserle mücadele şekli ise zamanında tarama yapılarak ve erken teşhisle tedavi edilerek ortadan kaldırılabilir. Gördüğümüz her kadının arkasında o kadına ihtiyacı olan çocuklarımızı görerek bu konulara önem vermeliyiz. Hepimiz el ele vererek toplumsal seferberlikle beraber kurumlar arasındaki işbirliği ile beraber, her bireyin gönüllülük esasına dayalı çabasıyla beraber sosyal bir gündem oluşturarak bu işin altından kalkmaya çalışacağız. Kadın kanserleri konusunda eğitim şart fakat hala daha tarama yaptırmayan ve mamografi çektirmeyen toplumun önde giden birçok amir ve memuru çekincelerinden dolayı taramalarını yaptırmıyorlar. Bu yanlış davranış modellerinin üzerindeki düşünceleri hep beraber ortadan kaldıracağız. Sağlık ve dinen baktığımızda mahremiyetin söz konusu olmadığını toplumumuza anlatmamız gerekiyor. Bir çocuğun annesiyle bir dakika daha vakit geçirmesini istiyorsak ev ev, sokak sokak, köy köy dolaşıp erken tanının önemine vurgu yapmalıyız" diyerek sözlerini tamamladı.
Program Uzman Psikolog Özkan Şenol'un aile içi iletişim, öğretmen-veli yaklaşımı, aile-çocuk iletişimi, İlkokul öğrencisinin okulda ve evde elde etmesi gereken kazanımlar' gibi konularda bilgilendirme toplantısıyla son buldu. - AYDIN