Avrupa Mültecilere Gözlerini Kapamış"
Uluslararası Mülteci Hakları Derneğinin kurucu üyesi Nihat Nasır, Avrupa'nın mültecilere gözlerini kapadığını belirterek, "Birleşmiş Milletler, mülteci hakları için hiçbir şey yapmıyor.
ÖMER ERİM BAŞTİMAR - Uluslararası Mülteci Hakları Derneğinin kurucu üyesi Nihat Nasır, Avrupa'nın mültecilere gözlerini kapadığını belirterek, " Birleşmiş Milletler, mülteci hakları için hiçbir şey yapmıyor. Bütün yaptıkları, Türkiye'nin yaptığı hibeler ve yardımlar üzerinden kendilerini ifade etmek" dedi.
AK Parti Bursa Milletvekili adayı da olan Nasır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada mülteci dramı yaşandığını, Türkiye dışında neredeyse tüm ülkelerin onlara duyarsız kaldığını söyledi.
Türkiye'nin, özellikle AK Parti hükümetleriyle maddi sorunlarını aştığını, dünyadaki mazlum ve mağdur insanlara kucak açtığını, mültecileri yalnız bırakmadığını vurgulayan Nasır, şöyle konuştu:
"Eski yıllarda Amerikan Kongresi her yıl Türkiye'ye yardım başlığı adı altında bir konu tartışırdı ve bu konu Türkiye medyasının birinci gündemlerinden olurdu. Aynı dönemde Mısır'a da yardım edilirdi, Yunanistan'a da. Bütün hedefimiz, Yunanistan'a verilenden fazla yardım almaktı. Fazla alınca da sevinirdik. Böyle aşağılık bir arka plana sahibiz. Amerikan Kongresinin Türkiye'ye verdiği hibe, basınımızın önemli haber unsurlarından biriydi. 2014 yılında diğer halklara yaptığımız yardım 4,5 milyar dolar. Bu çok büyük bir miktar çok şükür. Bu yardımla ABD ve İngiltere'den sonra üçüncü sıradayız ama milli gelire oranla baktığımızda birinci sıradayız. Bu, mültecilerin çok büyük bir trajedi yaşadığı gerçeğini değiştirmiyor. Dünyadaki mülteci olgusu o kadar dehşetengiz bir boyutta ki Türkiye'nin yaptığı yardım bile devede kulak kalıyor."
Nasır, Türkiye'nin tüm bu yardımlarına rağmen mültecilerin ciddi desteğe ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
Mültecilere yabancı ülkelerin bakış açısına da dikkati çeken Nasır, "Avrupa mültecilere gözlerini kapamış. Birleşmiş Milletler, mülteci hakları için hiçbir şey yapmıyor. Bütün yaptıkları, Türkiye'nin yaptığı hibeler ve yardımlar üzerinden kendilerini ifade etmek. Maalesef hepsinin gözleri kör, kulakları sağır. Bunun asıl nedeni, bu halkların büyük çoğunluğunun Müslüman olması" değerlendirmesinde bulundu.
"Suriyeli mültecilere sahip çıkmak 'insanlık' görevidir"
Türkiye'nin binlerce mağdur, gariban, mazlum Suriyeliye kucak açtığını anlatan Nasır, yüzlerce çocuğu, kadını ölümden kurtardığına dikkati çekti.
Hükümetin Suriyeli komşulara sahip çıkmasının muhalefet partilerince iç siyasete kurban edildiğini söyleyen Nasır, şunları kaydetti:
"Maalesef ülkemizde özellikle Cumhurbaşkanımıza, AK Parti'ye muhalefet etmek için, onların yaptığı güzellikleri yermek pahasına mültecilere, Suriye'den gelen kardeşlerimize kötü ifadeler kullanıyorlar. Yani Batı bu konuda tamamen ideolojik bir yaklaşım sergiliyor maalesef. Tabii ki gayrimüslim halkların da mültecilik konusunda ciddi sıkıntıları var. Ama genel anlamda Türkiye'nin Suriyeli mülteciler için yaptığı, toplam yapılanların yüzde 80'inden fazlası. Kurucuları arasında yer aldığımız Uluslararası Mülteci Hakları Derneğinin de böyle bir amacı var. İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı ile de paralel çalışan bir yapı. Dolayısıyla bunu bir insanlık vazifesi olarak görüyoruz."
Medeniyet anlayışının arkasında Hazreti Peygamberin bulunduğunu hatırlatan Nasır, "Efendimiz bir muhacirdi ve ensarlık yaptı, dostluk yaparak kucakladı. Biz de muhacir ve ensar ilişkisi, İslam'ın oluşumunun bizatihi kendisidir. Yani İslam'ın dünyaya bakışı, İslam'ın sosyal olgusu, bütün unsurlarının tecessüm etmesi, kağıt üzerine dökülmesi o ilişkiyle başladı. Dolayısıyla kavram olarak da bir sosyal olgu olarak da bizim için hayati derecede önemlidir" diye konuştu.
Geçmişte Kızılhaç ve bazı kuruluşların özellikle Müslümanlar söz konusu olduğunda asla kucaklayıcı olmadığına işaret eden Nasır, "Onların olmaması, bizim de aynı şekilde davranmamızı gerektirmez. Biz Müslümanız ve herkese şefkat kollarını açmak durumundayız" görüşünü paylaştı.
Nasır, 45 gündür sahada halkla bir arada olduğuna işaret ederek, anlatılanların tersine, esnaf ve işverenlerin, Suriye'den gelen genç nüfusun üretime ciddi katkıda bulunduğunu dile getirdiğini aktardı.