Atölyesini "Bağlama Müzesi"Ne Dönüştürdü
Sivaslı bağlama ustası, Aşık Veysel, Aşık Davut Sulari ve Müslüm Ağbaba gibi ünlü halk ozanlarının bağlamalarının da yer aldığı özel bağlamaları müzeye dönüştürdüğü atölyesinde meraklılarının beğenisine sunuyor.
CÜNEYT ÇELİK - Sivaslı bağlama ustası, Aşık Veysel, Aşık Davut Sulari ve Müslüm Ağbaba gibi ünlü halk ozanlarının bağlamalarının da yer aldığı özel bağlamaları müzeye dönüştürdüğü atölyesinde meraklılarının beğenisine sunuyor.
Sivas 4 Eylül Sanayi Sitesi'ndeki atölyesinde el yapımı bağlama üreten 46 yaşındaki Şentürk İyidoğan, atölyesinde sergilediği 1940'lı yıllara ait sedef işlemeli ve 400 yılık bağlamalar ile sahipleri arasında Aşık Veysel, Aşık Davut Sulari ve Müslüm Ağbaba gibi ünlü halk ozanlarının da bulunduğu 12 bağlamaya adeta gözü gibi bakıyor.
Zamana direnen bağlamaların orijinalliğini bozmadan bakımını yapan İyidoğan, aynı zamanda bu bağlamaları görmeye gelen misafirlerine, enstrümanların sahiplerinin ezgileriyle doyumsuz bir dinleti sunuyor.
İyidoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluk döneminde bağlama yapmaya başladığını belirterek, ilkokul 2. sınıfta yıldırım çarpması sonucu konuşma kaybı yaşadığını, türkü söyleyince dil tutukluğu olmadığını gören babasının ilk sazını kendisine o dönem aldığını anlattı.
O günden beri bağlamayı elinden hiç bırakmadığını ifade eden İyidoğan, şöyle konuştu:
"Ünlü halk ozanlarının sazlarını toplamak çocukluk hayalimdi, bu hayalimi gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Atölyemde çok eskiye dayanan sazlar var. Bu sazların kime ait olduğunu, kimin bu sazlarla türkü okuduğunu, hemen hemen hepsini biliyorum. Ondan dolayı bağlamaları elime aldığımda daha mutlu oluyorum ve keyifle çalıyorum. Bağlamalar ilk sahipleri kimse onlar nasıl sakladıysa nasıl baktıysa ben de o sazları öyle saklayıp, bakıyorum."
"İlk Aşık Veysel'in sazı geldi"
İyidoğan, aşıklık geleneğinin son büyük temsilcilerinden Aşık Veysel'in bağlamasının atölyesine geliş hikayesini ise şöyle anlattı:
"İlk olarak, yaklaşık 110 yıllık bir geçmişi olan Aşık Veysel'in sazı bana ulaştı. Yaşlı bir amcamız getirmişti, 'bu rahmetli amcamın (Aşık Veysel) sazıdır, Aşık Veysel bu sazı uzun yıllar çaldı daha sonra babama hediye etti, benim torunum da bunu çalamıyor bunun yerine bana dut oyması ver ben de bunu size vereyim' dedi. Ben de amcanın istediği bağlamayı verdim ama bana verilen sazı 2 yıl boyunca kılıfından çıkartmaya cesaret edemedim. Daha sonra açtım bir baktım bağırsak telleri vardı, sazın sesi çok güzeldi. Aşık Veysel'in sesinin bu bağlamada olduğunu düşünüyorsunuz. Bu bende ayrı bir heyecan yarattı ve ilk bağlamamı da almış oldum. Tabii bunun Aşık Veysel'in olması bende ayrı bir mutluluk oluşturdu."
Eski sazları gördükçe daha da hevesli çaldığına değinen İyidoğan, atölyesindeki en eski bağlamanın 400 yıllık geçmişi olduğunu, Tunceli'den gelen bu sazın kime ait olduğunu tespit edemediğini kaydetti.
İyidoğan, ABD, İngiltere, Hollanda, Almanya ve Fransa gibi ülkelerden eski sazları görmeye gelenler olduğunu, en çok Aşık Veysel'in sazının merak edildiğini söyledi.
Eski bağlamalarla konser veriyor
Şentürk İyidoğan, atölyesinde muhafaza ettiği Aşık Veysel, Aşık Davut Sulari ve Müslüm Ağbaba gibi ünlü halk ozanlarına ait bağlamalarla onların eserlerini seslendirerek zaman zaman konser veriyor.
Eski sazların bir köşeye bırakılıp susturulmaması gerektiğini dile getiren İyidoğan, "Sazlara gözüm gibi bakıyorum, onları bir köşeye bırakmadım, onları zaman zaman çalıyorum. Bu sazlarla konser de veriyorum, tellerini değiştiriyorum ama orijinalliğini bozmuyorum, mesela perdesine dokunmuyorum. Aşık Veysel, Aşık Davut Sulari ve Müslüm Ağbaba'nın sazına elimi vurduğum zaman içime bir sıcaklık oluşuyor" ifadelerini kullandı.