Artvin'de Hanlı HES Projesi iptal edilmesine rağmen bölge halkı tepkili
Artvin'in Şavşat ilçesinde 28 köyü etkileyecek Hanlı HES Projesi'nin Danıştay tarafından iptal edilmesine rağmen bilirkişi heyetinin yeniden keşif yapmasına bölge halkı tepki gösterdi. Bölge halkı, sularının kuruması ve doğanın zarar görmesi nedeniyle mücadeleye devam edeceklerini belirtti.
UĞUR İSTANBULLU
(ARTVİN) - Artvin'in Şavşat ilçesinde 28 köyü etkileyecek Hanlı HES Projesi'nin Danıştay tarafından iptal edilmesine rağmen bilirkişi heyetinin yeniden keşif yapmasına bölge halkı tepki gösterdi. Savaş köyünden Yalçın Öner, "Suyumuzu aşağı yukarı 42 köy kullanıyoruz. Bölgedeki Hanlı HES yüzünden bizim sular kuruyor, çeşmelerimiz akmıyor ve ormanlarımızda ve arazilerimizde çıkan suların hemen hepsi kurudu. Bu anlamda artık can boğazımıza çıktı" dedi. Özlem Gündal ise, "Mücadelemiz devam ediyor ve kazanana kadar devam edeceğiz yani derelerimizi vermeyeceğiz" diye konuştu.
Artvin'in Şavşat ilçesinde 28 köyü etkileyecek Hanlı HES Projesi için bölge halkı yıllardır mücadele ediyor. ANKAa Haber Ajansı'na konuşan Şavşatlılar, bölgede yeniden keşif yapılmasına tepki gösterdi
"Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz"
Figen Dede, "Emekli eğitimciyim, yaşam hakkımızı savunuyoruz ve bu talan bitsin istiyoruz. Yani çok üzgünüm bizi koruması gerekenlere karşı yaşam hakkımızı savunuyoruz ve bu çok üzücü bir şey ama vazgeçmeyeceğiz devam edeceğiz mücadeleye" dedi. Savaş köyünde yaşayan Ferdane Pehlevan, "Su bizim hayatımız ve su verilir mi aldılar zaten sularımızı" ifadelerini kullandı.
Arpalı köyünden Müzakir Saymaz ise şunları söyledi:
"Burası binlerce yıldır oluşmuş dere. Solu sağı yeşil alan. 15- 20 yıldır bu derelere her nedense bir gurup musallat oldu ve bu suları elimizden almak istiyorlar. Bin yıldan beri oluşan bu dere elimizden alındığında veya suyun debisi azaltıldığında hem doğanın dengesi bozulacak hem iklim bozulacak hem de burada üretim yapan köylüler olarak mağdur olacağız. Dere tarafına baktığınız zaman tabelalar göreceksiniz; 'dereye inmek yasak', 'yüzmek yasak', 'balık tutmak yasak' gibi. Bu dereye inmek, yüzmek, balık tutmak bizim bin yıllık kültürümüzün sonucu ve burada mağdur olduğumuz zaman geleneklerimizi göreneklerimizi kültürümüzü inkar etmek zorunda kalacağız. Sonra kaldı ki bunlar sulara sahip oldukları zaman bu sulardan bizleri tamamen mağdur edecekler. Ekme, biçme, sulama gibi haklardan mağdur olacağız. Mağdur olduğumuz zaman buraya yazları büyük kentlerde gelmelerinin bir anlamı kalmayacak."
"Doğamız bakir kalmış ve böyle de kalsın istiyoruz"
Özlem Gündal, "Şavşatlıyım, yani mücadelemiz devam ediyor ve kazanana kadar devam edeceğiz yani derelerimizi vermeyeceğiz" dedi.
Nurten Çelik ise "Dereler özgür aksın istiyoruz, doğamıza börtü böceğe dokunmasınlar, dağlarda madenleri aramasınlar, doğamızı kirletmesinler ve bizim doğamız bakir kalmış ve böyle de kalsın istiyoruz" diye konuştu. Şavşatlı bir başka vatandaş, "Sularımızı almasınlar, susuz hiç bir canlı yaşayamaz ve bundan vazgeçsinler. Mümkün olduğu kadar sularımızı vermemeye çalışıyoruz. Vermeyeceğiz, derelerimiz özgür aksın ve insanlarımızı susuz bırakmasınlar ve lanet olsun bunları yapanların başına" ifadelerini kullandı.
Öz Kemal Altun, "Şavşatlıyım İstanbul'da yaşıyorum ve elektronik mühendisiyim. Birçok kez yaşamış olduğumuz aslında bir kanunsuzluğa dur demek için buradayız çünkü kazanılmış haksız verilmiş olan ve bizim doğamızı mahvedecek olduğundan emin olduğumuz bir kararın durdurulmasını istiyoruz. Kaç yıldan beri kazandık zaten ama tekrardan hukuk ayaklar altına alınıp yine delinmeye çalışılıyor. Sularımızı vermeyeceğiz, su hayattır. Şavşat'ı da Şavşat yapan en önemli unsurlardan bir tanesidir ve sularımızı vermeyeceğiz" diye konuştu.
"Hanlı HES yüzünden bizim sularımız kurudu"
Savaş köyünden Yalçın Öner, "Suyumuzu aşağı yukarı 42 köy kullanıyoruz, Karagöl'den gelen suyla ile ilgili ve bu akarsu üzerine barajlar yapılmıştı. Bölgedeki Hanlı HES yüzünden bizim sular kuruyor, çeşmelerimiz akmıyor ve ormanlarımızda ve arazilerimizde çıkan suların hemen hepsi kurudu. Bu anlamda artık can boğazımıza çıktı. Çayırlar kurudu, meyveler kurudu, bağımız bostanımız hep kurudu artık sularımızın ve akarsularımızın devamlı akmasını istiyoruz" dedi.
Savaş köyünden Coşar Yıldırım ise, "HES denen lanet yüzünden perişan olduk, yaylalarımızdan gidip sularımızı kestiler, kanallarımızı bozdular. Bizim köyde genellikle emekliler yaşar ve bizim kanallarımızı her sene bozuyorlar biz de kendi aramızda para toplayarak kanallarımızı onarmaya çalışıyoruz fakat onarımdan bir hafta geçmeden yine kanallarımız bozuluyor. Bu devletin bize ayrıca bir düşmanlığımı var ve biz bunu anlayamadık. Bizim suyumuz olmaz ise ne yaparız bağımızı bostanımızı ekemeyiz ve bizim hayvanlarımız, kuzumuz, koyunumuz ve kuşlarımız bu sudan faydalanıyor. Suları bir yere toplayıp da elimizden almanın ne gereği var" ifadelerini kullandı.