Artvin'in Şavşat'ta Esnaf Bu Yaz Satışlardan Memnun Değil: Böyle Kötü Olduğu Zamanı Hiç Hatırlamıyorum
Şavşat’ta 40 yıldır kuyumculuk yapan Yener Pehlivan, "Hayallerimiz bitti diyebilirim, insanlar araba alamıyor, ev alamıyor ve bugün soruyoruz bankadan kredi bile alamıyorsun yani faizli parayla para alamıyorsun ve gelinen nokta bu, ne diyeyim. İnsanların mutsuzluğunu gözlerinden anlıyorsunuz bir şey soracağı zaman aslında o rakamın kendi bütçesinin çok üstünde çıkacağını biliyor ama ne yapacak, ihtiyacı vardır ve mecbur alacaktır. Babadan esnafız, biz çekirdekten büyüdük ve böyle kötü olduğu zamanı hiç hatırlamıyorum" dedi.
UĞUR İSTANBULLU
Şavşat'ta 40 yıldır kuyumculuk yapan Yener Pehlivan, "Hayallerimiz bitti diyebilirim, insanlar araba alamıyor, ev alamıyor ve bugün soruyoruz bankadan kredi bile alamıyorsun yani faizli parayla para alamıyorsun ve gelinen nokta bu, ne diyeyim. İnsanların mutsuzluğunu gözlerinden anlıyorsunuz bir şey soracağı zaman aslında o rakamın kendi bütçesinin çok üstünde çıkacağını biliyor ama ne yapacak, ihtiyacı vardır ve mecbur alacaktır. Babadan esnafız, biz çekirdekten büyüdük ve böyle kötü olduğu zamanı hiç hatırlamıyorum" dedi.
Artvin'in ilçeleri açısından özellikle yaz aylarında dışardan göç alan Şavşat'ta bu yıl işler umulduğu gibi gitmedi. Dışardan gelen insanlarda azalma olduğu gibi, Şavşat'ta yaşayanlar ve gelenler de alım güçlerinin düşmesi nedeniyle küçük esnafın yüzünü güldürmedi.
"FAİZLİ PARAYLA KREDİ ALAMIYORSUN ARTIK GELDİĞİMİZ NOKTA BU"
Kuyumcu Yener Pehlivan şunları söyledi:
"İşle ve hayatla ilgili konuşacaksak eğer insanların hayatları çok zor geçiyor. Alım gücünün çok düşmesi ve insanların parasının değersizleşmesiyle insanların mutsuzluğu gözlerinden okunuyor zaten ve biz bunu iş yerlerimizde gözlemliyoruz ki ve insanlar gerçekten mutsuz. Hayallerimiz bitti diyebilirim, insanlar araba alamıyor, ev alamıyor ve bugün soruyoruz bankadan kredi bile alamıyorsun yani faizli parayla para alamıyorsun ve gelinen nokta bu ve ne diyeyim. Haklısınız insanların mutsuzluğunu gözlerinden anlıyorsun çünkü insanların tedirginliğini anlıyorsun ve bir şey soracağı zaman aslında o rakamın kendi bütçesinin çok üstünde çıkacağını biliyor ama ne yapacak, ihtiyacı vardır. Soracak alacak, mecbur zaten evet çok zor ve gerçekten çok zor yani benim o 40 yıldır dediğim babadan esnafız ve babam rahmetli yetmiş yıl esnaflık yaptı ve biz onlardan çekirdekten büyüdük ve böyle kötü olduğu zamanı hiç hatırlamıyorum."
"PİRİMLER YÜKSEK OLUNCA ÖDEMEKTE ZORLANDIĞIMIZ İÇİN EMEKLİ OLAMIYORUZ"
Kırtasiyeci Özlem Çelik de şunları söyledi:
"Esnafım ve emekli olmaya çalışıyorum, 1997'den beri çalışıyorum ama pirim eksikliğinden dolayı emekli olamıyorum. İş yerimde kırtasiye, oyuncak ve karışık ürünler ki kırtasiyede kitaptan para kazanamıyorum çünkü kitap satamıyorum. İşyerim kira ve dediğim gibi emekli olmaya çalışıyorum. Yaz sezonu olunca kalabalıktan bir şeyler oluyor ama kışınki açığı kapatmaya yetmiyor yani elimizin altından geçen para bizim cebimizde durmuyor. Primlerimiz altı ayda bir artıyor ve çok yüksek ve vergi dilimleri zaten belli her şey ortada dört beş kalem vergi ödüyoruz. Verdiğimiz kiranın bile vergisini biz ödüyoruz, daha ne diyebilirim ki. Ürün alırken ve kademe kademe ortada bir KDV var maalesef esnafın üzerinde ve bu maliyete yansıyor. Bunun karşılığında maliyetler artınca fiyatların yüksekliği esnafın üzerine yıkılıyor. Ulusal marketler bence Türkiye'nin yarası ve bütün küçük esnafın yarası ki her şeyi satıyorlar bu konuda düzenleme yapılması gerekiyor. Yıllardır konuşuluyor ama bu konuda da yapılan bir şey yok ve artık durumumuz Allahlık."
"ÇOCUKLARIM ARTIK TÜRKİYEDE YAŞAMAK İSTEMİYORLAR"
Esnaf Zeki Büyük ise şunları söyledi:
"1969 Şavşat doğumluyum ve 6 yaşında tabure üzerinde kasadan para üstü veriyorduk ve o gün bugün hala esnaflık yapıyoruz ama son durumumuz çok kötü ve perişan bir vaziyetteyiz. Yıllardır müşterimdir ve geçen geldi, bir şeyler aldı ve malları getirip 'bu ayna bu ay kalsın' dedi, 'bu ay alamayacağız' dedi. Vatandaş artık alamıyor ve biz de sattığımız ürünün parasını aynı parayla alamıyoruz ve malı alıp yerine koyamıyoruz. Alan mutsuz, satan mutsuz, esnaf mutsuz, emekli mutsuz ve gelen ağlıyor giden ağlıyor ama bakıyorsun ortada güllük gülistanlık var. Dün adam yarım kilo domates almış ve kasanın içerinde ezilmesin diye bir köşeye koymuş ve dedim ki 'ne saklıyorsun' ve dedim, 'ben domatesi çok seviyorum onun da ezilmemesi için böyle muhafaza ediyorum' dedi. Şuraya bakıyorum ve çalışmama bakıyorum ve iki tane üniversite bitirmiş çocuğum var ve çocuğum iş bulamıyor. Çocuklarım iş bulsa ben artık bu işi yapmayacağım ve çocuklarım bu işi yapmak istemiyorlar. İstikrasız dünya diyorlar ve hatta yurt dışına gitmek istiyorlar ve Türkiye'de yaşamak istemiyorlar ve hangi sorunumu söyleyeyim."
"İŞLERİMİZ HER GEÇEN GÜN AZALIYOR"
Mobilyacılık yapan Özkan Büyük, "35 yıldır esnafım ve yaz sezonu olmasına rağmen işler durgun ve önceki yıllar işler yüksek oluyordu ama maalesef bu sene işler durgun ve inşallah işler iyi olacak diye bekliyorduk ama yok işte. İnsanların azlığından değil alım gücünün zayıflığından işler durgun. İnsanlar ancak yiyeceklerine yetiştirebiliyor" dedi.
Cep telefonu satan Erkan Acar, "Bakın şu elektriği bir ay önce 65 liraya aldım şimdi ise 110 liraya aldım ve vatandaş soruyor ve 130 lira deyince bakıp gidiyor. Yani eski günler yok artık" diye konuştu.
Berber Gürbüz Keskin ise, "36 yıldır esnafım Allah'a şükür çalışıyoruz ve işlerimiz her geçen gün azalıyor ve doğal olarak müşterimiz de azalıyor. Fiyatlarımız yüksek değil ama vatandaşta para yok ve önceki yıllara göre işlerimiz çok azaldı" dedi.