Arkadaşlarıyla Helalleşmeye Gitti Gazze Yolcusu Oldu
Mavi Marmara gemisinin yolcularından AK Parti Uşak milletvekili adayı Eyüp Gökhan Özekin, Gazze'ye insani yardım götürmek için hazırlık yapan arkadaşlarını yolcu etmek için gittiğinde yaşadığı "tarifsiz" duygu yoğunluğunun ardından gönüllü olarak gemiye binmeye karar verdiğini söyledi.
SONER KILINÇ - Mavi Marmara gemisinin yolcularından AK Parti Uşak milletvekili adayı Eyüp Gökhan Özekin, Gazze'ye insani yardım götürmek için hazırlık yapan arkadaşlarını yolcu etmek için gittiğinde yaşadığı "tarifsiz" duygu yoğunluğunun ardından gönüllü olarak gemiye binmeye karar verdiğini söyledi.
Özekin, AA muhabirine, Mavi Marmara gemisinde yaşananları, İsrail'in saldırısını ve cezaevinde kaldığı günleri anlattı.
Gazze'ye yardım götürme hazırlığı yapan arkadaşlarını yolcu etmeye ve onlarla helalleşmeye gittiğini fakat yaşadığı duygu yoğunluğu üzerine Mavi Marmara gemisinin yolcusu olmaya karar verdiğini anlatan Özekin, "Vedalaşmak için sarılırken, yaşadığım duygu yoğuyla 'bu onurlu yolculukta ben de olmalıyım, ben de geliyorum, hep beraber gidiyoruz' dedim. Eşim ikinci çocuğumuza hamileydi, helalleşip o onurlu yolculuğa çıkma kararı aldım" dedi.
Mavi Marmara gemisindeki yolculuklarının 13 gün sürdüğünü, bu süre içinde tarifi imkansız duygulu anlar yaşadıklarını belirten Eyüp Gökhan Özekin, değişik ülkelerden yolculuğa katılan bazı aktivistlerin "şahadet getirerek" Müslüman olduğunu ifade etti.
Özekin, İsrail hücumbotlarının saldırıyı gerçekleştirdiği sabahı tekrar yaşarcasına şu şekilde anlattı:
"Geminin ön bölümünde Hakan Albayrak ağabeyimle sabah namazı sırasında nöbet tutuyorduk. Birden İsrail hücum botlarını gördük. Hemen geminin güvertesinde sabah namazı kılan arkadaşlarımıza haber verdik. Ardından sabah namazının iki rekatlık farzını olduğumuz yerde kılıp, gemiyi savunma konumuna geçtik. İsrail komandoları gemiye ateş ederek yaklaşıyorlardı. Bu sırada bazı arkadaşlarımız vuruldu. Halat merdivenlerle gemiye çıkmaya çalışıyorlardı. Bizler sadece çıplak ellerimizle onlara karşı koyduk. Gemiye çıkmalarına izin vermeyen gönüllülere ateş ettiler. Yanı başımızda arkadaşlarımız yaralandı, bazılarını kaybettik."
Havadan indirme yapan İsrail askerlerini görünce geri çekilip pasif direnişe geçtiklerini anlatan Özekin, "Çünkü insani yardım taşıyan bir geminin dünya kamuoyunda 'terör' gemisi olarak anılmasına izin veremezdik" diye konuştu.
"Yaralılarımızın tahliyesine izin vermediler"
Gemide direnişin yaklaşık 3 saat sürdüğünü, yaralıların tahliyesine İsrail askerlerinin izin vermediğini ve sürekli olarak teslim olmalarını istediklerini kaydeden Özekin, daha fazla kayıp vermemek adına teslim olduklarını belirtti.
Teslim olduktan sonra yaklaşık 12 saatlik yolculuğun ardından limana çekilen gemiden indirildiklerini, ifadeleri alındıktan sonra da otobüslerle hapishaneye götürüldüklerini anlatan Özekin, kameralar karşısında İsrail ordusunun kendilerine gayet nazik davrandığını, kameraların olmadığı bölümlerde şiddet ve hakaretlere maruz kaldıklarını ifade etti.
Götürüldükleri cezaevinde hapis yatan, "Batı'nın vicdanlı çocukları" dediği Avrupa kökenli sosyalist düşünceye sahip kişilerce karşılandıklarını dile getiren Özekin, şunları söyledi:
"Onurlu bir şekilde karşılandık. İsrail zindanlarında bizi gözleri dola dola, şehitlerimize sahip çıka çıka, İsrail'in faşizmini iliklerine kadar hissede hissede bizi 'Çav Bella' şarkısıyla karşılayan 'Batı'nın vicdanlı çocuklarını', Avrupalı sosyalistleri, komünistleri görünce duygulandım. Çünkü bizim ülkemizde böyle değil. İdeolojik nedenlerden dolayı daha önce bana sevimli gelmeyen 'Çav Bella' şarkısı o günden sonra bana heyecan veren bir şarkı oldu."
"Sizin Recep Tayyip Erdoğanınız var, o sizi kurtarır bizi kim kurtaracak"
Tutuklu olarak bulundukları sürede bazı yabancı aktivistlerin karamsarlığa kapıldıklarını ve kendilerinin onlara moral verdiğini kaydeden Özekin, şöyle konuştu:
"Mavi Marmara gemisinde bulunmuş, bizimle omuz omuza İsrail askerlerine karşı direnmiş Batılı arkadaşlarımız bize 'Sizin Recep Tayyip Erdoğanınız var, o sizi kurtarır. Bizi kim kurtaracak?' cümleleri kurarlardı. Bizler de onlara Türkiye'nin büyük ve güçlü bir ülke olduğunu, o dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın onları da kurtaracağını söylerdik. Bizi orada bırakmayacaklarına inanıyorduk ve bundan asla endişe etmedik. Nitekim söylediğimiz gibi oldu şehitlerimizin naaşları, yaralılarımız, bizler, yabancı uyruklu yoldaşlarımız hepimiz Türkiye'ye getirildik."
"Yine gitmeye hazırım"
Mavi Marmara'nın tüm insanlığın onurunu temsil ettiğini, yardıma muhtaç insanlara sadece insani yardım götüren bir gemi olduğunu vurgulayan Özekin, böylesi bir yolculuğun tekrar yapılması halinde, o gemide yine yerini alacağını ifade etti.
"Cenabı Allah bu tür vicdan yüklü gemilerle, canımız ve kanımız pahasına bir daha bizi böyle yolculuklara çıkma mecburiyetinde bırakmasın" diyen Özekin, dünyanın artık sadece Gazze'de değil tüm İslam aleminde ezilen, acı çeken Müslümanları görmesi ve onlara elini uzatması gerektiğini sözlerine ekledi.