AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması
"Türkiye'yi bu zirve noktasında yolundan çıkarmak isteyenler olacak.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin şu an bir tümseğin ucunda olduğunu belirterek, " Türkiye'yi bu zirve noktasında yolundan çıkarmak isteyenler olacak. Türkiye'yi bu zirve noktasında gerçekten yoluna büyük engeller çıkarmak isteyenler olacak ama gerçekten bu milletin büyük bir feraseti var. Bu millet bu feraseti ile yoluna devam edecek, bu zirveyi aştıktan sonra da Allah'ın izniyle gerisi inşallah güllük gülistanlık olacak " dedi.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Bursa Şubesi tarafından bir otelde düzenlenen "2014 Ekonomi Raporu Bursa" toplantısına katılan Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, özellikle Türkiye ve ülkenin içinde bulunduğu bölgenin fevkalade önemli bir dönemden geçtiklerini söyledi.
Kurtulmuş, dünya küresel ölçeğinde de çok mühim değişikliklerin yaşandığını, önemli süreçten geçildiğini dile getirerek, "Bu süreçlerde dünya ekonomi politiği her alanda çok canlı ve sürekli değişen bir statüde. 1990'dan sonra oluşturulmaya çalışılan dünya sistemi ne ekonomik ne de siyasi anlamda henüz oturabilmiş değil. Bunun vermiş olduğu sonuç olarak da dünyanın hemen hemen her bölgesinde ciddi sıkıntılar, sorunlar yaşanıyor" diye konuştu.
Dünya ekonomisinin yeniden yapılanma süreci içinde bulunduğunu ama henüz sanayi kapitalizmini geride bırakmış olmasına rağmen yeni döneme dünyada ekonomisinin tam bütün şartlarıyla oturabilmiş olmadığını anlatan Kurtulmuş, "Aynı şekilde dünyada politik dengeler de oturmuş değil. Dolayısıyla bu süreç öyle görünüyor ki bir müddet daha devam edecek. Tezlerin ve mevcut uygulamaların tartışılacağı yeni bir dönemin içine doğru süratle hareketlendiğimizi görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Türkiye'de son 12 yılda önemli başarılar kazandıklarını, iş hayatındaki herkesin bunları yaşadığını dile getirerek, ülkenin hem ekonomi hem siyaset alanında önemli gelişmeleri kaydettiğini vurguladı.
"Bizimle aynı telden çalan insanlar var"
Bu başarının arkasındaki temel sebebin birincisinin Türkiye'nin siyaset ve ekonomi alanındaki değişiklikleri eş zamanlı gerçekleştirmesi olduğunun altını çizen Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Türkiye'nin şöyle bir imkanı yok. Yani 'biz önce ekonomik olarak gelişelim, ondan sonra askeri vesayetlerle mücadele ederiz, ondan sonra darbelerle mücadele ederiz. Ondan sonra diğer vesayetlerle mücadele ederiz' deme şansı yok. Türkiye bir taraftan ekonomisinde mesela bankacılık sistemini disipline edebilecek reformları alırken, bir taraftan mali disiplini sağlayacak adımlarını atarken diğer taraftan da darbelerle yüzleşmek ve Türkiye'de 2007 ve 2010 referandumlarında olduğu gibi milletin katılımının önünü açacak demokratik adımları atmak zorundaydı. Dolayısıyla hep de böyle olmuştur. Çok partili siyasi hayatımızda ne zaman Türkiye'de ekonomik başarılar kazanılsaydı bakıyoruz siyasi ve ekonomik başarılar eş zamanlı, baş başa yürütüldüğü zaman başarılı olmuştur. Birincisi budur. İkincisi, bu süreçlerde ciddi bir şekilde öz güven inşası ortaya konulmuştur. Eski Türkiye dediğimiz eski Türkiye'nin algılarından birisi 780 bin kilometre kareye hapsedilmiş bir Türkiye anlayışıydı. Türkiye'nin duvarları demirden duvarlarla örülmüş psikolojik olarak ve Türkiye'nin dışındaki herkes yakın komşularımız olmak üzere herkesle problemli bir dönem geçirilmişti geçmiş dönemde. Zihinsel olarak söylüyorum. Şimdi baktık ki dünya sadece bizim 780 bin kilometremizden ibaret değil. Tabii ki burayı canımız pahasına savunacağız ve geliştireceğiz ama bunun dışında bu sınırların dışında yakın coğrafyamızda da bizim gönül dünyamıza ait bölgeler var hatta dünyanın çok uzak bölgelerinde bile bizimle aynı telden çalan insanlar var."
Kurtulmuş, Türkiye'nin artık yükselmekte olan bir ülke değil, yükselmiş olan bir ülke konumuna geldiğini dile getirerek, işte bu özgüven inşasının bu nedenle çok önemli olduğunu bildirdi.
Zihniyet değişimi
Türkiye'nin iyi bir 12 yılı geride bıraktığını, bu süreçte ülkede çok ciddi reformların yapıldığını dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz 12 yıl ekonomide ve siyasette Türkiye için bir değişim süreciydi. Ekonomide Türkiye'nin makro dengeleri sağlandı, çok kuvvetli bir risk testi yapılmıştır ve Türkiye çok kuvvetli darbelere karşı bile gerçekten riski az olan bir ekonomi olduğunu ortaya koymuştur. Bu fevkalade önemli bir gelişmeydi. Türkiye makro dengelerini sağladı. Aynı zamanda Türkiye'de çok ciddi şekilde eski Türkiye'nin o kodlarını değiştirecek önemli işler yapıldı. Bunlar büyük değişimlerdir ama bana '12 yılda en çok ne değişti?' derseniz? 'Bu başarının arkasındaki en temel faktörlerden birisi nedir?' derseniz hiç kuşkusuz birinci sıraya bütün bu söylediklerim üzerine zihniyet değişimini koyarım. Çünkü bir ülkede en zor şey zihniyeti değiştirmektir. Devletin zihniyetini değiştirmektir. Onu kastediyorum... Bugün Türkiye'nin çözüm sürecini gerçekleştiriyor ve en önemli adımları atıyor olmasındaki temel neden de bu zihniyet değişimidir. Eski Türkiye ceberrut devlet inancı anlayışı üzerinden hareket ediyordu. Eski Türkiye resmi ideolojinin kalıpları içinde bütün Türkiye'nin halkını sıkıştırmayı çalışıyordu. Eski Türkiye'de devlet halkına karşı güvensizlik hisleri içinde hareket ediyordu. Halkının her türlü farklılığından korkuyor, halkının her türlü farklı kesimini 'devlet düşmanı' olarak telakki ediyordu. Eski Türkiye'de devletle millet uyuşmazlığı aslında resmi ideolojnin sürdürülmesi için bir yöntem olarak kullanılıyordu. Şimdi çok şükür bunlar geride kaldı."
Kurtulmuş, geçmişte devletin vatandaşın her şeyinden korkan bir yapısının olduğunu söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçmişte devlet vatandaşının her şeyinden korkan bir devletti. Baş örtülünün baş örtüsünden korkuyordu. Ana dilinde konuşanın ana dilinden korkuyordu. Kimisinin mezhebinden, renginden, etnik kimliğinden, kullandığı yer isminden, çocuklarına koyduğu isimlerinden, dinlediği şarkılardan korkuyordu. Şimdi çok şükür bunların hepsi geride kalmıştır. Somut olarak ifade etmek gerekirse daha çok uzun bir süre önce değil dün denilecek kadar kısa bir süre önce İstanbul'dan seçilmiş bir millevekili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından neredeyse evinden kelepçe eline vurulup alınacak noktadaydı. 28 Şubat'ı söylüyorum, Merve Kavakçı'yı söylüyorum. Seçilmiş bir milletvekili 'dışarı, dışarı' tempoları içinde TBMM'den dışarı atıldı. Çünkü eski Türkiye'nin anlayışında eğer birisi kamuda baş örtüsü takarsa laiklik elden giderdi ama gördük ki bugün parlamentoda 5 tane baş örtülü milletvekilimiz var. Kıyamet kopmuyor, laiklik falan da elden gitmiyor. Son 30 Mart seçimlerinde 7 tane baş örtülü belediye başkanı seçildi. Bunlardan 3 tanesi bizim partimizden 4 tanesi başka partilerden seçildi. Kıyamet falan kopmadı, laiklik falan elden gitmedi. Aslında laiklik falan elden gidiyor tartışmalarıyla elden giden eski Türkiye'nin beylerinin saltanatıydı. O saltanatın elden gitmesini istemiyorlardı. Aynı şekilde bu memlekette mesela İbrahim Tatlıses'in Kürtçe şarkıyı bırakın devlet televizyonunu bir özel televizyondan dahi söylemesi yasaktı. Hatta ve hatta Orhan Gencebay'ın, Müslüm Gürses'in arabesk şarkılarını söylemesi yasaktı. Çünkü bunlar gerici bir halkın unsurlarıydı seçkin devlet ideolojisine ve resmi ideolojiye uymazdı. Şimdi çok şükür bu memlekette Diyarbakır Meydanı'nda Sayın Başbakanımızın da katıldığı bir ortamda Şivan Perver, İbrahim Tatlıses bir araya geldi Kürtçe, Arapça, Türkçe türküler söylediler, millet halaylar çekti, millet bölünmedi, devlet bölünmedi."
Türkiye'de 30 senedir devam eden, 32 bin insanın ölümüne, yaklaşık 1.2 trilyonluk iktisadi kayba neden olan terör meselesinin eski devletin zihniyeti, terör örgütü ve arkasındaki güç odakları dolayısıyla çözülemediğini anlatan Kurtulmuş, "Çünkü bir tarafta güç odakları, bir tarafta terör örgütü, bir taraftan da derin çetelerle bu mücadele bir karşılıklı çarpışma haline döndürülmüştü. Vatandaş tamamıyla psikolojik olarak, suskun olarak muamele görüyordu. Şimdi çok şükür bu topraklarda yaşayan 77 milyonun hepsini bir ve beraber olduğu, hepsinin birinci sınıf özde vatandaş olduğunu devlet bir kere daha ortaya koyunca çok şükür çözüm sürecinde de ciddi bir yol alınmaya başlandı" dedi.
Kurtulmuş, bu zihniyet değişiminin kerim devlete doğru dönüşümün başlangıcı olduğuna da vurgu yaparak, bunu Osmanlı'nın sancağı altında, Murat Hüdavendigar'ın, Sultan Osman Han'ın, Orhan Han'ın burada ruhaniyeti altında Bursa'da söylediğini bildirdi.
Türkiye'nin şu an bir tümseğin ucunda olduğunu dile getiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle tamamladı:
"Yani yokuşun en üst noktasındayız. Karadenizliler bilir yokuşun üst taraflarında yolların zirve tarafları en tehlikeli yerlerdir. Şimdi Türkiye tam zirve noktasındadır. Türkiye'yi bu zirve noktasında yolundan çıkarmak isteyenler olacak. Türkiye'yi bu zirve noktasında gerçekten yoluna büyük engeller çıkarmak isteyenler olacak ama gerçekten bu milletin büyük bir feraseti var. Bu millet bu feraseti ile yoluna devam edecek, bu zirveyi aştıktan sonra da Allah'ın izniyle gerisi inşallah güllük gülistanlık olacak."
Konuşmasının ardından ASKON Genel Başkanı Mustafa Kocabey, Kurtulmuş'a bir tablo hediye etti. - Bursa