Adnan Menderes Demokrasi Platformu 14 Mayıs'ın 64 Yılı'nı Değerlendirdi
Adnan Menderes Demokrasi Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şerif Bayındır, 14 Mayıs 1950’nin 64. Yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada “Aziz Milletimiz; Millî mutabakatın, gönüllü beraberliğin yegâne zemini, kimsenin kimseye üstünlük taslayamadığı idare tarzı olan demokrasi ve onun ayrışmazı olan refahla 14 Mayıs 1950’de tanışmıştır” dedi.
Adnan Menderes Demokrasi Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şerif Bayındır, 14 Mayıs 1950'nin 64. Yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada "Aziz Milletimiz; Milli mutabakatın, gönüllü beraberliğin yegane zemini, kimsenin kimseye üstünlük taslayamadığı idare tarzı olan demokrasi ve onun ayrışmazı olan refahla 14 Mayıs 1950'de tanışmıştır" dedi.
Açıklamasına " Demokrat Parti'nin 1946'daki "Yeter, Söz Milletindir" çıkışının arkasında esasen Millet kavramında saklı tarihi birikime geçerlilik kazandırmak yatıyordu. Çünkü Demokrat Parti için Milli Egemenlik, demokrasinin gereği olmaktan da öte bir anlam taşıyordu. Milleti merkeze alan bu anlayışa göre demokrasi Milleti önemli kılmıyor, Milletin mevcudiyeti demokrasiyi mecburi kılıyordu" ifadeleri ile başlayan Adnan Menderes Demokrasi Platformu Başkanı Ahmet Şerif Bayındır, "Cumhuriyet'in Millete karşı taahhüdü olan ve Cumhuriyetin de demokrasinin de ortak kurucu öğesi olan 'Egemenliğin kayıtsız, şartsız Milletin olması' prensibi bundan tam 64 yıl önce 14 Mayıs 1950'de sandıkta; Milletin hür iradesiyle, kansız, kavgasız bir şekilde hayata geçirilmiştir. Milletimiz hür oylarıyla CHP'nin 27 yıllık saltanatına son vermiş; onun yerine DP'yi iktidar yapmıştır. Milletimizin yüksek karakter ve hür iradesinin ürünü olan bu demokrat şahlanış Milli Mücadele'den sonra yaşanmış en muhteşem halk hareketinin siyasi zemini ve adıdır. Ensesinde boza pişiren elitist, jakoben zihniyete karşı yaptığı bir AK Devrimdir. Demokrasimizin doğum günüdür. Öncesi karanlık, sonrası aydınlık yarınlardır" ifadelerine yer verdi.
Açıklamasında İsmat Paşa ve yönetimini eleştiren Bayındır, "Oyların açıktan attırılıp, gizli gizli sayılmasından vazgeçildiği 14 Mayıs 1950'de Milletin zoru İsmet Paşa'nın oyununu sonsuza dek bozdu. Sessiz milyonlar Adnan Menderes'in öncülüğünde tarih sahnesinde yürümüş, sandıkları adeta patlatarak sonuç almışlardır. 14 Mayıs 1950 Milli İrade demektir, 14 Mayıs 1950 demokrasi demektir. 14 Mayıs 1950 sıçrayan rakamlarla 10 yılda en az 100 yıllık hizmet demektir, çarıktan medeniyete geçiş demektir, Ezan'ın hürriyetine kavuşması demektir. Bir Milleti olduğunu unutan devletin, Milletin ayağına götürülüp barıştırılması demektir. Merhum Menderes'in boynuna geçirilen yağlı ilmek aslında Millete, iradesine, milli ve manevi değerlerine, geleceğiyle ilgili ümitlerine, birliğine, beraberliğine, demokrasiye geçirilmiştir. Tarih Menderes'i Milletin ebedi Başvekili, Şehid Başvekil, demokrasi kahramanı olarak yazarken Menderes'i asanlar ise Milletin iradesini tanklara çiğnetip demokrasiyi ortadan kaldıran kişi olarak kaydetmiştir" dedi.
Açıklamasında Adnan Menderes'in yakın siyasi tarihimizin en önemli ayrışma noktalarından biri yapıldığını kaydeden Adnan Menderes Demokrasi Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şerif Bayındır açıklamasının devamında "Menderes üzerinden sağa, dine, milli değerlere, İnsan'a, insanın hata ve sevaplarına, demokrasiye, milli iradeye, çok partili sisteme inanılmaz saldırılar yapılmıştır ve halen de saldırılmaktadır. Adnan Menderes anlaşılamazsa; Özal da, Erdoğan da anlaşılamaz. Adnan Menderes savunulamazsa Özal da, Erdoğan da savunulamaz. Menderes, Özal ve Erdoğan bir nevi Abdülhamid Han'ın, Atatürk'ün uğradığı saldırıya uğramışlardır. Ülkemizin ara rejimlerle hapsedilmemesi için, demokrasinin, barışın, inancın, birliğin ve beraberliğin bayrağını zirvelere dikebilmemiz için; 14 Mayısların "Demokrasi ve Adnan Menderes'i anma günü" olarak idraki ile yeni nesillere demokrasi bilinci ve Menderes sevgisinin aşılanması gereği aşikardı" ifadelerine yer verdi. - AYDIN