"Adana Tanıtım Projesi" Toplantısı
Gazeteci-yazar Nebil Özgentürk, Romanları 29 Dilde Çevrilen Yaşar Kemal'in Romanlarında, Aktör ve Yönetmen Yılmaz Güney'in de Ödüllü "Umut" Filminde Adana'yı Anlattığını, Bu Romanları Okuyan ya da Filmi İzleyen Kişilerin Adana'yı Merak Ettiğini Belirterek, "Bu İnsanların Merakını Gidermek İçin Adana'yı Tanıtmalı ve Onları Buraya Çekmeliyiz" Dedi.
Gazeteci-Yazar Nebil Özgentürk, romanları 29 dilde çevrilen Yaşar Kemal'in romanlarında, Aktör ve Yönetmen Yılmaz Güney'in de ödüllü "Umut" filminde Adana'yı anlattığını, bu romanları okuyan ya da filmi izleyen kişilerin Adana'yı merak ettiğini belirterek, "Bu insanların merakını gidermek için Adana'yı tanıtmalı ve onları buraya çekmeliyiz" dedi.
Özgentürk, Seyhan Oteli'nde yapılan "Adana Tanıtım Projesi" toplantısında yaptığı konuşmada, Adana'nın Türk sinemasına, Türk edebiyatına ve daha birçok alana önemli simalar yetiştirdiğini ifade etti. Özgentürk, Adanalı olan Yaşar Kemal'in, romanlarında yüzde 80 Adana'yı anlattığını ve romanlarının 29 dilde yayınlanarak dünyanın her tarafında okunduğunu söyledi. Özgentürk, yine Yaşar Kemal gibi Adanalı olan ve Türk sinemasını dünyaya tanıtan Yılmaz Güney'in filmlerinde Adana'yı anlattığını belirterek, "Yılmaz Güney'in Adana'yı anlatan ve ödül alan 'Umut' filmini dünyada binlerce kişi izledi. Yine Yaşar Kemal'in Adana'yı anlatan eserlerini binlerce kişi okudu. Bu filmi izleyenler, romanları okuyanlar Adana'yı hiç mi merak etmiyor? Bence Adana'yı çok merak ediyorlar. Bu insanların merakını gidermek için Adana'yı tanıtmalı ve onları buraya çekmeliyiz" diye konuştu.
Adana'nın sadece iki kişinin gelip, Adana kebabı yiyip, döndüğü yer olmadığının gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Özgentürk, şunları kaydetti:
"Adana, geçmişi ve etrafındaki illerle çok iyi bir alt yapıya sahip il. Antakya dinsel tarihiyle, Kayseri sanayisiyle Adana'yı besleyen iller arasında. Burası bölge olarak da bakıldığında çok zengin bir bölge. Ancak Adana belirli bir süre öksüz bırakıldı. Ama bundan sonra artık öksüz değiliz." Adana Valisi İlhan Atış da, Adana'nın, tarihi, doğal, sanayi ve tarım zenginlikleriyle övünmesi gerektiğini vurgulayarak, "Adana Tepebağ, Anavarza, Şar, Feke Kalesi, Misis ve daha sayamadığım tarihi güzellikleri ve eşsiz doğal güzellikleriyle mükemmel bir kent. Ayrıca, dünyanın en mükemmel organize sanayi bölgesi Adana'da. Sanayi bölgesinde 246 fabrika ve 20 bin çalışan bulunmakta. Bugün BTC Boru Hattı'nın bulunduğu bölgeye 4. rafineri için bütün işlemler tamamlandı. Bu ne demek? 4'er milyar dolardan 16 milyar dolar demek. Tufanbeyli'ye 1.5 milyar dolarlık yatırım yapılıyor. Bunlarla övünmeliyiz" dedi.
Adana'nın övünülmesi gereken güzellikleri etrafında birleşilmesi ve bunların tüm dünyaya tanıtılması gerektiğinin altını çizen Atış, şöyle devam etti:
"Adana aslında tanıtılıyor. Ancak bu yeteri kadar değil. Bunun daha fazlası yapılmalı. Bu kadar güzelliği tanıtmamak olmaz. Ben bir Karslı olarak Adana'yı kıskanıyorum. Adana yaşanabilir bir kent. Bunu mutlaka el biriliği ile tanıtmalıyız. Ben bu konuda çorbanın altını bazen açan, bazen kısan kişiyim. Asıl çorbayı yapanlar başkaları." Toplantıya konuşmacı olarak katılan İstanbul 2010 Kültür Başkentleri Projesi Genel Koordinatörü ve Yürütme Kurulu Başkanı Nuri Çolakoğlu ise, Adana'nın tarihinin en az 2 bin yıllık olduğunu, bunu ayakta kalan ve halen kullanılan tarihi Taşköprü'den anladıklarını kaydetti. Çolakoğlu, Adana'nın öneminin aslında Sanayi Devrimi ile birlikte pamuğun öneminin artmasıyla ön plana çıktığını vurgulayarak, "Adana, yani Çukurova. Uçsuz bucaksız elverişli tarım arazileriyle birlikte pamuğun yetiştiği en elverişli arazilere sahip olması Adana'nın önemini iki kat artırdı. Pamuğun sanayide kullanılmasıyla birlikte Adana'da sanayi alt yapısı oluştu. Bu nedenle Cumhuriyet kurulduktan sonra Adana'ya çok önem verildi. Adana tam bir Cumhuriyet kenti oldu. Adana uzun süre Türkiye'nin 4. büyük kenti oldu. Ancak zaman ilerleyip, Adana'nın çevresindeki iller de sanayileşmeye başlayınca Adana alt yapısı olmasına rağmen geri kaldı. Kayseri ve Gaziantep sanayi alanında, Antakya dini turizm alanında, Antalya ise turizmin her türlü alanında ilerledi. Bu şehirler ilerlerken Adana hep cepten tüketti" diye konuştu.
Çolakoğlu, dünyada tanınmış 10 Türk'ten 2'si olan Yaşar Kemal ve Yılmaz Güney'in Adanalı olmasının Adana için çok önemli bir şans olduğunu, ancak Adana'nın yerini ve bundan sonra ne yapacağını belirlemesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Toplantıya konuşmacı olarak katılan diğer konuk Reklam ve Marka Uzmanı Haluk Mesci ise, Adana'nın marka şehir haline nasıl gelebileceğini anlattı.
Toplantıya; Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, Seyhan Belediye Başkanı Azim Öztürk, oda başkanları ve çok sayıda davetli katıldı.
(FK-MT-Y) 27.02.2008 16:57 TSİ