9. Ulusal Beton Kongresi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan, Türkiye'nin dünyada hazır beton üretiminde dördüncü, tüketiminde ise ikinci sırada yer aldığını söyledi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Ersan, Türkiye'nin dünyada hazır beton üretiminde dördüncü, tüketiminde ise ikinci sırada yer aldığını söyledi.
TBMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi ile Antalya Şubesi işbirliğinde düzenlenen "9. Ulusal Beton Kongresi", Antalya'daki bir otelde başladı.
Ersan, "Sürdürülebilir Beton" temalı kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, sürdürülebilirlik kavramının çağrıştırdığı konuların bugün sadece Türkiye için değil, dünyanın pek çok bölgesi için sorunlu bir alana işaret ettiğini anlattı.
Özellikle çevre sorunlarının dünyanın geleceğini tehdit ettiği gerçeğinin sürdürülebilirliği daha ciddi bir kavram olarak gündeme taşıdığını dile getiren Ersan, sürdürülebilirliğin inşaat malzemelerinden enerji üretimine, ulaşımdan imar planlarına, beşeri ilişkilerden kurumsallığa kadar ekonomik, çevresel ve sosyal konular açısından önemli bir derinliğe sahip olduğunu kaydetti.
Yapı sektöründe betonun önemine değinen Ersan, "Ülkemizin yüzde 93'ünün deprem kuşağında yer aldığı, ülke nüfusunun yüzde 70'inin deprem riski altında yaşadığı, yapı stoğumuzun üçte birinin deprem güvenliğinin olmadığını ve yenilenmesi gerektiğinin söylenildiği günümüzde, yapı üretim sürecinde betona ciddi önem verilmesi gerekir" dedi.
İnşaatlarda hazır beton kullanımının başladığı 1976 yılından sürdürülebilir beton konusunun ele alındığı bu yıla ulaşmak için meşakkatli bir süreç geçirildiğini vurgulayan Ersan, "Ülkemiz hazır beton kullanımında geç kalmıştır ancak meslek bileşenlerinin ve üniversitemizin konuyla ilgili ısrarı, süreci hızlandırmıştır" diye konuştu.
"1999 depremi, betona önem kazandırdı"
Ersan, yapı sürecindeki bütün unsurların zemin etüdü, proje hazırlanmasından başlayarak tüm aşamalarının ayrı önemi bulunduğunu ancak özellikle betonun 1999 yılında meydana gelen deprem sonrası daha büyük önem kazandığını ifade etti.
Betonun niteliği, dayanıklılığı, hazır betonun gerekliliği ve yaygın kullanımının sadece sektörün değil, Türkiye'nin önemli sorunları arasında görüldüğüne işaret eden Ersan, güvenli yapı üretiminin vazgeçilmez bir unsur olarak kabul edildiğini bildirdi.
Hazır beton üretiminde ve tüketiminde Türkiye'nin konumu hakkında bilgi veren Ersan, şunları söyledi:
"2012 yılı baz alındığında hazır beton üretiminde Çin 1 milyar 115 milyon metreküple ilk sırada, Türkiye 93 milyon metreküple dördüncü sırada yer almaktadır. Hazır beton tüketiminde ilk sırada 225 milyon metreküp ile ABD yer alırken, Türkiye 93 milyon metreküp ile ikinci sırada bulunuyor. Ülkemize ait bu veriler beton üretiminde niteliği sağlayacak denetimin ve çevre duyarlılığı anlamına gelen sürdürülebilirliğin önemini açığa çıkarmaktadır."
20 milyon konut deprem tehlikesi altında
İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Cemal Gökçe de kongrenin sadece beton konusunda değil, inşaat mühendisliği alanının gelişmesine önemli katkı sağladığını belirtti.
Türkiye topraklarının yüzde 66'sının birinci ve ikinci derece, nüfusun yüzde 70'inin ve büyük sanayi kuruluşlarının yüzde 75'inin deprem tehlikesi altında bulunduğuna dikkati çeken Gökçe, şöyle devam etti:
"Yapı stoğumuzun deprem güvenlikli olmadığını biliyoruz. Yaşadığımız depremlerde, deprem büyüklüğü ile orantılı olmayan can ve mal kayıpları ortaya çıkıyor. Bu durum ülkemizde bulunan yaklaşık 20 milyon birim konutun, kamu yapılarının ve endüstri tesislerimizin orta büyüklükte bir depremde bile ayakta kalabileceklerini ifade etmeyi oldukça zorlaştırıyor. Yeterli ölçüde mühendislik hizmeti görmeyen kaçak ve denetimsiz olarak üretilen yapı stoğunun sayısı bugün bile oldukça fazla."
Yapı üretim sürecinde dikkate alınması gereken yer seçim kararlarından proje üretimine, malzeme seçimine, yapı denetimine kadar mühendislik kurallarına uyulmadığını ifade eden Gökçe, bu süreçte her uygulamanın mühendislik bilgisi ve bilimi doğrultusunda yapılması gerektiğini anlattı.
Beton malzemeleri ve türevlerinin çok daha iyi kavranarak kullanılmasının yapı stoğu açısından büyük önem taşıdığını söyleyen Cemal Gökçe, betonarme bir yapının tasarımı yapılırken yapının uzun süre ayakta kalacak şekilde tasarlanması gerektiğini vurguladı.
İstanbul başta olmak üzere şehirlerin kentsel alanlarının yarısında sağlıksız, niteliksiz, güvensiz yapılar bulunduğunu savunan Gökçe, bu açıdan kentlerin öncelikli sorununun nereye ve nasıl büyüyecekleri değil, yapı stoğunun ve kentsel mekanların daha sağlıklı ve daha güvenli hale getirilmesi olduğunu bildirdi.
Gökçe, kentsel dönüşüm çalışmalarında kentte yaşayanları daha mutlu kılacak yaşam çevrelerinin oluşturulması gerektiğini söyledi.
Kentsel dönüşüm uygulamalarının "yık-yap" üzerine kurulduğunu, alanlarının küçülterek daire sayısının artırılmaya çalışıldığını öne süren Gökçe, "Bu durum yeni bir altyapı sorununu gündeme getirmektedir. Yıkılan yapıların geri dönüşüm yoluyla yeniden kullanımının sağlanması gündem dışıdır. Yıkılan yapılardan çıkan molozlarla deniz doldurularak eko sistem bozulmaktadır. Kentsel dönüşüm sosyal, ekonomik ve mekansal iyileştirme amacından oldukça uzaktır" diye konuştu.
İstanbul ile ilgili değerlendirmede bulunan Gökçe, "Depreme hazırlanması gereken İstanbul gibi bir kentte neredeyse tüm boş alanlar yapılaşmaya açılmış, bir afetten 5 afet yaratma başarısı gösterilmiştir" ifadesini kullandı.
İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz da 40 üniversiteden ve 7 kurumdan katılımın sağlandığı kongrede 50 bildiri sunulacağını kaydetti.
Kongre, 18 Nisan'da sona erecek.