52. Uluslararası Antalya Film Festivali
52. Uluslararası Antalya Film Festivali'nde, Ulusal Uzun Metraj Film bölümünde yarışan "Çırak" filminin galası yapıldı.
52. Uluslararası Antalya Film Festivali'nde, Ulusal Uzun Metraj Film bölümünde yarışan "Çırak" filminin galası yapıldı.
Antalya Kültür Merkezi'nde (AKM) Aspendos Salonu'nda gerçekleştirilen galaya, filmin yönetmen ve senaristi Emre Konuk ile filmde rol alan bazı oyuncular katıldı.
Filmi, Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Başkanı Ömer Vargı ve diğer jüri üyeleri izledi.
Sinemaseverlerin ilgi gösterdiği filmin söyleşisi, Perge Salonu'nda gerçekleştirildi.
Söyleşide konuşan filmin yönetmeni Emre Konuk, filmde takıntılı bir kişiyi anlattığını söyledi.
Kara büyü ile insanların kurduğu cümlelerin derin yapısının irdelenmesi gerektiğini anlatan Konuk, "Dostlarımızı, arkadaşlarımızı bize olumlu şeyler söyleyen pozitif insanlardan seçmeliyiz diye düşünüyorum. Filmin kahramanı Alim, biraz hayatını yaşayamamış takıntılı bir kişi. Birebir ilişkide olduğu insanları çok dikkate aldığını ve onlardan çok etkilendiğini görüyoruz" dedi.
Konuk, filmin iki yıllık bir çalışmanın ürünü olduğunu ve Alim'i yazarken aslında etrafındaki dostlarını anlattığını kaydederek, "Yazarken derin duygularla yazdım, çok acele etmeden, içime sine sine yazdım" diye konuştu.
Filmdeki bütün mekanların plato olduğunu, gerçek bir mekan bulunmadığını ifade eden Konuk, filmle ilgili gişe beklentisi bulunmadığını dile getirdi. Konuk, "Gişeyle ilgili ümitli değilim. Burada yüz insan yakaladıysak bile yeter bize" dedi.
"İlkokulda hikayeler yazıp satardım"
Küçük yaşlardan itibaren yazmaya başladığını anlatan Konuk, ilkokulda hikayeler yazıp, 5-10 liraya sattığını söyledi.
Konuk, "Sonra yazdığım metinleri çekebileceğimi fark ettim. Annemin küçük bir kamerası vardı, onunla çekmeye başladım. Sonra gelişti. Sinema okuyunca yönetmenliğin çok komplike bir iş olduğunun farkına vardım. Teknik, matematik, sosyoloji bilmek, oyuncunun ruhundan anlamak gerekiyor" diye konuştu.
Filmin konusu
Alim 35 yaşındadır ve terzi Yakup ustanın yanında 15 yıldır çıraklık yapmaktadır. Dükkan ve ev arasına sıkışmış bir yaşam şekline sahip olan Alim, sözlerden fazlasıyla etkilenen, takıntılı ve ölüm korkusu yaşayan biridir.
Her sabah ve akşam aynı ritüelleri yaşamaktadır. Televizyonda izlediği bir haberde LPG'li araçların güvenli olmadığını ve durup dururken patlayabildiklerini öğrenir. Dükkan ve ev arasındaki mesafeden ötürü, akşamları araba ile eve gitmek zorunda kalan Alim, Kemal'in ve çevirdiği taksilerin bagajlarını kontrol eder ve her seferinde LPG tüpü ile karşılaşır. Bu yüzden dükkana daha yakın bir yere taşınmaya karar verir. Yaşamındaki bu küçük değişiklik onun dönüm noktası olacaktır.