27 Sahabeye Ev Sahipliği Yapan Caminin Restorasyonu Tamam
Meral Özdemir - Diyarbakır'da 27 sahabeye ev sahipliği ile 'özel' bir konuma sahip Hz.
Meral Özdemir - Diyarbakır'da 27 sahabeye ev sahipliği ile 'özel' bir konuma sahip Hz. Süleyman Camisi, titizlikle yapılan restorasyonun ardından, yeniden ibadete açılıyor.
Sur ilçesinde, Diyarbakır surlarının bir bölümü olan İçkale'nin altındaki kapıdan geçildiğinde, bazalt taştan yapılmış avlusu ve büyük ihtişamıyla ziyaretçileri karşılayan Hz. Süleyman Camisi, çeşitli kaynaklara göre, şehit düşen 27 sahabenin kabirlerinin bulunduğu yerde, Nisanoğlu Ebu'l-Kasım tarafından 1155-1169 yılları arasında inşa edilmiş.
Caminin altındaki türbeye iniş merdiveni zamanla kapanırken, onların anısına Hz. Süleyman'ın sandukası yapılmış. Halid Bin Velid'in oğlu Hz. Süleyman ile Diyarbakır'ın İslam orduları tarafından fethi sırasında şehit düşen diğer sahabelerin yattığı yer olan Hz. Süleyman Camisinin restorasyonu büyük bir titizlikle tamamlandı. Çok sayıda sahabeyi konuk etmesiyle İslam tarihinde önemli bir konuma sahip cami, hem Diyarbakır için hem de inanç turizminde paha biçilmez bir öneme sahip. Yenilenen halıları, maharetli usta ellerin ceviz ağacını göz nuruyla işlediği minberi, ahşap yapıları ve avlusuyla Hz. Süleyman Camisinde ilk kez kapsamlı bir restorasyon yapıldı.
-'Kutsal bir mekan'-
Camide incelemelerde bulunan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak AA muhabirine yaptığı açıklamada, 639 yılında, Müslümanlarca feth edilmesi ve caminin bulunduğu noktadan ilk kez şehre girilmesinin Diyarbakır'ı bu anlamda da çok önemli kıldığını söyledi.
Diyarbakır'ın inanç merkezi olmasının altında yatan en önemli unsurun Hz. Süleyman Camisi ve burada 27 sahabe kabrinin bulunması olduğunu anlatan Vali Toprak, şöyle konuştu:
"639 yılından Halid Bin Velid'in buraya gelişi ve oğlu Hz. Süleyman'ın 27 sahabe ile şehit düştüğü olay var. O tarihten bu yana burası bir kutsal mekan olarak kullanılıyor. Caminin 1150'lerde inşa edildiğine ilişkin elimizde bilgi var. 1600'lü yıllardan bugüne kadar yapılan en kapsamlı restorasyon yapıldı. Yaklaşık 1.5 milyon lira harcandı.
-Sıva ve harçlar kaldırıldı-
Binaya ağırlık getiren özelliğini kaybettiren sıva kaplamalar ve beton harçların tamamen kaldırıldığını belirten Toprak, şunları anlattı:
"Bina hafifletildi. Çatısı güçlendirildi. Derzler horasan harcı ile yenilendi ve Diyarbakır'ı Diyarbakır yapan özelliklerden, taş ustalarının, taşın özelliği nedeniyle taşlar vücut buldu. Özel kumlama sistemiyle problemli noktalardan arındırıldı, mihrabı ve minberi yenilendi. Dışardaki avlusu yeniden düzenlendi, ahşaplar, kapılar değiştirildi. İçiyle, dışıyla 17. yüzyıldan sonra en büyük ve güzel restorasyon olduğunu düşünüyoruz. Burayı önemli kılan inanç merkezi olması. 27 sahabenin burada yatmasıdır. Çok önemli bir mabet olduğunu, yatan sahabeler nezdinde görüyoruz."
Camiyi yeni hali ile vatandaşlara açacaklarını belirten Vali Toprak, "Sayın Başbakan Yardımcımız Bülent Arınç açılışını yapacaklar. Sayın bakanımıza ve Vakıflar Genel Müdürlüğümüze, katkı sağlayanlara teşekkür ediyoruz" dedi.
-"Ülkemizin de önemli bir inanç ve turizm merkezi"-
Vali Toprak, Hz. Süleyman Camisi ve burayı inanç merkezi açısından bütünleyecek yanı başında Ulu Cami, yanında Zinciriye Medresesi ve Mesudiye Medresesi'nin de restorasyonun devam ettiğini, bu yılın sonu itibariyle Ulu Camideki restorasyonun müştemilatıyla tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Eğil ilçesinde de peygamber makam ve mezarları bulunduğunu, Vakıflar Genel Müdürlüğünce, o eserlerin restorasyon ve çevre düzenlenmesiyle hem Eğil ilçesinin hem de Diyarbakır'ın inanç turizmi açısından önemli bir noktaya geleceğini ifade eden Vali Toprak, şunları söyledi:
"Bütün bu çalışmalar için 10 milyon lira harcandı. Belki onun bir yarısı kadar kaynak aktarılacak. Bununla birlikte vakıf eserlerin onarımı ile birlikte ciddi manada kaynaklar aktarılıyor. Onlarında bir o kadar olduğunu düşürsek, 2-2.5 yıl içinde 20 milyon liraya yakın bir kaynağı Diyarbakırımızdaki sadece Vakıflar Genel Müdürlüğünce vakıf eserlerinin onarımı ve restorasyonu için harcamış oluyoruz. İnsanlar buraya geldiğinde huşu buluyor ve görüyoruz ki sadece Diyarbakır'dan değil, tüm çevre illerden sahabelerinde buraya kazandırdığı en önemli katkı ve etki nedeniyle inanç merkezi olarak ileriye götürüyor. Biz inanıyoruz İç Kale'nin bu kısmıyla ilgili hem buradaki eserin tamamlanması, hem de yanı başımızdaki zaman içinde yapılan imara aykırı yapıları boşaltılmasıyla burası sadece Diyarbakırımızın değil, ülkemizin de önemli bir inanç ve turizm merkezi haline geleceğini düşünüyoruz. Aslında Diyarbakır'ın çeşitli noktalarında 532 tane sahabenin olduğuna ilişkin çeşitli bilgiler."
-Sahabelerin mekanı-
Rivayetlere göre, Diyarbakır'ın fethi için İyaz Bin Ganem komutasında aralarında sahabelerinde yer aldığı 8 bin kişilik bir ordu hazırlanır. Büyük İslam Komutanı Halid Bin Velid'in de yer aldığı İslam ordusu, 639 yılında surlara kadar dayanır. Kuşatma beş ay sürer, ancak şehre bir türlü girilemez. Halid Bin Velid, sur dibinde gizli bir kanalı bulur ve bunu genişleterek, içeri girebileceğini keşfeder. Hz. Süleyman'ın da aralarında bulunduğu bulunduğu bir grup, açılan bu gedikten içeri girip, kilit ve zincirleri kırarak kapıyı açar. Bu sırada Hz. Süleyman ile birlikte 27 sahabe şehitlik mertebesine ulaşır. Bu sayede kent fethedilmiş olur.
Diyarbakır'ın İslam ordularınca fethedilmesinden 500 yıl sonra Hz. Süleyman Camisi Nisanoğlu Ebu'l Kasım tarafından yaptırılır. Kasım'ın rüyasına giren Hz. Süleyman, 'Üzerimiz ne zamana kadar açık kalacak- sorusunu yöneltir. Bunun üzerine bölgeye cami inşa edilir.
- DİYARBAKIR