13 Eylül Dünya Sepsis Günü
Türk Yoğun Bakım Derneği Üyesi Doç. Dr. Ahmet Dilek, kalp krizi, akciğer, meme ve prostat kanserlerinin toplamından daha fazla ölüme neden olan sepsisin yeterince bilinmediğini bildirdi.
Türk Yoğun Bakım Derneği Üyesi Doç. Dr. Ahmet Dilek, kalp krizi, akciğer, meme ve prostat kanserlerinin toplamından daha fazla ölüme neden olan sepsisin yeterince bilinmediğini bildirdi.
Dilek, "Dünya Sepsis Günü" dolayısıyla Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Başhekimlik Toplantı Salonu'nda basın toplantısı düzenledi.
Sepsisin, vücudun enfeksiyonlara karşı geliştirdiği kontrolsüz yanıt ile kendi doku ve organlarına zarar vermeye başlamasıyla ortaya çıktığını anlatan Ahmet Dilek, rahatsızlığın ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurguladı.
Hastalıkta erken teşhisin önemine işaret eden Dilek, "Hastalıkta iç dinamikler ve dengeler bozularak, çok ciddi organ yetmezliği ortaya çıkabiliyor. Bu septik şok, organ yetmezlikleri erken belirlenip tedaviye alınmadığı durumda can kaybına neden olabiliyor" dedi.
Sepsise neden olan enfeksiyonun akciğer, idrar yolları, karın, deri gibi vücudun herhangi bir yerinde olabileceğine dikkati çeken Doç. Dr. Dilek, enfeksiyonun kaynağının ise çoğu zaman belirlenemediğini söyledi.
Sepsise yol açan mikropların başında bakterilerin geldiğini anlatan Dilek, şöyle devam etti:
"Virüsler, mantarlar, parazitler de sorumlular arasında. Bu tehlikeliler vücutta dolaşımda bulunuyor. Dolayısıyla, dolaşımın ulaşabildiği her organ risk altına girebiliyor. Dünya genelinde, özellikle gelişmekte olan ülkelerde artıyor. Ateş, titreme, bilinç eksikliği, nefes darlığı, kan basıncında düşme ve nabızda artma gibi bulgular, sepsis kuşkusu doğuruyor. Günümüzde kalp krizi, akciğer, meme ve prostat kanserlerinin toplamından daha fazla ölüme neden olan sepsis, yeterince bilinmiyor. Dünyada her yıl 5 milyon çocuk, 5 yaşına gelmeden sepsisten dolayı hayatını kaybediyor."
"5 yaşaltı ölümlerin yüzde 60'ı sepsise bağlıdır"
Doç. Dr. Ahmet Dilek, sepsisin dünyada giderek artan bir tehdit olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Sepsis, dolaşım ve organ yetmezliklerini önlemek için acil tedaviye gereksinim duyulan bir durumdur. 5 yaşaltı ölümlerin yüzde 60'ı sepsise bağlıdır. Sepsis, anne ölümlerinin de önemli bir nedenidir. Dünyada, özellikle gelişmekte olan ülkelerde görülme sıklığı giderek artmaktadır. Sepsise bağlı ölümlerin en az yüzde 10-15'i aşılama, hijyenik önlemler, erken tanıma ve hızlı tedavi yöntemleri ile önlenebilir. Hastaneler ve sağlık kuruluşları, hastane kaynaklı enfeksiyonları ortadan kaldırmak için gerekenleri yapmalıdır. Ancak, sepsis olgularının yüzde 50'si hastane dışında gelişmektedir. Yeterince bilinmediği ve farkına varılmadığı için sonuçları acı olabiliyor. Sepsis, sinsi ölümdür."
Dilek, ateş, titreme, bilinç eksikliği, nefes darlığı, kan basıncında düşme ve nabızda artma gibi bulguların sepsis hastalığında bir kuşku oluşturduğunu, tedavide yaşanacak her bir saatlik gecikmenin bile ölüm olasılığını yüzde 8 arttırdığını sözlerine ekledi.