Haberler
Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

Narin cinayetinde yeni görüntü! Cansız bedenini saklamak 38 dakika sürmüş

CHP lideri Özel'den çok konuşulacak Öcalan iddiası: Bir günde izin çıkaracak

Özel'den bomba Öcalan iddiası

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte cani anne için istenen ceza

Sıla bebek davasında iddianame hazır! İşte anne için istenen ceza

Yenidoğan Çetesi davasında Başhekim Fetin Rüştü Yıldız, Fırat Sarı'ya para ödediklerini itiraf etti

Sanık sandalyesine oturan başhekimden Fırat Sarı'yı zora sokacak itiraf

"12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, Tanıklar Darbelerle Yüzleşiyor" Paneli

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

1980 döneminin Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez'in oğlu Naci Sönmez, "Sorun, birkaç yaşlı paşanın yargılanıp mahkum edilmesi değildir."

1980 döneminin Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez'in oğlu Naci Sönmez, "Sorun, birkaç yaşlı paşanın yargılanıp mahkum edilmesi değildir. Sorun, toplumun vicdanında darbelerin, askeri vesayetin mahkum edilmesidir" dedi.

Sönmez, Ördekli Kültür Merkezi'nde düzenlenen "12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, Tanıklar Darbelerle Yüzleşiyor" paneli öncesi basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye'de son yıllarda tarihle yüzleşildiğini, bu yüzleşmenin toplumsal hafıza açısından çok önemli olduğunu söyledi.

Darbelerin Türkiye ve demokrasiye indirilmiş önemli yumruklardan birer parça olduğunu ifade eden Sönmez, "Genç kuşakların daha umutlu bir gelecekte, daha güzel geleceklerde yaşayabilmesi için biz o dönemi yaşamış, darbeleri yaşamış, bizzat onun zulmünü, işkencelerini, ezasını, cefasını çekmiş insanlar sağken, bu yüzleşmenin gerçekleşmesi gelecek açısından, yeni genç jenerasyon açısından önemli" diye konuştu.

12 Eylül döneminde Ordu'nun Fatsa ilçesinde yaşadığını anlatan Sönmez, şöyle devam etti:

"Lise öğrencisiydim ama babam Türkiye'de kamuoyunun da yakından tanıdığı biridir. Eski Fatsa Belediye Başkanı 'Terzi Fikri' diye bilinir. Tabi onun oğlu olmak başlı başına devletin düşman ilan etmesine yeter bir durumdu. Ben 17 yaşında tutuklandım, 20 yaşında çıktım. Hayatımın en güzel yıllarını işkence altında ve 12 Eylül zindanlarında geçirdim. O dönemin çoluk çocuk demeden hedef aldığı kitleler vardı. Biz onlardan biriydik."

Toplumsal muhalefetin, o dönemin mağdurlarının, yaşamışların, muhatap olmuşların siyaseten bu hesaplaşma sürecinin içerisinde temkinli olmalarının, olumsuzluğa neden olduğunu vurgulayan Sönmez, "Sonuçta bu hesaplaşma, bir iktidar partisine bırakılmayacak düzeyde toplumsal destek isteyen bir şeydir" ifadelerini kullandı.

Sönmez, sorunun "rövanş alma" olmadığını vurgulayarak, "Sorun, birkaç yaşlı paşanın yargılanıp mahkum edilmesi değildir. Sorun, toplumun vicdanında darbelerin, askeri vesayetin mahkum edilmesidir. Esas olan odur" dedi.

-12 Mart'ın tanıklarından Hacı Tonak-

12 Mart'ın tanıklarından Hacı Tonak da darbenin 42. yıl dönümü olduğunu anımsatarak, şöyle konuştu:

"Türkiye, askeri darbeleri tarihe gömecek adımları atmakta çok gecikti. Bu, çeşitli hukuk ve demokrasi sorunları ile siyasal ve kuşkusuz toplumsal sorunlara neden olmakta. 12 Mart, emperyalizmin istediği Türkiye'nin kurulmasıydı. O Türkiye kuruldu, en azından kurulmak istendi. Eksiklerini 12 Eylül tamamladı. Ondan sonraki süreç de günümüze kadar geldi. Nereye kadar gidecek bilmiyorum ama 42 yıl sonra geriye dönüp baktığımda, tüm askeri darbeler karşısında olmak gerektiğinden hiç şüphe duymuyorum."

Tonak, 12 Mart'ı da 12 Eylül'ü de yaşamış olmaktan pişmanlık duymadığını vurgulayarak, "Ben bunları yaşamak zorundaydım ve bir siyasal varlık, düşünen bir insan olarak onlara karşı tutum almamam düşünülemezdi. Bunun da bir sonucunun olacağını bekliyordum ama bu elbette askeri darbeleri affetmek anlamına hiçbir zaman gelmiyor" ifadelerini kullandı.

Muhabir: Büşra Nur Özcan

Yayıncı: Orhan Topal - BURSA

Kaynak: AA / Yerel
title