"Uzun Süreli Stres Şeker Hastalığı Riskini Yüzde 45 Arttırıyor"
Çorlu Özel Reyap Hastanesi'nde görevli Dr.
Çorlu Özel Reyap Hastanesi'nde görevli Dr. Akif Başaran, uzun süreli stresin şeker hastalığı riskini yüzde 45 oranında arttırdığını söyledi.
İnsanların sayısız kaynaklardan gelen uyaranlar yüzünden sürekli stres altında kaldığını ifade eden Dr. Başaran, "Yapılan değişik çalışmalarda uzun süreli stresin şeker hastalığı riskini yüzde 45 oranında artırdığı, immün sistemimize zarar vererek sık enfeksiyon ve kansere yol açtığı, sindirim sistemi ve kalp damar hastalığına sebep olabileceği kanıtlanmıştır" dedi.
2012 yılında Türkiye'de en çok tüketilen ilaç grubu olarak mide ve sindirim sistemi ile kalp ve damar hastalığı ilaçlarının birinci, antibiyotiklerin ikinci sıralarda yer aldığını kaydeden Dr. Başaran, adrenal bezler adı verilen böbreküstü bezinin adrenalin, kortizol, DHEA, testesteron gibi onlarca hormonun salgılanmasında sorumlu olduğunu dile getirdi.
Salgılanan bu hormonların sağlıklı ve huzurlu bir hayat için çok önemli olduğunun altını çizen Başaran, "Bu hormonlardan kortizol ve adrenalin hormonu stresle çok yakından ilgilidir. Kortizol hormonu kan şekerini dengeler, kan basıncını ayarlar, immün sistemin effektif çalışmasını sağlar. Az olması otoimmün hastalıklara yol açarken fazlalığı hastalık sıklığında artış ve kansere sebep olabilir. Uzun süreli yüksek kortizol, kan şekerinde artış, insülin miktarında yükselme ve neticede obezite ve metobolik sendroma yol açacaktır" diye konuştu.
Stres nedeniyle sürekli salgılanan adrenalin hormonunun ise böbreküstü bezini yorarak tükenmişlik adı verilen burnout sendromuna sebep olduğunu ifade eden Dr. Başaran, "Günlük hayattaki kronik uykusuzluk, sigara, aşırı kahve tüketimi, fastfood, aspartam, monosodyum glutamat (msg) gibi zararlı alışkanlıkları da işin içine katarsak oluşan tablo daha da dramatik hale gelmektedir" dedi.
Her iki hormonun katkısıyla oluşan tablonun hayattan alınan keyfi sınırladığını ve hasta ettiğini dile getiren Dr. Başaran, "Bodrum'a yerleşme hayalleri kurarken, hayat hikayemizin erken yaşta kalp krizinden veya kanser yüzünden sona ermesine sebep olmaktadır" açıklamasında bulundu.
Tükenmişlik sendromu ve kronik stresin hayatı çekilmez hale getirdiğinde karanlık odada yeterli uyku alınması gerektiğine dikkat çeken Dr. Başaran, sendromdan kurtulmak için egzersiz yapmanın, gülümsemenin, negatif insanları hayattan çıkarmanın, düzenli beslenmenin, organik ürünler tüketmenin, deniz tuzu veya Himalaya tuzu kullanmanın, yeterli D vitamini ve magnezyum desteği almanın, çay ve özellikle kahve tüketimini azaltmanın, B kompleks vitaminler almanın, tiroit hormonlarını kontrol ettirmenin, meditasyon, yoga, masaj tedavisi yaptırmanın, bol sebze tüketmenin ve solunum egzersizi yapmanın fayda getireceğini söyledi. - TEKİRDAĞ