Sırrı Süreyya Önder'in annesi tabuta sarılıp ağıt yaktı
AKM'de düzenlenen anma töreninin ardından cenazesi Barbaros Hayrettin Paşa Cami'ne getirilen Sırrı Süreyya Önder'in annesi Zeliha Önder, oğlunun tabutuna sarılarak ağıt yaktı. Annesi, "Beni de götür, beraber gidelim. Neden küstün bana?" diyerek ağladı.
TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in cenazesi, Atatürk Kültür Merkezi'nde ( Akm ) düzenlenen törenin ardından Barbaros Hayrettin Paşa Camisi'ne getirildi. Annesi Zeliha Önder, camideki musalla taşına konulan oğlunun tabutuna sarılarak, ağıtlar yaktı.
ANNESİNİN FERYADI YÜREKLERİ DAĞLADI
Sırrı Süreyya Önder'in annesi, oğlunun tabutuna sarılarak, "Beni de götür, beraber gidelim. Duydun mu, beni de götür... Anan kurban olaydı sana. Hiç derdini söylemedin bana. Neden küstün bana?" sözleriyle feryat etti. Acılı annenin feryatları yürekleri yakarken, yakınları ve ailesi Zeliha Önder'i teselli etti.
KIZI BABASINA YAZDIĞI MEKTUBU OKUDU
Sırrı Süreyya Önder'in kızı Ceren Önder Kandemir AKM'de düzenlenen törende kürsüye gelerek babasına yazdığı mektubu gözyaşları içinde okudu. Kandemir'in mektubunda şu satırlar yer aldı:
"BABA HAYATIN BÜTÜN RENGİ GİTTİ"
"Ne zaman bir şey yazsam onu arar okurdum. Ona geçen hafta bir mektup yazdım size okumak istiyorum. Baba hayatın bütün rengi gitti, benim bildiğim hayat bitti. Yeni bir hayat başlıyor. Ürkütücü bilinmezlikle dolu. Kendimi bildim bileli seni kaybetmek korktum. Bu benim tek zaafım karın ağrımdı. Bu adam bana sadece ölerek acı çektirir derdim. Evlere sığamayışın, kimseye kıyamaman, kalp kırmaktan daha çok korkman.
"KEDİM ÖLDÜ DİYE ARARDIM"
Kalbim kırık, baba aşık oldum, uyku tutmadı, kedim öldü diye arardım. Babalığına çok doydum. Dostluğuna doyamadım. Kendinle ilgilenmediğine kızıyorum."
KARDEŞİNDEN SON VEDA
Kardeşi Ali Fuat Önder törende yaptığı konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Bu ülkede bu kanın, bu acının durması gerekiyor, hiçbir malım mülküm yok, Ceren'e yaşanılabilir bir ülke bırakmak istiyorum" diyordu. Siyasete girme nedeni de buydu. Bunun hayata geçeceğine umudum sonsuz. Son olarak bir şey daha demek istiyorum; kendisi burada olsaydı "sevene de sövene de selam olsun" derdi"
