(Özel) 64 yılını diktiği ayakkabılara sığdırdı
Denizli'de 16 yaşında başladığı el yapımı ayakkabı yapım işini 64 yıldır devam ettiren İzzet Gürsoy, 81 yaşında olmasına rağmen halen ilk günlerdeki gibi dükkanını sabah erken saatlerde açıp müşterilerini ilk günün heyecanı ile bekliyor.
Denizli'de 16 yaşında başladığı el yapımı ayakkabı yapım işini 64 yıldır devam ettiren İzzet Gürsoy, 81 yaşında olmasına rağmen halen ilk günlerdeki gibi dükkanını sabah erken saatlerde açıp müşterilerini ilk günün heyecanı ile bekliyor.
Baklan ilçesinde hem el yapımı ayakkabı yapan hem de tamir işi ile uğraşan Gürsoy, 64 yıldır yaptığı işine ilerleyen yaşına rağmen dört elle sarılarak tezgahının başını bir an olsun boş bırakmıyor. Mesleğe başlamasını, işi öğrenmesini ve dükkan açmasının öyküsünü İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Gürsoy, ilk işe başladığında 16 yaşında olduğunu kaydederek aradan geçen yarım asırdan fazla zamanda ise sadece 1 yıl yurt dışına gitmesinden dolayı ara verdiğini kaydetti. 1956 yılında mesleğe atıldığını ifade eden Gürsoy, 64 yıldır el yapımı ayakkabı yaparak ve tamir işi yaparak hayatını idame ettirdiğini dile getirdi. Gürsoy, 1963 yılında evlendiğinde durumları çok fazla iyi olmadığı için eşinin, annesinin ve kayınvalidesinin de düğün ayakkabısını yaptığını söyledi.
Gürsoy, mesleğe ilk başladığında babasının karşı geldiğini belirterek, ayakkabı yapımı ve tamir işine merakla başladığını vurguladı. Gürsoy, "1956 yılından bu yana yapıyorum. Çal ilçesinden Baklan ilçesine usta geldi. O ustanın yanına bende gidip gelirken, daha önceden ben kalaycı çırağıydım. Kalaycı çıraklığı yaptım. Çal Ortaköy'de kap kalaylarken ustalar bıraktılar kahveye gittiler. Ben orada ayakkabıcı varken yanına oturur yaptığı işlere dikkatli bir şekilde bakardım. Buraya geldiğim zamanda buradaki ustanın yanına gittim. Dikkatli bakmışım bana 'oğlum sen öğrenecek gibi bakıyorsun' dedi. Bende 'evet ustam öğreneceğim' dedim. Ustada 'nasıl öğreneceksin annen ve baban bir şey diyecek mi?' dedi. Bende bakarız sorar gelirim dedim. O zamana kadar geldim sordum babam rahmetli razı olmadı. Bende geldim ebeme söyledim. Bana hemen kara bir önlük giydirdiler. Buraya geldim gittim ve ustanın yanına girdim çalışmaya başladım. Tekrar orada 3-4 ay çalıştıktan sonra ustam 'Tamam' dedi bıraktık. Usta işini bıraktı bende bıraktım buraya geldim ve kendime dükkan açmadım önceden çarşıda dut ağacı vardı onun altına giderdim elimdeki eşyalarımla orada beklerdim. Gelen olursa ayakkabısını yapardım" dedi.
Mesleğine yaklaşık 1 yıl ara verdikten sonra yurt dışına gidip geldiğini ve sonra kendisine dükkan açtığını belirten Gürsoy, "Daha sonra Afyonkarahisar Dazkırı ilçesinde 9 sene boyunca ayakkabıcılık yaptım. 1970'te Fransa'da 1 buçuk yıl orada çalıştım. Oradan da Almanya'ya götürdüler. Fransa'da inşaat işinde çalışıyordum sonra bir 6 ay kadar otomobil fabrikasına girdim.
Sonra geri döndüm memleketime, evimin odasının birini açtım ve dükkan yaptım. Başka bir eczacı geldi ve öylelikle dükkanı evin altına indirdim buraya aşağıya o günden beridir 15 sene kadar oldu dükkanı evin içine indirdim köylerden gelen olursa işini yapıyorum" diye konuştu.
Oğlu Selçuk Gürsoy'a da mesleği öğrettiğini ve onunda uzun yıllardır ayakkabıcılık yaptığını dile getiren Gürsoy, yıllardır yaptığı işe artık rağbet olmadığından da dert yakındı. Evlenirken eşinin dahi ayakkabısını yaptığı gülümseyerek anlatan Gürsoy şunları söyledi:
"Bir oğlum var onu yetiştirdim. Oğlan Denizli'de çok gurur duyuyorum çok güzel işi var.
Kendim aldım geldim Almanya'dan 2 defa İstanbul'a gitti makinem. Gümrük'te vermediler gittim aldım geldim. 1970'ten beri bu makine ile çalışıyorum.
Eskiden ayakkabı dikerdim, her şey yapardım. Tamirden elim başıma ermezdi gece gündüz çalışırdım şimdi gelen yok artık eskisi gibi.
Evlendiğimde ayakkabıcılık yapıyordum ve o zaman eşyalar alınıyordu. Her şey alındı eşimin ayakkabısını da ben yaptım, düğün ayakkabısını." - DENİZLİ