Fatma Çolakoğlu: Türk filmleri evrensel dili yakalayamıyor
Fatma Çolakoğlu, jüri üyesi olarak Berlinale'nin resmi programında Türkiye'den yer alan tek isim. Çolakoğlu'na göre, Türk filmlerinin sayısı artıyor, ama bu filmlerdeki espri anlayışı ve hikaye anlatımları yerel kalıyor.
Fatma Çolakoğlu, jüri üyesi olarak Berlinale'nin resmi programında Türkiye'den yer alan tek isim. Çolakoğlu'na göre, Türk filmlerinin sayısı artıyor, ama bu filmlerdeki espri anlayışı ve hikaye anlatımları yerel kalıyor.Geçen Perşembe günü başlayan Berlin Uluslararası Film Festivali'nde Altın Ayı ve Gümüş Ayı için yarışan en iyi kısa filmleri belirleyecek olan Uluslararası Kısa Film Jüri üyeleri arasında Fatma Çolakoğlu da bulunuyor. İstanbul'daki önemli kültür ve sanat merkezleri arasında bulunan SALT Galata'da Araştırma ve Programlar Yardımcı Direktörü olarak görev yapan Çolakoğlu, bu yıl kısa adı Berlinale olan festivalin resmi programına Türkiye'den katılan tek isim.
Festivalin kısa film programının küratörü Anna Henckel-Donnersmarck'ın daveti üzerine jüri üyeliğine seçildiğini anlatan Çolakoğlu, DW Türkçe'nin sorularını yanıtladı.
Röportajın tamamını videoda izleyebilirsiniz. Berlinale'nin 70'inci yılı olması dolayısıyla "programın çok zengin" olduğunu söyleyen Çolakoğlu, festivalde "geleneksel kurmaca anlatımlardan uzaklaşan yeni yapımlara denk gelmenin" mümkün olduğunu ifade etti.
SALT'taki görevi öncesinde çağdaş sanatlar müzesi İstanbul Modern ve Pera Müzesi'nde film ve video programlarının küratörlüğünü yapan Çolakoğlu, Berlinale'de "Neden bu yıl Türkiye'den film yok?" sorusuna verdiği yanıtta, bunu küratörlerin seçimi olarak değerlendirdi. Çolakoğlu, Berlinale'de Türkiye'den film olmamasını "Festivalin inisiyatifine düşmüş bir mesele olduğunu not düşmek isterim. Küratörlükte çok farklı doneler işin içine giriyordur, bu nedenle bir şey söylemek pek bana düşmüyor" şeklinde konuştu.
"Onur Saylak'ın ödül kazanması güzel haber"
Çolakoğlu, festival çerçevesinde profesyonel açıdan olumlu gelişmeler yaşandığına da işaret ederek yönetmen ve oyuncu Onur Saylak'ın "Bu Dünyada İki Tür İnsan Vardır" projesinin 20 bin euro değerindeki Eurimages Ortak Yapım Geliştirme Ödülü'nü kazanmasının "güzel bir haber" olduğunu söyledi. Senaryosu yazar Hakan Günday'ın ait olan, Saylak'ın yeni film projesi Berlinale'ye paralel olarak düzenlenen Avrupa Film Pazarı çerçevesindeki Ortak Yapım Marketi'ne seçilen 21 yapım arasındaydı. Çolakoğlu, ayrıca Berlinale Genç Yetenekler (Talents) bölümüne de Türkiye'den yapımcı ve senarist Emine Yıldırım ile senarist Selda Taşkın'ın davet edildiğini hatırlattı.
Türkiye'deki sinema sektörüne ilişkin soruları da yanıtlayan Fatma Çolakoğlu, son yıllarda Türk yapımı filmlerin sayısının artmasına rağmen, bu filmlerdeki "espri anlayışları ve hikaye anlatımlarının yerel kaldığını" belirtti. Son yıllarda "Aile komedisi" tarzındaki filmlerin sayısının arttığına işaret eden Çolakoğlu, bu yapımların evrensel dili yakalamasının zor olduğunu dile getirdi. Çolakoğlu, Türkiye'de çok güçlü yönetmenlerin de olduğunu, ancak onların çektiği filmlerin geniş çaplı dağıtımdan yararlanamamasını bir sıkıntı olarak değerlendirdi.
"Türkiye'de filmlerin ağırlıklı olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından destekleniyor olması filmlerin içeriğini nasıl etkiliyor?" sorusuna verdiği yanıtta ise Çolakoğlu, bu etkinin filmin konusuna bağlı olduğuna işaret etti. Türkiye'de son yıllarda üretilen yapımlara bakıldığı zaman "Siyasi konuların daha az işlendiğini, sosyal konuların da o kadar çok işlenmediğine" dikkat çeken Çolakoğlu, Türkiye'deki sinemanın artık "İnsanları eğlendirmeye ve güldürmeye yoğunlaştığını" söyledi. Ama yine de "Güçlü, auteur" olarak nitelendirilebilecek yönetmenlerin destek alabildiğini belirten Çolakoğlu, onların çektikleri filmlerde "Seyircinin düşünmesini sağlayacak" yaratıcı ifade kalıplarının geliştiğini dile getirdi.
Jülide Danışman / Berlin
(c)