45 Yaşından Sonra Her Erkek Yıllık Psa Testi Yaptırmalı
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr.Erim Erdem, prostat kanserinin olup olmadığını öğrenmek için 45 yaşından sonra her erkeğin yıllık PSA testini yaptırması gerektiğini ifade ederek, "İyi huylu"...
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Erim Erdem, prostat kanserinin olup olmadığını öğrenmek için 45 yaşından sonra her erkeğin yıllık PSA testini yaptırması gerektiğini ifade ederek, "İyi huylu prostat büyümesi için yapılan tedaviler prostatın tamamını vücuttan almaya yönelik değildir. Dolayısıyla başarılı tedavi sonrasında yıllık PSA tetkiki ile prostat kanseri araştırılması ihmal edilmemelidir" dedi.
İyi huylu prostat büyümesi (BPH) ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Erim Erdem, prostatın erkek üreme sisteminin bir parçası olup mesaneni altında, üretra adı verilen idrarı mesaneden penise ileten kanalın çevresinde yer aldığını söyledi. Normal prostatın yaklaşık 28 gram ağırlığında olduğunu belirten Erdem, "Benign prostat büyümesi yaygın bir ürolojik rahatsızlıktır. Prostat büyüdükçe üretrayı sıkarak idrar akışını engeller. Büyüme ve sebep olduğu şikayetler yaşlanma ile artacaktır. Özellikle geceleri olmak üzere sık idrara çıkma. İdrarı başlatmada zorluk. İşeme sonrasında damlama. İdrar yaptıktan sonra mesanenin halen dolu hissedilmesi. İdrar tutmada zorluk, hatta bu sırada idrar kaçması. Ikınarak işeme. İdrara tamamen tıkanma ve mesaneyi boşaltmak için sonda kullanmak zorunda kalınması BPH ile ilgili şikayetlerdir" diye konuştu.
Tanının başlangıç aşamasında ayrıntılı olarak şikayetlerin alınması geldiğini vurgulayan Erdem, "Bu aşama da 'sempton skoru' adı verilen sorgulama formu yardımcıdır. Fizik muayene tanının çok önemli ve olmazsa olmaz aşamasıdır. Muayene ile hem prostatın büyüklüğü anlaşılır, hem de kötü huylu prostat büyümesi incelenmiş olur. İdrarın kimyasal yapısı, enfeksiyon, gizli kanamalar hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Üroflowmetri denen idrar akım testi işeme hızını ölçerek prostatın yarattığı etki hakkında fikir verir. Ultrasonografi hem böbreklerin incelenmesinde hem de işeme sonrası mesanede kalan sıvı miktarının ölçülmesinde kullanılır" şeklinde konuştu.
"45 YAŞINDAN SONRA KONTROLLER ÖNEMLİ"
İnsanlarda belirtilen şikayetlerin başlamasının ardından hemen bir doktora başvurması gerektiğinin altını çizen Erdem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ayrıca idrarda kanama, işeme sırasında ağrı veya yanma, işeyememe durumlarında da insanlar doktora başvurmalı. Özellikle 45 yaşından sonra kontrol önemlidir. Unutulmamalıdır ki 45 yaş sonrası her erkek yıllık prostat kanseri taramasını muayene ve PSA testi ile yaptırmalıdır. BPH tedavisi ise hastanın şikayetlerine göre izlem, ilaç ya da cerrahi tedaviden uygun olanı seçilir. İzlem tedavisi çok hafif şikayetleri olan hastalarda uygulanabilir ancak bu yöntem seçilecekse şikayetlerin ilerleyebileceği ve bir sonraki basamağa geçilmesi gerekebileceği unutulmamalıdır. Kontrollerin aksatılmaması önemlidir. İlaç tedavisi de günümüzde pek çok hasta için ilk seçenek olmuştur. Ancak bu tedaviden de fayda görmeyen hastaların olabileceği unutulmamalıdır. Çok önemli bir diğer nokta da bitkisel ürünlerin iyi huylu prostat büyümesinin tedavisi için güvenilir olmadığı, etki ve yan etki profillerinin açık olmaması nedeniyle ilaç tedavisine alternatif olamayacağıdır. Cerrahi tedavisi ise pek çok farklı yöntemi barındıran bir başlıktır. Öncelikle hangi hastalara cerrahi tedavi gerektiği belirlenmelidir. Eğer hasta ilaç tedavisinden fayda görmüyorsa, işeyememe durumu varsa, iyi huylu prostat büyümesi tekrarlayan idrar yolu iltihabına, kanamaya, mesanede taşa ve böbreklerde hasara neden oluyorsa cerrahi tedavi yapılmalıdır."
Artık açık cerrahi gereksiniminin gitgide azaldığını kaydeden Erdem, "Endokopik tedavi dediğimiz kapalı cerrahi ile hastaların büyük kısmı başarı ile tedavi edilebilmektedir. Tabii ki endoskopik cerrahi de prostatın büyüyen kısmının ortadan kaldırılmasına yönelik farklı yöntemlerle yapılabilir. Bunlar arasında halen transüretral rezeksiyon (TUR) yöntemi en yüksek başarıya sahip yöntemdir. Ancak tedavi hastanın genel sağlık durumu, şikayetlerin şiddeti, prostatın büyüklüğü gibi pek çok farklı faktör birlikte incelenerek değerlendirilmeli ve her yöntemin her hasta için uygun olmadığı unutulmamalıdır. Gerekli olduğu hastalarda lazer, ısı yönteminin de içinde olduğu pek çok endoskopik tedavi metodu başarıyla uygulanmaktadır. Unutulmamalıdır ki iyi huylu prostat büyümesi için yapılan tedaviler prostatın tamamını vücuttan almaya yönelik değildir. Dolayısıyla başarılı tedavi sonrasında yıllık PSA tetkiki ile prostat kanseri araştırılması ihmal edilmemelidir" dedi. - MERSİN