28 Şubat Soruşturması
28 Şubat sürecinde tutuklanan İpek Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Arslan, "Müthiş bir tempo ile gidiyorduk, her yıl ciddi rakamlarla büyüyorduk."
28 Şubat sürecinde tutuklanan İpek Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Saffet Arslan, "Müthiş bir tempo ile gidiyorduk, her yıl ciddi rakamlarla büyüyorduk. Ama 28 Şubat'ta yaşananlar müthiş bir fren oldu, demoralize etti ve uzun süre toparlanmaya çalıştık" dedi.
28 Şubat sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Arslan, 28 Şubat'tan kısa bir süre önce 10 arkadaşıyla birlikte "Dost Sigorta" adıyla bir şirket kurduklarını ve Türkiye'de sigortacılığın gelişmesi için çalışmaya başladıklarını kaydetti.
Sigorta şirketini kuran arkadaşlarıyla birlikte 28 Şubat'tan sonra "Niye böyle bir şirket kurdunuz-" sorusuna muhatap olduklarını ve gözaltına alınıp Ankara'ya götürüldüklerini kaydeden Arslan, şöyle konuştu:
"Oradaki sorgumuzun ardından tutuklandık ancak yargılanmamız sonucunda suçsuz olduğumuz ortaya çıktı ve yeniden Kayseri'ye döndük. Ancak kurduğumuz Dost Sigorta yaşamadı, vazgeçmek zorunda kaldık. Çünkü takip ediliyorduk. Bu süreç, sadece terörle mücadeledeki yaşadıklarımızla kalmadı. O süreç yıllarca bizim diğer işlerimizde de devam etti. Çok büyük maddi kayıplar var ortada. Ayrıca bizim diğer iş yerlerimizde de kayıplarımız oldu."
Arslan, Ankara'daki tutukluluk günlerinden sonra da hem bankaların hem de maliyecilerin sıkı takibine alındıklarını, aynı zamanda da haklarında pek çok dedikodunun çıkarıldığını ifade etti.
Arslan, şöyle devam etti:
"Güven bozulmasını sağlamaya çalıştılar. Şevk kırılmasını sağlamaya çalıştılar. Biliyorsunuz, şirketler güven ortamlarında ve istikrarlı ortamlarda büyürler. Güveni bozarsanız, şirkete mal verenler vermez olur, mal alanlar almaz olur. Çalışanlar da moralsiz olur. Hatta bir çok insan ayrılır gider. Ayrılanlar da iyi elemanlardır. Bunun sıkıntısını İpek Mobilya o zamanlarda çok fazla yaşadı. İpek Mobilya'da ben tutuklanmadan önce bin 200 çalışan vardı. Takip eden bir kaç yıl içerisinde çalışan işçi sayısı 450'ye kadar düştü. O zamanki kayıtlara bakınız, özel tetikçi maliyeciler geldi, suç bulup ceza yazmaya çalıştılar ve yazdılar. Özel hayatımla ilgili dedikodu üzerine dedikodu yaşadım. Halbuki Allah'a şükür Saffet Arslan, birey olarak dürüstlük ve namus konusunda hassastır. Bunu herkes bilir. O dedikodular yerleşmedi, yapışmadı ama lekeliyor, yoruyor insanı. Eğer bunu herhangi bir iş adamına yapsalardı tamamen batmış gitmişti."
28 Şubat süreci yaşanırken İpek Mobilya'nın kaybının çok büyük olduğunu vurgulayan Arslan, "Müthiş bir tempo ile gidiyorduk, her yıl ciddi rakamlarla büyüyorduk. Ama 28 Şubat'ta yaşananlar müthiş bir fren oldu, demoralize etti ve uzun süre toparlanmaya çalıştık. Taki 2004'e yeniden atak yapma gücünü bulana kadar... İklim o zaman müsait oldu. Bunlar kayıt altına alınmış zararlar olmadığı için bir yerde bilançolar birikmiyor. Ama 1996-1997'den bugüne neler kaybedilmiş, kişisel manada, sektörel manada bakarsanız çok büyük kayıplar var. İnşallah bir daha bunlar yaşanmaz. Türkiye hepimizin. Hep beraber sahip çıkacağız. Meşru yoldan yönetecekler, meşru yoldan yaşayacağız ve herkese kucak açılacak" diye konuştu.
-"Süreç, Anadolu markasına karşı olanlar için fırsat oldu"-
Arslan, bazı iş çevrelerinin 28 Şubat sürecine destek verdiklerini de kaydederek, "Anadolu'daki iş adamlarının bir marka yaratmasından hoşnut olmuyorlar. Onların bayi veya bölge bayisi olmasını istiyorlar. Büyük sermayelerin çıkması da istenmiyor. Sanki kontrol edilebilen bir mekanizma olsun isteniyor. 28 Şubat'ı yapan ve onu destekleyenlere baktığımızda bir çırpıda onu savunanları da karşısında olanları da görürüz" diye konuştu.
Arslan, "Halbuki bunlara hiç gerek yok. Bizim kaynaşmamız lazım. Türkiye'nin Anadolu ve Batı sermayesi ayrımını aşması lazım. Sermayenin, yeşili, mavisi ve kırmızısı kalmaması lazım. Türkiye'nin lehine kullanılacak bu para. Ne kadar güçlü firmalarımız olursa, ne kadar güçlü iş adamlarımız olursa, o kadar çok vergi üretilir, o kadar da istihdam üretmek demektir" dedi.
-Süreçte tutuklanan eski milletvekili Bayrak-
28 Şubat sürecinde kapatılan eski milletvekili Şaban Bayrak da, "Çevik Bir, beyanat verdi, 'Biz siyasete balans ayarı yaptık' ve yine dediler ki (Bu 28 Şubat bin yıl sürecek.) Bunu söylediler ama çok şükür Allah'a, bin yıl değil, 15 yıl sonra 28 Şubat kararları ve post modern darbe bitmiş oldu" dedi.
28 Şubat sürecinde pek çok insanın çok büyük zararlar gördüğünü dile getiren Bayrak, şöyle devam etti:
"Binlerce insan işinden oldu, binlerce insan hapse girdi. En basiti Refah Partisi kapatıldı. O dönemde büyük bir kalkınma vardı. Parti kapatıldıktan sonra ben son dönemde yine burada Refah Partisi (RP) Kayseri İl Başkanıydım. 28 Şubat kararlarıyla 74 RP İl Başkanı birer yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu insanların hem ticari hem de siyasi hayatı sekteye uğradı, büyük bir damga yediler. Kayıp trilyon davasında rahmetli Erbakan Hoca'ya 2 yıl ve 74 il başkanına da 1'er yıl ceza verdiler. Bu kişiler hiç suçsuz yere ceza aldılar. 1 trilyon partinin genel merkezden il başkanlarına ilin ihtiyacı olan şeyler için dağıtılmış. Daha sonra parti kapatılmış, o dağıtılan paralar, haksız yere dağıtılmış diye dava açtılar. Herkes makbuzunu ve parayı harcadığı yerleri gösterdi. Biz özellikle Kayseri'de 5 bin lira almıştık. Paranın girişi ve çıkışları belli. Hesaplarımız ayna gibi ortada. Hatta ağır cezada bulunan hakimlerden biri (Buraya ceza verilemez. Hesapları düzgün) diye şerh düştü ama, yine de ceza verdiler. 12 Eylül'e müdahil olduğum gibi 28 Şubat'a da müdahil olup dava açacağım."
- KAYSERİ