Burdur'da Tarihi Manastırın Tahribatı Görüntülendi
Burdur-Muğla sınırındaki Karanlıkdere Kanyonu'nda doğa yürüyüşü yapan Kemal Taraşlı ve Nazım Özdemir, erken Bizans dönemine ait bir manastır kalıntısıyla karşılaştı. Kaçak kazılar ve çevresel tehditler nedeniyle ciddi tahribat yaşayan yapının restore edilerek kültür turizmine kazandırılması talep edildi.
BURDUR'da, doğa yürüyüşçüleri Kemal Taraşlı ve Nazım Özdemir, Burdur- Muğla sınırındaki Karanlıkdere Kanyonu içinde tarihi kalıntıyla karşılaştı. Kalıntının erken Bizans dönemine tarihlenen manastır olduğu ve 2006'da tescillendiği belirlendi. Kayalık içine inşa edilen ve Sümela Manastırı'nı andıran yapının, kaçak kazılar ve çevresel tehditler nedeniyle ciddi tahribat yaşadığı görüntülendi.
Burdur'da tarihi ve doğal alanlarda doğa yürüyüşleri ile fotoğraf ve video çekimi yapan Kemal Taraşlı ve Nazım Özdemir, Altınyayla ilçesi sınırındaki Karanlıkdere Kanyonu bölgesine gezi düzenledi. İkili, doğa gezisinde doğal kayalık içine inşa edilmiş tarihi kalıntılarla karşılaştı. Manastır olduğunu düşündükleri tarihi kalıntıları görüntüleyen ikili, alan koordinatları ve görüntülerle birlikte Burdur Müze Müdürlüğü'ne, yapının tescillenip koruma altına alınması yönünde başvurdu. Yapılan tescil başvurusuna 24 Ağustos'ta yanıt veren Muğla Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, alanın 2006 yılında 'manastır' olarak tescillendiği, 2017 yılında da 1'inci Derecede Arkeolojik Sit Alanı ilan edildiği bilgisini verdi.
ERKEN BİZANS DÖNEMİ YAPISI
Erken Bizans Dönemi'ne tarihlenen manastırın, din görevlilerinin ve kendini dine adayanların bir arada yaşadığı dini bir yapı olduğuna dikkat çekilerek, şu bilgiler verildi: "Söz konusu manastır yapısı küçük ölçekli inşa edilmiş olup, inziva amaçlı ya da dış tehditlere karşı korunma amaçlı inşa edilmiştir. Büyükçe doğal bir kaya sığınağında, dikdörtgen planlı bir şapel kalıntısı yer almakta olup, yapının batı ve güney duvarları büyük oranda yıkılmıştır. Manastır kompleksinin içerisinde yer alan şapelin duvarlarında yer yer fresk izleri gözlemlenmektedir. Şapelin batı kesiminde zemin altı tonozlu bir sarnıç, batı bitişiğinde mekana girişi sağlayan kapı açıklığı bulunmaktadır. Kaya sığınağının nehre bakan güney kesimi avlu duvarıyla kapatılmıştır. Mekanın batı kesiminde üst kotta gözetleme odası niteliğinde bir kalıntıya ait duvarlar bulunmaktadır. Şapel mimari stil ve fresk uygulaması ve renklerden Erken Bizans Dönemi'ne tarihlenmekte olup, yapıyı çevreleyen istinat duvarı ve gözetleme odası olarak değerlendirilen kalıntılar geç dönemde inşa edilmiştir."
'KÜLTÜR TURİZMİNE KAZANDIRILMALI'
Taraşlı ve Özdemir, 2018 yılında manastırın olduğu Karanlıkdere Kanyonu'nun tabiat parkı ilan edildiğini, kanyondaki manastırın Sümela Manastırı'na çok benzediğini söyledi. Taraşlı, "Tarihi yapıda yaptığımız çekimler ve bölge halkıyla görüşmelerde, geçmiş yıllarda kaçak kazılar ve çevresel etkiler nedeniyle çok ciddi tahribat gördüğünü öğrendik. Örneğin şapel duvarlarında Hz. İsa ve bazı ikonlara ait resimlerin üzerleri kazınmış. Mevcut durumuyla da kaçak kazılar ve çevresel etkilerin tehdidi devam eden bu tarihi yapının bir an evvel restore edilerek, kültür turizmine kazandırılmasını talep ettik" dedi. (DHA)