Haberler
Esed rejimiyle çatışan muhalif gruplar Halep kent merkezine girdi

Türkiye sınırı kan gölüne döndü! Muhalif gruplar kent merkezinde

Katıldığı organizasyonda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran protesto

Salondaki protesto Erdoğan'ı kızdırdı: Siyonistlerin ağzı, dili olma

Yenidoğan çetesi soruşturması kapsamında kapatılan 13 özel hastaneye kayyum atandı

İstanbul'da 13 özel hastaneye kayyum atandı

CHP lideri Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

CHP lideri Özgür Özel hakkında soruşturma başlatıldı

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN VE BAKAN ÖZER, İMAM HATİP OKULLARI VE TÜRKİYE'DE DİN EĞİTİMİ SEMPOZYUMU'NDA KONUŞTU

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sempozyumda yaptığı konuşmada sempozyumun başarılı geçmesi ve imam hatip camiası, ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak yurt dışından gelen misafirlerle hocalara da katkılarından dolayı şükranlarını sundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sempozyumda yaptığı konuşmada sempozyumun başarılı geçmesi ve imam hatip camiası, ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlara vesile olması temennisinde bulunarak yurt dışından gelen misafirlerle hocalara da katkılarından dolayı şükranlarını sundu. İmam hatip okullarının temelini atanlar başta olmak üzere tam 70 yıldır bu güzide eğitim kurumlarının gelişmesinde, sayılarının artmasında emeği olan imam hatip gönüllülerine teşekkür eden Erdoğan; okullarda görev yapmış olan ahirete irtihal eden iradeciler ve öğretmenlerle çocuklara fedakarca hizmet edenleri, gerektiğinde kendi çocuklarının rızkından keserek imam hatip nesline sahip çıkan tüm hayırseverleri rahmetle yad ettiğini söyledi. "İmam hatipliler kutlu bir mücadelenin sembolü" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 70 yaşında bir çınar olan imam hatiplerin aynı zamanda her adımının sabır, samimiyet ve azimle yürütülen kutlu bir mücadelenin sembolü olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Esasen imam hatiplerin tarihi; milletimizin hak, hukuk, özgürlük ve adalet mücadelesinin de tarihidir. Kuruluşundan itibaren imam hatipler bu ülkede demokrasinin standardını gösteren bir mihenk taşı olmuştur. Milli iradenin üzerine düşen vesayet gölgesi kalktıkça imam hatiplerin de önü açılmış, kapısına vurulan zincirler kırılmıştır. Darbe ve dikta dönemlerinde ise milletimizin kendisi gibi imam hatipler de hedefe, özellikle o tahtaya konularak baskıya uğramıştır. " Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, imam hatiplerin 28 Şubat döneminde vesayetçilerin tekrar hedefi olduğunu, 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasıyla ortaokul kısmı kapatılırken katsayı zulmüyle de imam hatiplilerin üniversite hayallerine set çekildiğini belirterek "2011 yılında katsayı uygulamasını kaldırarak bir sene sonra da 4+4+4 sistemiyle ortaokul kısımlarını açarak imam hatiplerin bu fetret devrini, hamdolsun, biz sonlandırdık. " dedi. İmam hatiplerin 3 yıllık lise bölümlerinin 1954'te açıldığını, bu okul mezunlarının okuyabileceği yüksekokul olarak Yüksek İslam Enstitülerinin 1959'da kurulduğunu kaydeden Erdoğan, daha sonra 12 Mart muhtırasında ortaokul kısımlarının kapatılarak lise kısımlarının 4 yıla çıkarıldığını aktardı. "İmam hatiplerin fetret devrini biz sonlandırdık" Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatip okullarının 28 Şubat döneminde vesayetçilerin tekrar hedefi olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: "8 yıllık kesintisiz eğitim dayatmasıyla ortaokul kısmı kapatılırken katsayı zulmüyle de imam hatiplilerin üniversite hayallerine set çekilmiştir. Kendi evlatlarım da dahil imam hatip lisesi mezunları üniversite hayallerini 13 yıl boyunca ya ertelemek ya da yurt dışında gerçekleştirmek zorunda kalmıştır. Önce 2011 yılında katsayı uygulamasını kaldırarak bir sene sonra da 4+4+4 sistemiyle ortaokul kısımlarını açarak imam hatiplerin bu fetret devrini, hamdolsun, biz sonlandırdık. Rabb'ime, bize milletin okullarını tekrar milletle buluşturma imkanı bahşettiği için hamdediyorum. " İmam hatip mensubu olduğunu, çocuklarını da imam hatipte okuttuğunu anımsatan Erdoğan, "Ama hiçbir zaman imam hatipçi olmadım. Çünkü böyle bir şeyi yanlış bulurum. Bizim için tüm imam hatip okulları, normal lise de meslek liseleri de emirlerinde olduğumuz okullarımızdır. Hepsine bütün imkanlarımızla seferber olduk, seferber oluyoruz ve elimizden gelen tüm destekleri veriyoruz. " dedi. Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın, imam hatip birinci sınıfta yarım dönem Arapça öğretmeni olduğunu, Bekir Topaloğlu'nun da kendisine öğretmenlik yaptığını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti: "Hepsinin rahleitedrisinde, elhamdülillah, bulunduk ama şimdi Bekir Hoca'mız rahmetli, Hayrettin Hoca'mız hayatta. Rabb'im uzun ömürler versin inşallah. Bu gençliğe onlar çok büyük emekler verdi ve bu gençlik sürekli temayüz etti. Onların elinde yoğrularak bugünlere geldik. Derdimiz şu: Bu ülkede eğer bugün ifademle 'Bir dindar nesil yetiştirelim. ' gayreti varsa işte bu hocalarımızın emekleriyledir. Bundan çok rahatsız olanlar yok mu? Var. Tam aksini savunanlar var. Varsın olsun. Biz işimize bakacağız. 'Dinsiz bir nesil olsun. ' diyenler yok mu? Var. 'Böyle ucube bir nesil olsun. ' diyenler yok mu? Onlar da var. Onlar işine bakacak. Biz de işimize bakacağız. Farkımız bu. Evet, bunun olması lazım. " "Okul türleri üzerinden öğrencilerimizi ve toplumumuzu tasnif eden bir anlayışın karşısında olacağız" Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer ise konuşmasında, "Okul türleri üzerinden öğrencilerimizi ve dahası toplumumuzu tasnif eden bir anlayışın daima karşısında yer alacağımızı da özellikle vurgulamak isterim. Ülkemizin her bir köşesinde eğitimde eşitlik ve adaletin tesisi için gayret göstermeye devam edeceğiz. " dedi. Eğitim sisteminin toplumsal ihtiyaç ve talepleri karşılayabildiği ölçüde işlevsel ve demokratik olduğunu dile getiren Özer, şunları kaydetti: "Toplumsal taleplerin yok sayılması veya daha kötüsü, baskılanması durumunda ise baskıcı bir eğitim sisteminden bahsedebiliriz. Türkiye 1990'lı yılların sonlarına geldiğinde, cumhuriyet tarihinin en sert ve baskıcı eğitim düzenlemelerine şahit olmuştur. Bizler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak 1999'da sadece İstanbul'da acı bir deprem yaşamadık, aynı zamanda eğitim sisteminde de ciddi bir deprem yaşadık. 1999'daki katsayı uygulamasıyla imam hatip ve mesleki eğitim mezunlarının yükseköğrenime erişimini kısıtlayan uygulama bir taraftan iş dünyasının ciddi maliyetler ödemesine yol açmış, imam hatiplilerin yükseköğrenime erişiminin kısıtlanmasının yol açtığı hasardan dolayı da toplumdaki din eğitimi ciddi hasar almıştır. " Özer, söz konusu sert müdahalelerin mesleki eğitim ve imam hatipler üzerinde ciddi izler bıraktığını aktararak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde Türkiye'de imam hatiplerin ve mesleki eğitimin toplumsal talepler çerçevesinde yeniden normalleşmesi için çok büyük adımlar attığını söyledi. Meslek liselerinin böylece uzun süredir hak ettikleri itibara yeniden kavuşmaya başladığını anlatan Özer, şöyle devam etti: "Yine imam hatipler, tam anlamıyla toparlanmış ve öğrenci payı itibarıyla tıpkı 1990'lı yılların ortalarında olduğu gibi önemli bir paya kavuşmuştur. 2021 yılı itibarıyla nasıl mesleki eğitimde 1, 5 milyon öğrencimiz varsa imam hatip okullarında da 1, 5 milyon öğrencimiz vardır. Şunu da özellikle vurgulamak isterim ki son 20 yılda imza attığınız en önemli sessiz devrimlerden biri, 'din, devlet, toplum' ilişkilerini sağlıklı bir zemine taşıyıp din eğitimini ideolojik tartışmaların kıskacından çıkartarak insanımızı, milletimizi, tarihimizi ve geleceğimizi önceleyen bir anlayışı gerçekleştirmiş olmanızdır. " Özer, yıllarca süren ve yüzbinlerce genci ve bilhassa kız öğrencileri mağdur eden başörtüsü yasakları ve katsayı uygulamasının kaldırılmasının bu devrimin en somut örneklerinden olduğunu vurguladı. "İmam hatip okulları dünyaya model" Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü: "4+4+4 ile birlikte ideolojik sebeplerle kapatılan imam hatip ortaokullarının yeniden açılması, bununla birlikte Peygamber'imizin hayatı, Kur'an-ı Kerim, temel dini bilgiler gibi derslerin ortaokul ve liselerde seçmeli ders olarak okutulması toplumsal talepleri karşılayan demokratik bir eğitim sistemi inşa etme gayretinin ürünleridir. Bu gayret doğrultusunda hiçbir okul türümüzün geçmişte uğradığı haksız ayrımcılıklara maruz bırakılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. Okul türleri üzerinden öğrencilerimizi ve dahası toplumumuzu tasnif eden bir anlayışın daima karşısında yer alacağımızı da özellikle vurgulamak isterim. Ülkemizin her bir köşesinde eğitimde eşitlik ve adaletin tesisi için gayret göstermeye devam edeceğiz. Din eğitiminin yasaklanması ve yanlış dini anlayışların ortaya çıkması neticesinde ülkemiz ve coğrafyamızda ne tür yaralar açıldığını, bu meselenin nasıl büyük sorunlara yol açtığını 15 Temmuz'da acı bir şekilde tecrübe ettik. " İmam hatip okullarının, Türk milli eğitim sisteminde gelişen ve kendine özgü eğitim müfredatıyla dünyaya model olan köklü eğitim kurumlarından olduğunu belirten Özer, "Din eğitimini yasaklayacak kadar bu ülkenin değerlerini yok sayan zihniyete karşı toplumumuzun güçlü bir arayışını temsil eden imam hatipler, gelenekle gelecek arasında dengeli bir ilişki kurma teşebbüsünün eğitimdeki yansımasını temsil etmektedir. Kendi köklerini iyi bilen nesiller istikbale doğru daha sağlam yürüyecektir. " diye konuştu. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, milletvekilleri, eğitimciler ve öğrenciler katıldı. Program sonunda Milli Eğitim Bakanı Özer ve eğitimci Mustafa Öcal, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hediye takdim etti.

Kaynak: Habermetre / Toplum
title