Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

Emine Erdoğan Hanımefendi Van Gölü Sempozyumuna Katıldı

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile beraber çeşitli programlara katılmak üzere Van'a geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile beraber çeşitli programlara katılmak üzere Van'a geldi.

Van Ferit Melen Havaalanında Vali Mehmet Emin Bilmez, Eşi Meral Bilmez, Ak Parti Van Milletvekilleri Osman Nuri Gülaçar, Abdulahat Arvas, İrfan Kartal ve partililer tarafından karşılanan Sayın Hanımefendi Erdoğan, ilk olarak Van Büyükşehir Belediyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ), Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) ve Edremit Belediyesi iş birliğinde düzenlenen "Van Gölü Sempozyumu"na katıldı.

Bir otelde gerçekleştirilen sempozyumda konuşan Cumhurbaşkanının Eşi Emine Erdoğan Hanımefendi, kökleri milattan önceye uzanan bu bilgelik şehrinde bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Van'a gelmek, bir hazine sandığının kapağını açmak gibi. " dedi.

Van'ın birlikte yaşam kültürünün engin tecrübesine sahip olduğunu belirten Erdoğan, "Van, tarih arayana tarih, kültür arayana kültür sunuyor. Gastronomi meraklısına lezzet, doğaya hasret kalana ise, taze nefes veriyor. Hoşap Kalesi, Meher Kapı, Peri Bacaları, Muradiye Şelalesi gibi harikalar, saymakla bitmez. Şehri çevreleyen kaleler, camiler, havralar ve kiliseler, bunun göstergesidir. " diye konuştu.

NASA'nın geçtiğimiz günlerde dünyanın uzaydan çekilmiş fotoğrafları arasında bir yarışma düzenlediğini anımsatan Emine Erdoğan, Van Gölü'nün tüm dünyadan gelen oylarla, bu yarışmada birinci olduğunu vurguladı.

Bunun herkes için büyük bir sevinç vesilesi olduğunu ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bizim ülkemiz, doğudan batıya, kuzeyden güneye, insana cenneti hatırlatan sayısız doğal güzelliğe sahip. Her birini, değerini anlayarak korumak, hepimizin asli görevi. Van Gölü'müz, dünyanın en büyük tuzlu ve sodalı gölüdür. Göl diyoruz ama adeta bir denizdir. Büyüklüğü, Marmara Denizi'nin üçte biri kadar. Anadolu'nun doğusunda, bakan herkesi mest eden, mavi bir şölendir. Kapalı bir havza olmasıyla da dünyada eşsiz bir konuma sahip. Muhteşem bir ekosistemi var. Van Gölü, endemik bir tür olan inci kefali ve mercan balığının yegane yuvasıdır. Su altında, keşfedilmeyi bekleyen bir tarih vardır. Mimari kalıntılar, Selçuklu mezar taşları ve derinlerde saklı, nice hikaye, gölün sularına karışmış. "

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi, Van Gölü'nü korumak için 2019'da bir çalışma başlatıldığını vurgulayarak, kurumların iş birliği ile " Van Gölü'nü Koruma Eylem Planı ve Uygulama Programı" hazırlandığını dile getirdi.

Gölün suyunun korunması için, çevre koruma bölge ilanı sürecini de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yürüteceği müjdesini veren Emine Erdoğan Hanımefendi, bu girişimin kayda değer sonuçlar vermesini umut ettiğini kaydetti.

Emine Erdoğan Hanımefendi, bu kapsamda, gölün dip temizliğinin yapılacağını, atık-su yönetiminin sağlanacağını ve ilaveten, entegre katı atık yönetimi oluşturulacağını anlattı.

"Bu eylem planıyla, Van Gölü inşallah layıkıyla korunacak. " diyen Emine Erdoğan Hanımefendi, şöyle devam etti:

"Van Gölü, gerçekten de ülkemizin gerdanında safir bir kolye gibi parlıyor. Van Gölü elbette sadece Van'ı ilgilendirmiyor. Bitlis ve havzadaki il ve ilçeleri, kasaba ve köyleri de ilgilendiriyor. Tabii, eğitim çalışmaları da üzerinde hassasiyetle durulması gereken bir husus. Çocuklarımıza, çevre konulu eğitimler verilecek inşallah. Meseleyi onlara doğru anlatabilirsek, Van Gölü etrafında zaten esaslı bir koruma kalkanı oluşacağını düşünüyorum. İnşallah, bakanlığımızın, belediyelerimizin ve bilim insanlarımızın ortak çabasıyla Van Gölü'müz, sürekli iyileşecek. "

"Yeryüzü tuvaline çizilmiş tabiat resminden daha yüksek bir sanat yok! Fakat maalesef, insan kaynaklı sebeplerle, bu tabloyu meydana getiren güzellikler yavaş yavaş siliniyor. " ifadesini kullanan Emine Erdoğan Hanımefendi, şöyle devam etti:

"Kuruyan göller, ırmaklar, dereler, insanlığın kaldırdığı en hüzünlü cenazelerdir. Yeryüzü sularının kuruyan her damlası, yıkılan bir yuva demektir. Çünkü ekosistem çökünce, yurtsuz kalan balıklar, kuşlar, bitkiler ve nice canlılar yok oluyor. Ayrıca, su kaynakları, birçok insanın da geçim kaynağı. Tükenmeleri halinde, geriye çaresiz insanlar kalıyor. "

Emine Erdoğan Hanımefendi, iklim krizinin çok hızlı ve ciddiyetle ele alınması gereken bir konu olduğunu belirterek, "Dolayısıyla, iklim değişikliği ile mücadele, artık gelecek zaman kipleriyle konuşabileceğimiz bir konu olmaktan çıktı. İklim krizi, şimdi, çok hızlı ve ciddiyetle ele alınması gereken bir konudur. Bu nedenle, yürüttüğümüz Sıfır Atık ve Sıfır Atık Mavi projeleri, Türkiye'de iklim değişikliği ile mücadelede çok önemli adımlar. Bu projelerin özünde, elimizden kayıp giden tabiatın farkına varmak var. Su kaynaklarımızı ve tabiatı korumak için yüksek bir seferberlik duygusuyla çalışmaktan başka seçeneğimiz yok. Hep söylediğim gibi bu bir tercih değil, zorunluluk! " dedi.

Van Gölü için de aynı saikle çalışılması gerektiğini vurgulayan Emine Erdoğan Hanımefendi, "Bakın, dünyanın erişilebilir tatlı su miktarı, toplam su varlığının yüzde 1'inden az. Küresel olarak, her 10 insandan 3'ünün güvenilir suya erişimi yok. Kirli su yüzünden ölenlerin sayısı, her türlü şiddet kaynaklı ölümden daha fazla. " diye konuştu.

Emine ErdoğanHanımefendi, kirli suların sebep olduğu hastalıklar yüzünden, her bir dakikada bir çocuğun hayatını kaybettiğini, bu hastalıkları kapan çocukların her yıl toplamda 400 milyon gün okuldan geri kaldığını sözlerine ekledi.

Dünya nüfusunun yüzde 25'inin su kriziyle karşı karşıya kaldığını kaydeden Emine Erdoğan Hanımefendi, bu oranın gün geçtikçe de artabildiğini dile getirdi.

Suyun azalması, kirlenmesi ve suya erişilememesinin en başta hayatın devamlılığını imkansız kıldığını, beraberinde ekonomik ve siyasi birçok sorunu tetiklediğini anlatan Emine Erdoğan Hanımefendi, şunları kaydetti:

"Suyun azalması, gıda üretiminin riske girmesi demektir. Çünkü suların yüzde 70'i tarımda kullanılıyor. Susuzluk, göçleri başlatır. Her göç, insanlar arası çatışmalara sebebiyet verir. Bu göçler, sadece insan göçleriyle de sınırlı kalmaz. Göllerin, ırmakların, sulak alanların kurumasıyla, hayvanlar da göç eder. Önümüzdeki bu büyük sorun, hiçbir sınır kapısında durmaz. Her ülke, dünya üzerinde her bir fert, bu büyük krizden nasibini alır. Görüyoruz değil mi; tabiatı ihmal etmek, nasıl zincirleme sorunlar getiriyor? Çevre konularında, ister istemez işin teknik yanını konuşmaya ağırlık veriyoruz. Ancak, mutlaka hatırda tutmamız gereken bir şey var. O da insan, hayatta kalabilmek için tabiata muhtaçtır. İnsan ancak tabiatı gözlemlediği, ruhunu doğadan aldığı ilhamlara açık tutuğu sürece iyilik üretebilir. Her zaman söylediğimiz gibi tüm dünya olarak, birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz gerekiyor. "

"Bu sorun, ne yalnızca bilim dünyasının ne hükümetlerin ne de insanların tek başına altından kalkabileceği bir sorun. " değil diyen Emine Erdoğan Hanımefendi, "O zaman, aramızdaki diyaloğu arttırmalı ve mesajımızı her kulağın işitmesini sağlamalıyız. Gün gelip de tabiat harikalarımızın, bir varmış, bir yokmuş, diye başlayan masallara karışmaması bu çabaya bağlı. İnanıyorum ki böylesi projeler, bu farkındalığı artırmaya vesile olacaktır. " ifadesini kullandı.

Van Gölü'nün korunması amacıyla başlatılan bu projenin her daim destekçisi olacağını aktaran Emine Erdoğan Hanımefendi, "Yeter ki, kurumlarımız doğru işler yapsınlar. Bakanlığımız, belediyelerimiz, üniversitelerimiz iş birliği içinde olsunlar. İnşallah bir daha ki gelişimizde kayda değer sonuçlar görmeyi umut ediyorum. " dedi.

Daha sonra konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum çevre yatırımlarının süreklilik arz ettiğini belirterek, "Yerel yönetimlerimizin vazifesinin başlamış bir çevre yatırımını durdurmak değildir. Kritik önemi haiz arıtma tesisi projelerini engellemek hiç değildir. Tam aksine yerel yönetimlerin görevi şehrini, kıyılarını, daha temiz, daha yaşanabilir kılmak için bu çevre yatırımlarına öncelik vermektir. " dedi. Sempozyuma katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi'ye Van Gölü çalışmaları başta olmak üzere tüm çevre projelerine destek verdiği için teşekkür eden Bakan Bakan Kurum, Anadolu'nun fethinin sevgi ve şefkatle gerçekleştirildiğini, bu sevginin, gökte uçan kuşun, deryada yüzen balığın, toprakta biten nebatın bile hakkını binlerce yıl boyunca hep tanıdığını belirtti.

Bakan Kurum, ecdadın canlı cansız tüm varlık alemine karşı beslediği şefkati, çıkardığı kanunnamelerle, kurduğu vakıflarla koruduğunu vurguladı.

Son iki yüzyıldır süre gelen sanayileşme faaliyetleri nedeniyle doğa ve insan arasındaki dengenin bozulduğuna dikkati çeken Bakan Kurum, dünyanın geleceğini ve insan hayatını tehdit eden çevre kirliliği, küresel ısınma, su kıtlığı, tarımsal ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi çevre sorunlarıyla karşı karşıya olduklarını aktardı.

Türkiye'de son 20 yılda sahip oldukları doğa hassasiyetiyle çevre konularında çok önemli projeler gerçekleştirdiklerini, önemli adımlar attıklarını kaydeden Bakan Kurum, şöyle konuştu:

"5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde bu projelerimizin bir kısmını yine milletimizin hizmetine sunacağız. Van Gölü koruma çalışmalarımız, bu büyük yeşil yatırımlarımızın başında geliyor. 600 bin yaşındaki Van Gölümüz, bu topraklarda yaşamış medeniyetlere ait pek çok sırrı da bağrında saklıyor. En son NASA'nın düzenlediği yarışmada da gördük ki Van Gölü, adaları, koyları, sahilleri, mavi ve turkuaz rengiyle bütün dünyayı kendisine hayran bıraktı. Şimdi bu güzelliğe yeni güzellikler katmak, Van Gölü'nün, ekosistemini, balıkları ve tüm canlıları, zengin biyolojik çeşitliliği ve endemik türleri en güzel şekilde korumak adına, çok kapsamlı bir çevre koruma projesini başlatıyoruz. Bu projemizle, Van ve Bitlis'te mevcut atık su arıtma tesislerini iyileştiriyoruz. Şu an 14 yerel yönetim var. 8'inde atık su arıtma tesislerini tamamladık. Kirliliğin sebebinin en büyüğü Van ilimizdi. Bu kapsamda Van Merkezi İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisini birazdan devreye alacağız. Diğer illerdeki çalışmalarımız da İller Bankası Genel Müdürlüğümüz, Valiliklerimiz ve yerel yönetimlerimizle birlikte yürütülmektedir. Buradan vatandaşlarımıza, 2022 yılı sonuna kadar tüm bölgedeki atık su arıtma tesislerini tamamlayarak, bütün nüfusa hizmet verecek şekilde imalatları yürüteceğimizi ifade etmek isterim. Van Merkezi İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisini, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifleriyle 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde açılışını gerçekleştireceğiz. Dip Çamuru temizliği ki yaklaşık 436 bin metreküplük bir dip çamuru söz konusu. Bu çamuru temizleyecek çalışmalara bugün itibarıyla başlıyoruz. Böylece şehirdeki koku problemini de tamamen ortadan kaldırmış olacağız. "

Van Gölü'nün kirlilik kaynaklarından biri olan göl kıyısındaki ahırların 258'ini yıktıklarını, bu ahırları kuracakları "Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi"ne taşıyacaklarını anlatan Bakan Kurum, Van Entegre Katı Atık Yönetim Tesisini kurarak düzensiz çöp döküm sahasını ıslah edeceklerini dile getirdi.

Van ve Bitlis belediyelerine çevre temizlik araçları, kanalizasyon, atık su arıtma tesisi ve içme suyu gibi altyapı yatırımlarına 419 milyon lira finansman desteğinde bulundukları bilgisini paylaşan Bakan Kurum, Van Gölü'nün çevre düzenlemeleriyle, bisiklet ve yürüyüş yollarıyla, temizliğiyle, canlı hayatıyla, masmavi sularıyla dünyanın göz bebeği, bir cazibe merkezi olacağını vurguladı.

Tüm ülkelerin çevre sorunları karşısında "çevre" ve "kalkınma" olgularını birlikte ele aldığını, sürdürülebilir çözümler ürettiğini aktaran Bakan Kurum, evlatlarının geleceği için ülke olarak yeşil projeler gerçekleştirdiklerine işaret etti.

Birleşmiş Milletler tarafından ödüllendirilen, Türkiye'nin en prestijli çevre hareketi olan "Sıfır Atık Projesi"ni Emine Erdoğan Hanımefendinin himayesinde başarıyla yürüttüklerine dikkati çeken Bakan Kurum, şu bilgileri verdi:

"Sıfır Atık Projemizle sadece 3 yılda 17 milyon ton kullanılabilir atığı geri dönüştürdük, ekonomimize 17 milyar lira katkı sağladık. Çalışmalarımızla tam 209 milyon ağacın kesilmesini engellemiş olduk. Halihazırda yüzde 13 olan geri kazanım oranını yüzde 19'a çıkardık. 2023 yılında ise bu oranı yüzde 35'e, 2035'te yüzde 60'a çıkaracağız. Projeyle hedefimiz, 2023 yılına kadar 100 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamaktı. 60 bin kardeşimizin sıfır atık uygulamaları kapsamında çalışmaya başlamasını sağladık. 2023 hedefimizi de güncelliyoruz, 150 bin kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz. Bu kapsamda 20 milyar lira tasarruf hedefimizi de 30 milyar liraya çıkarıyoruz. Yakın zamanda kurduğumuz Türkiye Çevre Ajansımızla birlikte projemizin yaygınlaşmasına ve atık yönetiminde önemli bir ivme kazandırmış olacağız. "

Van Gölü gibi birbirinden kıymetli doğal varlıkları koruma altına aldıklarını, milyonlarca metrekare büyüklüğünde millet bahçeleriyle, ekolojik koridorlarla ülkeyi yeşil ağlarla ördüklerini belirten Bakan Kurum, kilometrelerce uzunluktaki bisiklet yolları, yeşil yürüyüş yolları ve çevre dostu sokaklarla vatandaşlara daha sağlıklı şehirlerde yaşama imkanı sunduklarını ifade etti.

Bakan Kurum, 2000 yılından bu yana atık su arıtma tesisi sayısını 8 kat artırdıklarını, arıtılmış atık suyun geri kullanım oranını yüzde 3, 2'ye çıkardıklarını ve yüzde 5 hedefine doğru yürüdüklerini söyledi.

Türkiye'nin 8 büyük havzasında su kalitesini iyileştirmek için yürüttükleri altyapı yatırımlarına kararlılıkla devam ettiklerini aktaran Bakan Kurum, şöyle devam etti:

"Beyşehir, Meke, Mogan ve Salda gibi yüzlerce gölümüzde doğa koruma çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkemizin tarihsel sorumluluğu yok denecek kadar az olmasına rağmen iklim krizi ile mücadele yolunda başarılı adımlar atıyoruz. Olumsuz etkilerini yoğun bir şekilde yaşadığımız iklim değişikliğinin su kaynaklarımızı da ciddi şekilde etkilediğine hep birlikte şahit oluyoruz. Bunun, en son en üzücü örneğini, Marmara Denizimizde görüyoruz. İklim değişikliği nedeniyle deniz suyu sıcaklığındaki artış, denizdeki durağanlık ve kirlilik, müsilajın, yani deniz salyasının artmasına temel neden olmuştur. Ekiplerimizle kirliliğe ve müsilaja neden olabilecek tüm arıtma tesislerinde denetimlerimizi başlattık. Denizin farklı noktalarından numuneler alıyoruz. Denetimlerimizi en kısa sürede neticelendireceğiz. İklim değişikliğinin etkilerini ortadan kaldırmalıyız, fakat kirlilikle hep birlikte mücadele ederek ancak başa çıkabiliriz. Bu mücadelenin yolu da atık sularımızı arıtmaktan geçiyor. Her zaman söylüyoruz, çevre yatırımları süreklilik arz eder. Yerel yönetimlerimizin vazifesi başlamış bir çevre yatırımını durdurmak değildir. Kritik önemi haiz arıtma tesisi projelerini engellemek hiç değildir. Tam aksine yerel yönetimlerimizin görevi şehrini, kıyılarını, daha temiz, daha yaşanabilir kılmak için bu çevre yatırımlarına öncelik vermektir. "

Bakanlık olarak koordinasyon, denetleme, yönlendirme vazifelerinin olduğunu vurgulayan Bakan Kurum, "Bu nedenle, 4 Haziran'da bakanlıklarımız, belediyelerimiz, akademisyenlerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımızla deniz kirliliği ve müsilaj problemine yönelik, sadece bugünümüzü değil, Marmara Denizi'nin yarınlarını kurtaracak bir çalıştay yapacağız. Marmara Belediyeler Birliğimiz ve belediye başkanlarımızla 6 Haziran'da gerçekleştireceğimiz toplantıda, çalıştay sonuçlarını milletimizle paylaşıyor olacağız. Bu eylemleri de hızlıca yerel yönetimlerimizle birlikte hayata geçireceğiz. İnşallah yürüttüğümüz tüm bu projelerle, yapacağımız çalışmalarla, güzel evlatlarımız için daha yaşanabilir bir dünya, daha temiz bir ülke bırakmak hedefiyle çalışmalarımızı sürdüreceğimizi ifade ediyorum. " diye konuştu.

Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez ise Van Gölü Havzası Koruma Eylem Planı ve Uygulama Programı kapsamında düzenlenen böyle önemli bir sempozyuma ev sahipliği yapmanın heyecan ve mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.

Ekolojik değere sahip bir dünya markası olan Van Gölü'nün bütün yönleriyle bu sempozyum da masaya yatırılacağını ve sonucunda Van Gölü hakkında bilimsel verilere dayanan önemli bir kaynağın ortaya çıkacağına inandığını ifade etti.

Van Gölü'nün uzaydan çekilmiş fotoğrafının NASA tarafından düzenlenen yarışmada finale kaldığını hatırlatan Vali Bilmez, Sayın Hanımefendi zatıalilerinizin finalde kampanyaya öncülük etmesiyle, Van Gölü fotoğrafı büyük farkla birinci oldu. Bu yarışma, Van depreminde olduğu gibi Milletimizin Van Gölü için kenetlenmesini sağladı. Aynı zamanda Van Gölü'nün tanıtımına da büyük bir katkı sundu.

Başta zatıalileriniz olmak üzere, kampanyaya destek veren herkese şükranlarımızı sunuyoruz" dedi.

Van Gölü'nün kirliliğine neden olan etkenleri anlatan Vali Bilmez, "Gölümüzün kirlenmesine neden olan en önemli etken, çevresindeki yerleşim yerlerinin sebep olduğu evsel ve katı atıklardır. Van merkezin günlük 105 bin metreküp olan atık suyunun yaklaşık yüzde 20'si arıtılmakta, geri kalanı doğrudan Van gölüne akıtılmaktadır. Bu durum Van sahili başta olmak üzere Göl'de büyük bir kirlenmeye yol açmaktadır. İller Bankası'nın sağladığı kredi ile Büyükşehir Belediyemiz tarafından yaklaşık 3 yıl önce yapımına başlanan Van Merkez İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi, 180 Milyon liraya mal oldu. Tesisin faaliyete alınmasıyla, Van Gölü kirliliğinin önüne geçilmesinde en büyük adım atılmış olacaktır. Tesisimizin günlük arıtma kapasitesi 200 bin metreküptür. Arıtma Tesisimiz, mevcut atık suyun iki katı kadar, atık suyu arıtabilecektir. Bu da, Tesisimizin önümüzdeki 50 yıl boyunca Van'ın ihtiyacını rahatlıkla karşılayacağını öngörüyoruz. Ayrıca bu yıl, merkez ilçe belediyelerimizle birlikte Üniversite kampüsüyle Havaalanı arasındaki sahil bandında bulunan 300'e yakın ahırın yıkılmasıyla, Van sahilini kirleten önemli bir etken daha ortadan kaldırılmıştır. Arıtma tesisinin faaliyete alınmasından sonra Van halkının bizden en büyük talebi, yıllardır göle akan atık suyun kıyı şeridinde oluşturduğu dip çamurunun temizlenmesidir. Sayın Hanımefendi bu konuda da zatıalinizin ve Sayın Bakanımızın desteklerini bekliyoruz.

Ekolojik değere sahip bir dünya mirası olan Van Gölü'nün gelecek nesillere devredilmesi için çalışacaklarını ifade eden Vali Bilmez, "Göl etrafında çarpık yapılaşmanın önüne geçmek ve gölün tekrar kirlenmesini önlemek için Van Gölü Havzasının bütüncül bir açıdan yönetilmesi büyük önem arz etmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın koordinesinde oluşturulacak bir Alan Yönetimi tarafından, havzanın her ölçekteki imar planları yapılarak göl havzasında çarpık yapılaşmanın önüne geçebiliriz. Oluşturulacak Alan Yönetimi, gölün kirlenmesine sebep olan gerçek ve tüzel kişilere cezai işlem uygulayabileceği gibi gölün temiz tutulmasını sağlayacak mahalli idare projelerine destek de verebilir. Ayrıca Merkezi Bütçeye yük getirmemek için Alan Yönetiminin Bütçesi, havzadaki mahalli idarelerin genel bütçe vergi gelirlerinden aldıkları paylardan belli oranda yapılacak kesintilerle sağlanabilir. " şeklinde konuştu. Vali Mehmet Emin Bilmez konuşmasını şöyle tamamladı:

"Van Gölü'nün korunması için ilgili birimlere talimat veren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile projeyi birebir himaye eden Kıymetli Eşleri Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'ye; şahsım, Van ve Bitlis halkı adına şükranlarımı arz ediyorum. Van Gölü Havzası Koruma Eylem Planı ve Uygulama Programı kapsamında büyük emek veren başta Sayın Bakanımız ve ekibi olmak üzere tüm paydaş kurum ve kuruluşların temsilcilerine, Sayın Van ve Bitlis Milletvekillerimize, projenin koordinesinde görev alan Sayın Cumhurbaşkanımızın Başdanışmanına ve havzada görev yapan mülki erkan ile belediye başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Ayrıca Sempozyumu düzenleyen tüm paydaşlara ve katkı sunan herkese teşekkür ediyor, sempozyumun hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli ise sempozyumun öneminde değinerek, "Sempozyuma katkı sunacak olan 60 bilim insanıyla birlikte amacımız, sadece Van ve Bitlis için değil Türkiye ve dünya için önemli bir ekolojik değer olan Van Gölü hakkında bilimsel verilere dayanan bir bilgi havuzu oluşturmak, master planına zemin hazırlamaktır. Bütün dünyanın artık yakından tanıdığı Van Gölü'nü ve kıyılarını korumak, sahip olduğumuz bu eşsiz mirası gelecek nesillere bırakmak bizim için büyük bir sorumluluktur. " ifadelerini kullandı.

Programa Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'nin yanı sıra Bitlis Valisi Oktay Çağatay, AK Parti Van Milletvekilleri Osman Nuri Gülaçar, İrfan Kartal ve Abdulahat Arvas, AK Parti Bitlis Milletvekili Vahit Kiler, Cemal Taşar, Van Cumhuriyet Başsavcısı Oğuzhan Dönmez, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, Edremit Belediye Başkanı İsmail Say, Tuşba Belediye Başkanı Salih Akman, Gürpınar Belediye Başkanı Hayrullah Tanış, AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu katıldı.

Konuşmaların ardından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Şevli, Emine Erdoğan Hanımefendi'ye ye Van Gölü fotoğrafı hediye etti.

Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan'ın "Van Gölü Sualtı" temalı fotoğraf sergisini de gezen Emine Erdoğan ve Bakan Kurum'a Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar, Vali ve Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, eşi Meral Bilmez, AK Parti Van milletvekilleri, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gülşen Orhan, AK Parti İl Başkanı Kayhan Türkmenoğlu, Edremit Belediye Başkanı İsmail Say ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Genel Sekreteri Halil İbrahim Güray da eşlik etti.

Sempozyumdan sonra Emine Erdoğan Hanımefendi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Vali Mehmet Emin Bilmez, Eşi Meral Bilmez ve beraberindekiler Van Merkez İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisinde inceleme yaparak tesis hakkında bilgi aldı.

Emine Erdoğan Hanımefendi ve beraberindeki heyet, daha sonra tekneyle Van Gölü gezisi gerçekleştirdi.

Buradan Edremit İlçesi'ndeki Kocaeli parkına geçen Emine Erdoğan Hanımefendi, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Vali Mehmet Emin Bilmez, eşi Meral Bilmez ve beraberindeki heyet fidan dikimi gerçekleştirerek göl kıyısında temizlik etkinliğine katılıp Van programını tamamladı.

Kaynak: Habermetre / Toplum
title