Tüm Dünyayı Tedirgin Eden İddia: Kuzey Pasifik'teki 'Nükleer Tıpa' Sızdırıyor
Kuzey Pasifik'te bulunan ve içinde nükleer denemelerden kalan atıkların bulunduğu kubbede çatlaklar oluşması, insanları fazlasıyla endişelendirmeye başladı.
İkinci Dünya Savaşı'nın en yıkıcı silahı, tartışmasız şekilde atom bombasıdır. Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan atom bombalarının gücü, soğuk savaş döneminde çeşitli ülkeleri nükleer silahlanmaya itmişti.
Yapılan nükleer silah denemelerinin ardından geriye büyük miktarda nükleer ya da radyoaktif atık kaldı. Bu denemelerden biri olan 'kaktüs' bomba testi, 1958 yılında Marshall Adaları'nda gerçekleştirildi. Testten 20 yıl kadar sonra da deneme bölgesinin üstü beton bir kubbe ile kapatıldı.
BM yetkilisi Anonio Guterres tarafından "bir çeşit tabut" olarak tanımlanan bu kubbe, radyoaktif atıklarla dolu ancak güvenli bir yapı olarak görülüyordu. Kubbenin 45 santimetre kalınlıktaki yapısı çatlaklarla doldu. Daha da korkutucu olan ise, 115 metre çapındaki kraterin asla düzeltilmemiş olması. Yani üst tarafı dev bir beton parçasıyla kapatmış olmalarına rağmen alt kısım için hiçbir çalışma yapmamış olan dönemin yetkilileri, radyoaktif atıkların adanın mercan kayalıklarına etki etmesine ve okyanusa karışmasına çoktan sebep olmuş olabilir.
Normal şartlar altında, ikinci ve biraz daha geniş, daha sağlam bir kubbe yapmak şu anki sorunun çözümünü sağlayabilirdi. Bu basit çözümün önündeki engel ise küresel ısınma. İklimdeki hızlı değişmeler, yükselen deniz seviyesi gibi tehditler durumu çıkmaza sokuyor. Üst üste kubbe de yapsanız deniz seviyesi yükseldiğinde kubbenin yapısı tehlikeye düşecektir. Hepimizin bildiği üzere okyanus betondan güçlüdür.
Marshall Adaları, 1947-1958 arasında ABD'nin yaptığı nükleer bomba denemelerine ev sahipliği yapıyordu. Enewetak ve Bikini mercanadaları bu bomba denemelerinden dolayı büyük zarar görmüştü. O zamandan beri bu bölge, ABD'nin yarattığı karışıklık sembolü olarak biliniyor. Hatta Süngerbob serisinin geçtiği Bikini Bottom'un bu adanın altında olduğu ve oradaki garip yaşamın nükleer denemeler sonucu ortaya çıktığı iddia edilen teoriler de var, o kadar yerleşik bir bilgi bu.
ABD bölgeden çekildikten sonra yapılan tazminat ödemelerinde anlaşılmıştı ancak ABD, ödemeleri garip taksitlerle ve sıkıntılı şekilde gerçekleştirdi. Bu yüzden de bölgede ABD'ye karşı genel bir güvensizlik durumu söz konusu. Kaldı ki ABD'nin bölgedeki davranışları, Birleşmiş Milletler'in de tepkisini çekmiş durumdaydı. Marshall Adaları yöneticileri de bu konuyu dünyanın gündemine getirmeye çalışıyor. ABD, kubbenin olduğu bölgede denetimleri kendi elinde tutuyor ve yapının bağımsız şekilde incelenmesine karşı çıkıyor.
Kubbenin tamamen çökmesi ya da parçalanması durumunda ne olacağı ise bilinmezliğini koruyor. Pasifik Okyanusu yer yer nükleer atıklar ve nükleer denemeler yüzünden zarar görmüş durumda bulunuyor. Kubbenin altındaki bütün atıkların yeryüzüne çıkması ile birlikte ortaya çok büyük bir felaket çıkabilir.
Marshall Adaları Dışişleri Bakanı John Silk, Runit Kubbesi adlı kubbenin "bir gün bütün herkesin tabutu olmamasını umalım" diyor.