Sinema ve Oyunlar Hakkında
Sinema ve Oyunlar Yıllarca hayranlık duyarak oynadığımız efsanevi oyunların beyaz perde üzerinde ne kadar da saçma bir hale geldiğine pek çok örnek ile tanıklık ettik. Oyunda gerek hikayesi, gerek atmosferi ve gerekse karakterleri ile bizi kendisine hayran bırakan yapımların sinema projesine çevrilmesi elbette ki her oyuncunun heyecanlanmasına neden olacak bir şeydir.
Sinema ve Oyunlar
Yıllarca hayranlık duyarak oynadığımız efsanevi oyunların beyaz perde üzerinde ne kadar da saçma bir hale geldiğine pek çok örnek ile tanıklık ettik. Oyunda gerek hikayesi, gerek atmosferi ve gerekse karakterleri ile bizi kendisine hayran bırakan yapımların sinema projesine çevrilmesi elbette ki her oyuncunun heyecanlanmasına neden olacak bir şeydir. Lakin durum maalesef gerekleştiği zaman ortaya hiç de heyecan verici bir şey çıkmıyor…
Max Payne, Hitman, Doom ilk etapta aklıma gelen ve beyaz perde üzerinde rezil rüsva edilmiş projelerin başında geliyor. Bazen insan hayrete düşmüyor değil, hani bunu yapmak bu kadar zor mu? Hele ki bu işler için bu kadar büyük bütçeler ayrılmışken, ortada bu kadar büyük reklamlar dönüyorken. Aslına bakarsak bu durum sadece oyunlarla da sınırlı kalmıyor, çok ünlü çizgi roman, kitap ve animasyonlar için de geçerli bir şey bu! Bu konular içinse benim asla kabul edemeyeceğim ve her zaman rahatsızlık duyacağım seri Dark Knight üçlemesi olacaktır… Gerek yanlış yönetmen seçimi, gerek yanlış oyuncu seçimi ve gerekse hikayenin adeta sinemaya uygun hale getirilmesi için katledilmesi. Hatta bu üçleme ile birlikte genç nesiller ya da daha önce hiç Batman okumamış, izlememiş insanlar Batman'i ve hikayesini bu filmlerde sunulduğu gibi öğrendi ve bunu doğru sandı… Neyse, bu konuda söyleyebileceğim çok şey var ama elbette ki bizim bu yazıda konumuz OYUNLAR!
Demin saydığım filmlerden en günceli sanırım Hitman olacaktır. Geçtiğimiz sene vizyona giren film hakkında aslına bakarsak zaten benim herhangi bir beklentim yoktu. Vasat seviyede bir proje olduğu zaten başından beri belli bir şeydi benim için. Sırf Agent 47'yi canlandıran oyuncu bile zaten bunu düşünmem için yeterli olmuştu. Burada işte bizlerin en çok merak ettiği şey; Neden ana hikayeye, senaryoya sadık kalınarak bir film yapılmıyor? Aslına bakarsak bunun da yanıtı oldukça basit gibi görünüyor. Çünkü eğer tamamen oyunda kullanılan hikaye ve karakterler bu projelere aktarılmaya çalışılırsa, sadece bu oyunun hayranlarını etkileyecektir. Aslına bakarsak mantıklı olanı da bu gibi görünüyor olabilir ama tabi ki firmalar için bu projelerde hayranların ne düşündüğü değil, ne kadar çok gelir elde edecekleri ön planda olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Düşünsenize film boyunca asık bir surat ile ve neredeyse hiç konuşmayan bir Agent 47 olduğunu… evet, düşündüm ve yine de mükemmel bir fikir gibi geldi.
Sinema ve Oyunlar
Burada diğer bir konuda sonuçta bu yapımların arkasında hikayenin yazarı ya da yapımın haklarına sahip olan devasa firmalar bulunuyor. Peki onlar bu konularda nasıl bu kadar umursamaz davranabiliyor? Hikayenin, karakterlerin bozulmasına nasıl bu denli izin verebiliyorlar? Yine dönüp dolaşıp geldiğimiz yer maalesef ki para, para ve para. Aynı durum zaten dikkat ederseniz ki yıllardır süren oyun serileri için de geçerli bir hal alıyor. Sanki Call of Duty, Battlefield, Assassin's Creed gibi serilerin yapımcıları yıllardır aynı şeyleri insanlara sunduğunun farkında değil mi? Tabi ki de farkında, hatta bu konuyla ilgili bir kaç yıl evvel Infinity Ward ekibinden bir geliştiricinin muazzam bir açıklaması vardı. Açıklamayı kısaca özetlemek gerekirse; Infinity Ward ve Activision'ın bile bir Call of Duty oyununda üst üste 2-3 yıl hata yapma şansı bulunmuyor. Bir oyuna yenilik katmak, köklü değişiklikler yapmak elbette ki sadece bizlerin değil, geliştiricilerin de aklına geliyor ama insanlar bu serileri zaten bu halleriyle oynuyor ve seviyor. Bunlarda yapılacak yanlış bir değişiklik her şeyin tepe taklak olmasına neden olabilir ve bu da böylesine büyük bütçeli oyunlar geliştiren firmaların asla almak istemeyeceği risklerdir.
Durum bu şekilde olunca tabi, aynı şey işte sinema filmleri için de geçerli bir hale geliyor. Yakın zamanda heyecanla beklenen iki tane daha büyük çaplı film geliyor. Bunlardan ilki elbette ki Warcraft, ikincisi ise Assassin's Creed. Warcraft her ne kadar gösterilen fragmanlarda özüne oldukça bağlı ilerleyecek bir şekilde gibi duruyor olsa da aynı şeyi maalesef bir Ubisoft hayranı olmama rağmen Assassin's Creed için söyleyemeyeceğim. Belki filmin yönetmeni, yazarları ve Ubisoft bizi şaşırtmayı başarır ama dediğim gibi maalesef ki ben çok umutlu değilim bu seri için. Seri diyorum, çünkü daha ilk film bile vizyona girmeden Ubisoft Assassin's Creed'in bir seri olacağını ve 2. filmi de duyurdu.
Warcraft filminden ise beklentim gerçekten yüksek, her ne kadar filmde beni rahatsız edecek gibi görünen pürüzler bulunuyor olsa da Blizzard'a ve Legendary'e güvenmek istiyorum. Fragmanlarda ise beni rahatsız eden sorun, dikkatli veya mükemmeliyetçi herkesin zaten çoktan gözüne batmış durumda. 3D mekan ve modellemeler gerçekten de muazzam fakat o mekanlara gerçek oyuncuların oturtulması konu olduğu zaman, gözü rahatsız eden ışıklandırmalar direk dikkat çekiyor ve bu konuda ciddi kaygılarım var. Hatta bir süre evvel Blizzard ve Legendary'de bu konuyla ilgili ufak bir açıklama yapmışlardı. O fragmanlarda bize sunulan sahnelerin halen daha tamamlanmamış olduğunu ve bu durumun filmde söz konusu olamayacağını belirten firmalar, umuyorum ki yanılmamıza neden olmaz ve bizlere harika bir Warcraft serisi sunarlar. Bildiğiniz gibi bu ilk film Warcraft I ve II üzerinden ilerleyecekken, gelecek olan diğer iki film ise tamamen Warcraft III'e odaklı bir halde olacak.
Bunların dışında henüz çıkış tarihleri ve ne durumda oldukları bilinmese de gelecek olan pek çok oyun filmi de söz konusu durumda. Splinter Cell, Deus Ex, The Last of Us, The Witcher, Far Cry vs. vs. diye uzar gider bu liste. Açıkçası beni bu listede de en çok heyecanlandırmayı başaran isim kesinlikle The Witcher oluyor. Arkasında efsanevi bir hikayeye sahip olan oyunları, kitaplar varken, böylesine etkileyici bir dünyayı umarım başarılı bir şekilde sinema hayranlarının ve oyuncuların karşısına çıkartacaklardır. Tabi bu listede bulunan yapımları görmemiz belki de yıllar alacak ama şuan yapabileceğimiz şey ise sadece heyecanla beklemek.
Bir sonraki yazımda görüşene kadar, hepinize bol oyunlu ve eğlenceli günler dilerim.
Habere ulaşmak için- turkishplayer.com