O Uygulamaları Kimler Yaptı?
Bu uygulamaların hepsini de çok sevdik ama yapımcılarının kim olduğunu biliyor muyuz?
Mobil uygulamalar yazılım dünyasını kökünden değiştirdi. Bir zamanlar masa üstü bilgisayarlarımız için hazırlanan ağır, pahalı ve hatta zor ulaşılır yazılımların yerince cep telefonlarımızdan ve tabletlerimizden, sayısız minik uygulamaya, hızlı bir şekilde, çok ucuza hatta ücretsiz olarak ulaşabiliyoruz ve hemen kullanmaya başlayabiliyoruz.
Bu yeni dünyada elbette çok popüler olan, on milyonlarca kez download edilen bazı fenomen uygulamalar da ortaya çıktı ki, onların çoğunu hepimiz biliyoruz: Angry Birds, Flappy Bird, Minecraft, Instagram, WhatsApp ve diğerleri...
Peki ama bu uygulamaların yapımcılarını hiç merak ettiniz mi? Bir çoğu dolar milyarderleri statüsüne yükselen bu genç girişimciler ne yer, ne içer, nasıl yaşar? İşte bu detayları mercek altına aldık. Sonraki sayfalarımızda okuyabilirsiniz...
Minecraft'ı mutlaka duymuşsunuzdur. 1980'lerin grafik kalitsiyle üretilmiş bir açık dünyada, yeri kaza kaza maden çıkarıp üretim yapıyorsunuz ve ürettiğiniz madenlerle inşaat yapıyorsunuz. Konu çok parlak değil gibi görünüyor ama oyun çok sürükleyici ve hatta heyecanlı zira akşam olunca canavarlar yaptığınız her şeye saldırıyor. Siz de kendinizi korumak için savaşmaya başlıyorsunuz. Dünya çapında bir fenomen haline gelen Minecraft'ın yapımcısı Markus Persson, oyundan kazandığı para ile Stockholm'un en pahalı evini satın aldı. Şirket çalışanlarına 3 milyon dolar prim dağıttı ve şimdi de oyunu satın almak isteyen Microsoft ile görüşüyor. Eğer Microsoft Markus'un teklifini kabul ederse, Markus Persson, dünyayı dolaşmak, Monte Carlo'daki lüks otellerde partiler vermek için banka hesabında fazladan 1.5 milyar dolara daha sahip olacak.
Jan Koum, WhatsApp isminde bir anında mesajlaşma uygulaması geliştirmeye karar verdiğinde onun bir gün 600 milyondan fazla insana ulaşacağını ve kullanıcı sayısını görünce çılgınlar gibi hırs yapan Facebook'un kurucusunun onu satın almak için masaya 19 milyar dolar koyacağını tahmin etmemişti. Ama olaylar tam olarak böyle gelişti.
Jan Koum, Ukrayna'da Sovyetler Birliği döneminde doğup büyüdükten sonra Sovyet'lerin dağılması ile batıya gidebilip de bulaşıkçılıktan öte bir kariyer yapabilen ve kendini eğiten şanslı azınlığın arasındaydı. 90'lı yıllarda Ukrayna'da bir geleceği olmadığını fark edip ABD'ye iltca ettiğinde henüz 19 yaşındaydı.Uzun yıllar yardım derneklerinden yemek yiyerek ve indirimli yemek kuponları biriktirerek aç kalmaktan kurtuldu. Bu sırada San Jose Üniversitesinden de atıldı. Diğer bütün başarılı patronlar gibi, Üniversite'den atılınca şansı döndü ve artık güzel işler yapmaya başladı. Yahoo'da işe girdi, yazılım konusunda uzmanlaştı ve 2009'da bir gün WhatsApp'ı yazıp yayınladı.
WhatsApp'ın ilk dönemlerinde, diğer sosyal ağların ve popüler uygulamaların sahiplerinin aksine, medya önüne çok çıkmaması ve gözlerden uzak yaşaması da büyük merak uyanmasına neden olmuştu. Belki, başarısının arkasındaki detaylardan biri de budur.
Bir de şu detayı unutmamak lazım, Jan Koum birlikte çalıştığı iş arkadaşlarına, maaş verdiği modern köleler gibi bakmayıp onları başarının ortağı gibi gördü ve Facebook'la yaptığı 19 milyar dolarlık anlaşmadan aldığı paranın 3 milyar dolarını, böyle bir şey yapmaya mecbur olmamasına rağmen, şirketin 50 çalışanına dağıtarak onları da zengin etti ve bir anda iş dünyasında çalışan herkesin kahramanı haline geldi.
Mike Krieger ve Kevin Systrom, amatör fotoğrafçılığı tamamen değiştiren ve artık neredeyse cep telefonu olan herkesin kendini fotoğraf sanatçısı gibi hissetmesini sağlayan Instagram'ı yarattıklarında fotoğraf makinelerine ve fotoğraf eğitiminde binlerce dolar döken binlerce insanı da farkında olmadan kendilerine düşman ettiler zira artık bir ilkokul çocuğu bile basit bir iPhone ile, herkesi heyecanlandıran güzellikte fotoğraflar yaratabiliyordu.
İkili'nin, Jan Koum kadar şanslı olmadığını da söylemek mümkün zira Instagram'ı Facebook'a sattıklarında Zuckerberg'den sadece 500 milyon dolarcık koparabildiler. Hatta, ilerleyen dönemlerde, Facebook'un WhatsApp'a 19 milyar dolar ödediğini duyduklarında iki kafadarın saçlarını başlarını yoldukları ve Instagram'ı çok ucuze verdikleri için pişman oldukları söylenir.
Peki, kazandıkları parayla ne yaptılar?
Bütün şirket çalışanlarını lüks bir tatil beldesinde bir aylık tatile götürdüler. Kendileri de o günden beri Paris, Tokyo ve NewYork arasında dolaşıp hayatın tadını çıkarıyorlar. Tabi bu ziyaretler sırasında yeni iş ilişkileri kurduklarını ve ileride yeni projelerle karşımıza çıkacaklarını tahmin edebilirsiniz. Sadece doğru zamanı bekliyorlar.
Zengin olan uygulama geliştiricileri arasında öyküsünü en çok kıskanacağınız kişinin Flappy Bird'in geliştiricisi Dong Nguyen olduğunu fark edeceksiniz. Dong, Vietnam'da yaşayan, hepimiz gibi evinde oturup televizyon seyreden, kalkıp okula giden, okulda öğretmenlerinden azar işittikten sonra stajyer olarak çalıştığı oyun geliştirme şirketine gidip Facebook'ta arkadaşlarının fotoğraflarını beğendikten sonra tekrar evine dönen ve televizyon seyretmeye devam eden herhangi bir gençtir.
Ancak kader onun başına ağ örmeye kararlıdır ve Dong bir akşam evde oturmuş tavuklu noodle yerken Angry Birds'in çok kompleks bir oyun olduğunu düşünüp daha basitini yapmak ister ve bilgisayarını açıp iOS programlamayı öğrenmeye başlar. Öğrendiği dili test etmek için de, dünyada görebileceğiniz en basit oyunlardan birini üç gün içinde yapar: Flappy Bird...
Hatta oyun o kadar amatörcedir ki, Dong oyunun grafiklerini bile, bilgisayarında kurulu diğer oyunların dosyaları arasından çalar. Sonuçta ortaya, beton kolonların arasından uçmaya çalışan minik, şapşal, aptal, yeteneksiz bir kuşun bitmek bilmeyen öyküsü çıkar. Oyuncuların da tek yapması gereken, belli bir ritimle ekrana dokunmaktır.
Bu oyunu Apple Store'da ücretsiz olarak yayınlayan Dong, elbette kimseyi etkileyemez. Milletin işi gücü yok da amatör çocuk oyunu mu oynayacak? Zengin olmak o kadar da kolay değil. Peki Dong'un oyunu nasıl olup da bu kadar popüler olur?
Dong, oyununun kategorisini "aile uygulamaları" olarak değiştirir. Bu sırada oyun sosyal medyada birkaç kişinin dikkatini çeker ve alay etmek amacıyla, bu saçma oyunu paylaşırlar. Sonuçta, insanlar önceleri alay etmek için merak ettikleri bu oyuna başlamışken, çekirdek çitlemek gibi, kendilerini durdurmaz bir şekilde oyunla oynamaya devam ederler.
Bir süre sonra da Dong'un Twitter hesabına küfürler yağmaya başlar. Bu sürükleyici ama bomboş, anlamsız, saçma oyunu yaptığı için, oyuna bağımlı olanlar ölüm tehditleri savurmaya başlar. Oyun kısa sürede fenomene dönüşür. Dünya çapında herkes ondan bahsetmeye başlar. Oyun İnternette bir mim haline dönüşür.
Dong önceleri bu tepkilerden çok çekinip oyunu yayından çeker ancak sonra abileri onu akıllandırmış olacak ki, Vietnamlı sıradan bir çocukcağız olan Dong, uygulama içi reklamlardan her gün 50 bin dolar kazacağı oyunu yeniden yayınlar ve o günden bugüne kadar, Vietnam'daki ailesi günde 1 dolar kazanırken o her sabah güne 50 bin dolar daha zenginleşmiş olarak başlar. Bugün serveti on milyonlarca doları geçiyor ve hızla büyümeye devam ediyor.
Evan Spiegel, 23 yaşında üniversiteden yeni mezun bir genç olarak, insanların birbirine mesaj ve fotoğraf göndermesi üzerine kurulu bir uygulama olan Snapchat'i kurdu. Uygulamanın rakiplerinden farklı mesajların ve fotoğrafların 10 saniye içinde silinmesiydi. Bu şekilde, insanlar çılgın anlarının delilleriyle daha sonra yüzleşmek zorunda kalmadan, çok "çılgın" fotoğrafları yayınlamayı çok sevdiler.
Üniversite partilerinden grup seks fotoğrafları mı dersiniz, sevdiği çocuğa aşk ilan eden ürkek kızların romantik fotoğrafları mı dersiniz, aklınıza gelebilecek her türlü "manyakça" fikrin 10 saniyeliğine gerçek olduğu snapchat kısa sürede 100 milyon kullanıcıya ulaştı. Tabi Facebook bunu görünce Evan'a 3 milyar dolar verip uygulamayı Kasım 2013'te satın aldı. Aynı uygulamanın Ağustos 2014'teki fiyatı ise 10 milyar dolara yükseldi.
Evan, temizinden cebine indirdiği 3 milyar dolarcık ile şimdi insanoğlunun evrendeki varoluşunun ağırlığı üzerine uzun uzun düşünmek üzere, uzun bacaklı, ince bilekli ve elbette bikinili onlarca kızla doldurduğu pahalı yatında inzivaya çekilerek turkuaz mavisi sularla çevrili tropik adalarda hayatın anlamını arıyor.