Mark Zuckerberg'in Feci Şekilde Köşeye Sıkıştığı 93 Dakikalık Video

Facebook, Instagram ve WhatsApp gibi platformlar, yeryüzündeki çoğu insanın bildiği, her gün defalarca girip çıktığı yerler. Hayatımıza şöyle bir durup dışarıdan bakınca sosyal medyanın neleri değiştirdiğini görmek zor değil. İnsana ve kültüre dair çoğu gerçekliğin üzerinde gösterilen sosyal medya, kimliklerimizi, sosyal hayatlarımızı, işimizi ve geleceğimizi değiştirdi. Üstelik bu değişimin sınırları da giderek genişliyor.

Nasıl bir değişim yaşadığımız sorusuna verilecek en net yanıt, ABD'de 2016 yılında yapılan başkanlık seçimleri, Hindistan'da insanların yalan haberlere inanarak cinayet işlemesi olarak verilebilir. Mike Zuckerberg ise bu değişimin öncülerinden birisi ve Facebook'un skandallarından dolayı başı büyük dertte. Şirketine yağmur gibi yağan maddi cezaların yanı sıra, bir zamanlar Time'a "Yılın İnsanı" olarak kapak olan Mark Zuckerberg'den eser yok.

Milyarlarca insanın bilgisine sahip olan Zuck, bir nevi yeryüzündeki çoğu devletten güçlü bir pozisyonda. Her gün ne yediğimizi, nerelerde sosyalleştiğimizi bizden daha iyi bilen bir Facebook var. Zuckerberg'in yaşanan bilgi sızıntıları ardından takındığı tavır da bu nedenle çok önemli. Zira bu aşamada işler yapay zekadan, mobil uygulamalardan çıkıp, artık insanlığın geleceğini tartışma noktasına geliyor.

Peki geleceğe ilişkin tartışmalar en iyi kimlerle yapılır? Bunun cevabı da net şekilde, geçmişimize hakim olan tarihçilerdir. Sapiens ve Homo Deus kitaplarıyla bizi insanlığın, toplumun ve yaşam mücadelesinin geçmişine götüren Yuval Noah Harari, kendi alanında Mark Zuckerberg kadar etkili bir isim.

İşte bu iki isim bir araya gelerek, modern insan, insanlığın geleceği, teknoloji ve toplum hakkında 93 dakikalık bir tartışma yaptı:

Zuckerberg'in 2019'u kişisel olarak bir değişim yılı ilan etmesinin ardından gerçekleşen bu

görüşmenin anlamı çok büyük. Zira son yıllarda skandallar yüzünden adeta yerin dibine giren kişisel itibarını kurtarmaya çalışan bir Zuck göreceğimiz kesindi. Sadece kendisini Harari gibi etkili bir isimle tartışırken görmek, oldukça şaşırtıcı bir durum.

Aslında bakacak olursanız, 93 dakikalık bu tartışmanın genelinde Zuckerberg'in pek çok konuda kendisini ve şirketini aklamaya çalıştığını görüyorsunuz. Elbette bir teknoloji patronundan, Harari gibi bir tarihçiyle başa çıkmasını bekleyemeyiz. Nitekim tarihin en etkili simalarından birisiyse, en azından Harari kitaplarının ötesine geçip daha etkili savunmalar yaptığını görmek istersiniz.

Bu tartışmalar, Facebook'a ait platformları kullanan çoğu insanı ilgilendirmiyor olabilir. Nitekim sıradan bir kullanıcı olmanın ötesinde, geleceğe kafa yoran herkesin bilmesi gereken konu başlıkları masaya yatırılıyor. Donald Trump'ın kim olduğunu ABD'ye başkan olduktan sonra değil, önce bilenler kazanıyor.

Artık teknoloji dünyası da politik bir hale geliyor. Bu nedenle Zuckerberg ve benzeri insanların gündem olmalarını beklemeden kim olduklarını bilmek, çok büyük önem taşıyor. Zuckerberg gibi insanların eylemleri, artık dünyayı Trump gibi bir politikacının kararlarından daha çok etkiliyor.

Konuşmanın tamamı çok etkili olsa da en önemli kısımlardan birisi şöyleydi:

Not: Röportajın otomatik çeviri ile altyazılı izleyebileceğiniz videosu içeriğin sonunda.

Mark Zuckerberg:

Geleceğe ilişkin en çok endişelendiğim konuların başında veri güvenliğimiz geliyor. Buna tüm ülkelerdeki veriler dahil. Avrupa gibi ülkelerde insanlar, veri güvenliğine ilişkin süreçlere hakimler, kendi aralarında konuşuyorlar. Şirketlerin verileri yerel olarak saklamaması gerektiğini savunuyorum.

Yabancı bir ülkede sakladığınız verilere, o ülkenin ordusu gelip el koyabilir. Bazı otoriter ülkelerde bunu görüyoruz. Veri yerelleştirme polikaları yüzünden şirketler, ellerindeki bilgiyi kaptırabilir. Bu ihtimalin yaşandığı bir geleceği gerçekten kötü olarak görüyorum. Otoriter devletler, yabancı şirketlerin verilerine ulaştıklarında; insanları incitebilirler, çok ciddi zararlar verebilirler.

Yuval Noah Harari:

Sizin gibi pek çok insan ile bu tartışmaları yaptığım zaman en çok duyduğum şey, müşterinin her zaman haklı olduğudur. (Müşteri derken Facebook kullanıcılarını kastediyor).

İnsanların her zaman en iyisini bildiklerini, kendileri için en doğru şeyi tercih ettiklerini söylüyorsunuz. İnsanlar size göre her zaman neyin en iyisi olduğu biliyor. Bir seçim yapıyorlar, seçtikleri şeyleri her zaman "iyi" olarak adlandırılıyor. Bu durum nesillerdir Batı demokrasisinin temellerini oluşturuyor.

En büyük soru işaretinin olduğu yer de burası. İnsanların hacklenebildiği, manipüle edilebildiği teknolojilere sahibiz. Böyle düşününce yönlendirilmiş insanların her zaman en iyiyi tercih ettikleri doğru mu? Yoksa bu aşamayı çoktan geçtik mi?

Mark Zuckerberg:

Bence o aşamayı geçip geçmediğimiz net değil. İnsanlara ne yapmaları gerektiği söylendiğinde çok rahatsız olduklarını düşünüyorum.

Mark Zuckerberg, açık şekilde röportaj boyunca teknolojinin insanları kendi iradeleriyle karar vermekten alıkomadığını savunuyor. Televizyon bağımlılığı gibi sorunların Facebook'tan da önce var olduğunu, televizyon aracılığıyla insanların nasıl manipüle edildiğini göz önünde bulundurursak, Facebook ile bunun değişmediğini savunmak oldukça zor. Harari, konuşma boyunca Zuckerberg'i sert şekilde köşeye sıkıştırmaya devam ediyor.

Buna rağmen Zuckerberg'e göre sosyal medyada gördüklerimiz, içinde bulunduğumuz toplum için yaptığımız tercihleri ya da kişisel hayatlarımız için attığımız adımları etkilemiyor. Facebook, yanıltıcı bilgilerin önüne geçmek için her zaman çalışmaya devam ederken, bir yandan da bilgi ve fikir çeşitliliğini korumaya çalışıyor. Bunun ne kadar doğru olduğunu da zamanla daha net göreceğe benziyoruz.

93 dakikalık fikir savaşının tamamı aşağıda. Videoda Türkçe altyazı bulunmuyor. Her ne kadar yetersiz kalsa da otomatik çeviri ile izlemenizi tavsiye ediyoruz:

Zuckerberg ve Harari'nin tartıştıkları konular hakkındaki düşüncelerinizi yorumlar kısmında belirtebilirsiniz. Teknolojinin hayatlarımızı nasıl etkilediğine yönelik haber ve içeriklerimiz devam edecek, takipte kalın.