Haberler
Bakan Tunç'tan İmralı-DEM görüşmesi açıklaması: Henüz netleşmedi

DEM Parti, İmralı'ya ne zaman gidiyor? Bakan Tunç'tan açıklama var

Sahte dolar nasıl ayırt edilir? Canlı yayında testle anlattı

Sahte dolar, gerçeğinden nasıl ayırt edilir? Canlı yayında testle anlattı

Suriye'de patlak veren savaşta muhaliflerin ilerleyişi sürüyor

Yanı başımızda patlak veren savaşta son durumu en iyi anlatan görüntü

Villası için ağaçların kesildiği iddia edilmişti! Yücel Arzen'in Suavi için seçtiği şarkı çok manidar

Yücel Arzen'in Suavi için seçtiği şarkı çok manidar

Kafamda Deli Sorular #7: Evrende Yalnız Mıyız?

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

İnsanlığın tarihinden bu yana birçok soru soruldu. Bir bezelye tanesi üzerinde yaşadığımızı anladığımızdan beri ise başka dünyaların varlığını sorgular olduk. Peki, bilim bize yalnızlığımız konusunda neler sunuyor?

"Evrende yalnız mıyız?" sorusu, birçok düşünür tarafından ele alındı ancak mantık yürütmenin ötesine geçemedi. Neden mi? Çünkü elimizde bilimsel bir kanıt yok.

Bu yazıda da soruya ilişkin 'evet' ya da 'hayır' olarak net bir cevap bulamyacaksınız. Nitekim okuyacaklarınız merakınızı gidermeye yetecek.

Eğer beyninin derinliklerine inmeyi kabul eden cesur okurlarımızdan biriyseniz, evrenin derinliklerine inmeye hazır olun: Çok yol kat etmemiz gerekiyor.

Evren:

Gözlemlenebilir evrende yaklaşık 100 milyar galaksi bulunuyor. Yaklaşık 100.000.000.000 galaksi...

Bu yüz milyar galaksi içerisinde Samanyolu Galaksisi adındaki bir galakside, Dünya isimli bir gezegende bulunuyoruz. Yani muazzam büyüklükteki bir alanda yalnızca bir toz tanesinde yer alıyoruz ve yaşıyoruz.

Olaya şüpheci yaklaşmakta fayda var. Neden diye soracak olursanız da cevabı basit: Evrende hâlâ keşfetmediğimiz, hatta bilmediğimiz yerler bulunuyor. Başka bir deyişle, "Evrende yalnız mıyız?" sorusuna 'evet' dediğimiz takdirde, bilmediğimiz yerlerde yaşam varsa daha en başından bunu inkar etmiş oluyoruz.

Kısaca elleriyle gözlerini kapattığınız bir bebeğin, diğer insanların da kendisini göremediğini düşünmesi gibi. Sadece gözlerimiz değil, şüpheci davranmazsan düşüncelerimizi de kapatıyoruz.

Olaylara bakış açımız gerçekliğimizi belirler

Bilimsel çalışmalara daynan şu verilerden eminiz:

Büyük Patlama modeline göre evren 13,7 milyar yıl önce oluştu. Bu patlamanın 9,16 milyar yıl sonrasında (günümüzden 4,54 milyar yıl önce) Dünya meydana geldi. Dünya'daki ilk yaşam formuysa 4 milyar yıl önce ortaya çıktı.

Ancak bilim bu. En büyük görevi kendisini yalanlamak. Yani yukarıda okuduklarınızı değiştirecek bir çalışma da yapılabilir. Bunun için tek gerekli olan yeteri kadar merak.

Elimizdeki bu bilgilere göre 4 milyar yıl önce Dünya'da yaşam vardı.

Peki, ilk insan ne zaman ortaya çıktı?

Burada evrim teorisi ile ilgili tartışmaların farklı tarihleri ortaya attığını söylemekte fayda var. Bu nedenle insanın nasıl ortaya çıktığını değil, ne zaman ortaya çıktığına dair en net bulguyu paylaşmak gerek.

Bulunan en eski kalıntılara göre ilk modern insanlar 2,5 milyon yıl önce yaşadı.

Yaşam derken neyi kastediyoruz?

Dünya'daki ilk yaşam formuyla insanın atası ya da modern insan arasında milyarlarca yıl bulunuyor. Yani Dünya üzerinde 'insan' diye adlandırabileceğimiz bir şey bulunmuyorken aslında yaşam vardı.

Olmadı bu. Soruyu değiştirelim: Başka gezegenlerde su bulunca neden olay oluyor?

Hücrelerin büyük çoğunluğu sudan oluşur. Bunun yanı sıra metabolizmamızda oluşan reaksiyonların çoğu, suyun varlığıyla mümkün olabiliyor. Su, çok iyi bir çözücü olduğu için içerisine koyduğunuz çoğu şeyi moleküllerine ayırabiliyor.

Ayrıca Samanyolu Galaksisi'nde en çok bulunan birinci ve üçüncü element de suyu oluşturan hidrojen ve oksijen olarak karşımıza çıkıyor. Yani su aslında galaksimizde oldukça yaygın.

Her şey güzel ancak bir sorun bulunuyor: Bildiğimiz yaşamın sağlanabilmesi için suyu sıvı halde bulmamız gerekiyor. Aksi takdirde hücrelerin içerisindeki suyun da sıvı olması mümkün değil.

Yapılan son araştırmalara ve keşiflere dayanarak Mars'ta, Merkür'ün kraterlerinde ve Jüpiter ile Satürn'ün uydularında bir zamanla suyun sıvı halde bulunduğunu da biliyoruz. Yani potansiyel yaşamdan söz edebiliriz.

Bunlar yalnızca gördüğümüz ya da şu an için bildiğimiz alanlar. Peki, size mesafelerden bahsetmiş miydik?

Belirli bir yaşam formunun varlığını şu an için kabul edersek bunu gözlemlememiz için ne kadar zamana ihtiyacımız olduğunu hiç düşündünüz mü?

Bu yaşam formundan bahsederken Güneş Sistemimizden bahsetmiyoruz.

Örnek vermeden önce hemen bir bilgi verelim: Güneş'ten gelen bir ışının Dünya'ya ulaşması 8 dakika 20 saniye sürüyor. Başka bir deyişle Güneş'e her baktığınızda alsında 8 dakika 20 saniye öncesindeki halini görüyorsunuz. Peki, daha uzağa bakarsanız?

Kendi galaksimizin en ucunda bir yaşam formu olduğunu düşünün; orası yaklaşık 75.000 ışık yılı uzaklıkta…

Geleceğin arkeolojisi (Günümüzdeki geçmiş):

Az önce belirttiğimiz galaksi ucundaki farazi yaşam formunu ancak 75.000 yıl geriden takip edebiliriz.

Biraz önce belirttiğimiz gibi, Dünya üzerinde insan olarak adlandırabileceğimiz bir varlık bulunmuyorken Dünya üzerinde yaşam bulunuyordu. Yalnızca insanlar için doğru koşullar yoktu.

Kim bilir, belki de buradan yüz binlerce ışık yılı uzaklıktaki başka bir yaşam formu da bizim var olup olmadığımızı sorguluyordur. Belki de akıllarından "Evrende yalnız mıyız?" sorusu geçiyordur. Belki de kafalarında delice sorular vardır. Belki de soru sorma yetisi bulunmayan ve yaşamın başlangıcını temsil eden tek hücreli canlılardır..

Şu an için bunu bilemesek de cevabını zaman bize gösterecek.

Gördüğünüz üzere sadece söyleyebiliyoruz. Pek kanıt yok, ancak merak var. Carl Sagan'ı dinleyelim:

Kaynak: 1, 2, NASA, phys.org

Kafam Deli Sorular yazı dizimiz için siz de önerilerde bulunabilirsiniz:

Bunun için aklınızdaki en "deli" soruyu yorumlarla ya da e-posta yoluyla bize bildirin. Araştıralım, gerekirse işin uzmanına danışalım. Yeter ki kafanızdaki o sıra dışı sorulara, içinizdeki meraka ışık tutalım.

Kaynak: WebTekno / Teknoloji
title