İstanbul için uykuları kaçıracak "büyük kıyamet" uyarısı
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, İstanbul için korkutan bir deprem uyarısında bulundu. "İstanbul küçük kıyameti yaşamıştı, Marmara'daki depremle. Şimdi biz İstanbul'da büyük kıyameti bekliyoruz." diyen Kadıoğlu, megakentte en tehlikeli yerlerin neresi olduğunu açıkladı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, " İstanbul'da depremde en kritik olan bölgeler deniz kıyısı olan bölgeler. İstanbul küçük kıyameti yaşamıştı, Marmara'daki depremle. Şimdi biz İstanbul'da büyük kıyameti bekliyoruz." ifadelerini kullandı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Üsküdar Kuzguncuk'taki mahallelerde riskli ve tehdit unsuru oluşturan yapıları inceledi. Mahallelerde depreme karşı hasarlı yapıların tespiti ve çözümü için şehir risk avcılığı ve şehir risk analizi yapmak ve farkındalık oluşturmak için hayata geçirilen eğitim programına çevre sakinleri de ilgi gösterdi.
"İSTANBUL'DA BÜYÜK KIYAMETİ BEKLİYORUZ"
İstanbul'da beklenen olası depreme karşı alınması gereken tedbirlere değinen Kadıoğlu, şunları söyledi: "Biliyorsunuz İstanbul da küçük kıyameti yaşamıştı, Marmara'daki depremle. Şimdi biz İstanbul'da büyük kıyameti bekliyoruz. Bu büyük kıyameti beklerken bir yandan hazırlık yapmamız gerekiyor. Burada çeşitli şekillerde hazırlık yapabiliriz. Binamızın sağlamlığına bakarız. Evimizdeki eşyaları sabitleyip sabitlemediğimize bakarız. Afete karşı hazırlığımız nedir, ne tür malzemelerimiz var. İlk yardım biliyor muyuz, yangın söndürmeyi biliyor muyuz, aile afet planımız var mı. Ondan sonra sokağa çıkıp, konu komşu birbirimize afette yardımcı olabilecek miyiz?
Biz de sokağa çıktığımız zaman nerede toplanabileceğiz, sokakta deprem olunca hangi mobilyalar, hangi klimalar, hangi masalar harekete geçecek, trafiği kesecek, insanlara zarar verecek. Şu anda biliyorsunuz, bütün kışın caddede, sokaklarda böyle ısıtıcılar konmuş. Bunların tabii devrilme tehlikesi var. Bunların yangın çıkarma tehlikesi var. Bunları görebilmesi lazım insanların ve bunlar basit tedbirlerle azaltılabilirse bunlar hem normalde bir yangın tehlikesi oluşturmaz. Hem afette de bizim işimizi daha fazla zorlaştırmaz. O yüzden bilinçli olacağız, hazırlıklı olacağız. Deprem olduğu zaman da fazla can ve mal kaybına uğramayacağız. Japonlar gibi. Biz de tam bu yaptığımız şehir tehlike avı Japonlardan öğrendik biz bunları. Japonlar buna Town Watching (Yerleşim Ünitesi Analizi) diyorlar" şeklinde konuştu.
"İSTANBUL'DA DEPREMDE EN KRİTİK YERLER DENİZ KIYISI OLAN BÖLGELER"
İstanbul'da deniz kıyısında olan bölgelere dikkat çeken Kadıoğlu şu ifadeleri kullandı: "İstanbul'da tabii depremde en çok kritik olan bölgeler deniz kıyısı olan bölgeler. Esas burada yaşayanların, buradaki eksikleri görmeleri gibi. Mesela bugün gördük, çok az hidrantı var. Bugün gördük, çok az mazgal var. Yani toplanma alanlarımız çok yetersiz. Yolda bir sürü engel var. Bunları vatandaşın görmesi lazım. Şimdi bunlar normalde göre göre kanıksamış olabiliyoruz. Ama afetlerde bunlar bizim hayatımızı daha da zorlaştıracaklar. O yüzden mahalle tabanlı risk analizi bu bilim, toplum bilim, toplumu bilimsel bakışa yönlendirme projesiydi. Toplum önce bu afete hazırlığı, kendine bir görev edinmesi lazım. Her şeyi devletten beklemek tabii yeterli değil.
Devlet de afetleri tek başına yönetemez, halk olmadan. Bu halk, yönetim, toplum, idareciler, yönetimler, birlikte yapmamız gerekiyor. Bugün bunun bir örneğini burada yaptık. İstanbul'da tabii depremde en çok kritik olan bölgeler deniz kıyısı olan bölgeler. Yani Marmara Denizi'ne kıyı olan dolgu alanları, heyelan bölgeleri olan bu 1999 depreminde de en çok zarar gören, bu kadar uzak olmasına rağmen sıkıntı yaşanmış bölgeler zaten. Bir de tabii binanın sağlamlığı çok önemli. Zemin bina ve içindeki eşyaların sabitlenmemiş olması ayrıca insanların ne kadar zihinsel ve eğitim bakımından, beceri bakımından, yangın ve ilk yardım konusunda bilgili ve becerili olması çok önemli.".